Hasta olmama ragmen yine bolum atiyorum icimden surekli yazma istegi geliyo cildiricam👺
Erkenden kalkmıştım, Bugün hep beraber çilek toplamaya gidecektik, tabii jin ve namjoon'un da çölden dönmelerini haber etmelerini bekliyordum. Taehyung gelecek miydi gelmeyecek miydi bilmiyorum, gelecekse gelmeyecektim çünkü ben yaptığım hatanın farkına varıp onunla barışmaya çalışırken o beni ümitlendirmişti ve hayal kırıklığına uğratmıştı, bizim tayfa eminim ki bizi barıştırmak için uğraşacaktı bundan çok net emindim.
Kahretsin sevgili bile değiliz, sevgili olmadığımız halde onun için bu kadar çabalayıp uğraşmam gerçekten aptalcaydı, eskisi gibi olmak istiyordum ve onun teklifini kabul etmek istiyordum.
Biraz daha düşünüp yatakta debelenip durduktan sonra nihayet kalkıp üstümü giyinmiştim, bir değişiklik olsun diye bugünkü kahvaltımı dışarıda güzel bir manzara eşliğinde yapacaktım.
Gittiğim restoran çok sessiz ve sakin bir ortama sahipti, slow bir müzik ve restoranın ortasında müzik aletleri ile müzik çalan adamlar... Hepsi birbirinden farklı ve güzeldi, Üst kata çıkıp her zamanki rüzgar alan sessiz yerime oturmuştum, ve asla vazgeçmediğim kitabımı alıp orada kahvaltım gelene kadar okuyordum. Kuş cıvıltıları kafamın en derinine kadar işliyordu, süs havuzundaki akan su, müzik... Hepsi birbirinden harikaydı, siparişimi verip kitabımı okumaya başladım.
Taehyung! Yine yaptın yapacağını.
Sesle irkilip kitabı aniden bırakmıştım, taehyung mu demişti o? Yanlış duymamıştım evet evet taehyung demişti, masadan kalkıp sesin olduğu yöne doğru adımlarımı attım, Gözlerimle gördüğüm şey karşısında donup kalmıştım.
Taehyung garsonluk mu yapıyordu? Ama o pahalı ve lüks kıyafetleri nereden bulup giyiyordu? Bana niye daha önceden hayatından bahsetmemişti? tanrım kafamın içinde bir sürü soru dönüyordu. Tabakların hepsini düşürmüştü ve elleri kan içindeydi, stresten kafayı yiyeceğim... Öylece mosturalık gibi durup dikilirken fark edilmiştim, taehyung öylece yüzüme bakıyordu. Büyük bir ihtimal beni beklemiyordu, beni gördüğü sırada elindekileri de yere düşürüp koşarak çıkmıştı" Aptal gibi öyle duramazdım, yemeği unutup taehyung'un peşinden gitmeye başladım, o kadar hızlıydı ki... ona yetişmeye çalışırken restoranın bodrum katına yaklaşmıştım, bodrumdan sesler geliyordu. İlk başta kapıyı açacak cesaretim yoktu ama daha fazla bekleyemezdim, kapıyı açtım, sesim duyulmuştu ve aniden ses kesilmişti.
Işık yoktu ve merdivenlerden inerken ayağım takılarak düşmüştüm, koşa koşa biri geliyordu, telefonumun flashını açtığımda ruhumu teslim edecektim. O Taehyung'tu"'
+:
hep düşüyorsun jungkook, kendine biraz daha dikkat etmeyi öğrenmen gerekiyor-:
Taehyung konu bu değil, bana bak neler olup bittiğini bana teker teker anlatacaksın ve şu an hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsun bunu kes+:
Daha sonra lütfen, sana bunu şu anda anlatacak vaktim yok, lütfen beni anla ve daha sonra yalnız olduğumuzda sakince konuşalım. Biliyorum sana hiçbir şey yapmamışım gibi konuşuyorum çok özür dilerim ama bunları sana daha sonra anlatmaktan başka çarem yok.-:
Taehyung ben seni anlayamıyorum anlamak istemiyorum bana şu an her şeyi anlatacaksın buradan bir yere gitmiyorum+:
lütfen kook'um...-:
kook'um mu? bana nasıl hala kook'um diyebiliyorsun? her neyse senle inatlaşmak istemiyorum daha sonra konuşalım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
^NO 191^ =TAEKOOK +18 SMUT=
Lãng mạnHesaplamalarıma göre kıyafetlerimi çıkarmak için tüm ön koşullara sahipsin...