─ e n g e r e k

3.5K 508 916
                                    


medyayla birlikte okursanız daha güzel ağlarsınız sukuşlarım :D

⚠️ bu bölümde, yetişkin içerik ve rahatsız edici kısımlar bulunmaktadır. (taciz, tecavüz, çocuk istismarı, şiddet, psikolojik rahatsızlıklar)⚠️

bu bölüme bütün kalbimi bıraktım o yüzden benim için çok değerli...

neyse ABLA MINSUNG İLİŞKİLERİNİ AÇIKLADI BİLİYORSUN?!?! GDHSJQJQJJAJSHWHW cidden. minho jisunga erkek arkadaşımsın falan dedi su rachalog da (jeongin benmiş btw) ben de bunun şerefine hemen bölümü yollamak istedim

yaşasın minsung 🥂

evet, şimdi;

sizce bu kim?

anne kurban olayım bol bol yorum yapın oy verin bak bir dahaki bölüm bombabomba.com benden demesi

hadi öptüm bye ayol





[$$]








16 Nisan, cumartesi
saat, 13:33







"hoş geldiniz, bay han." diyor kadın. "içeride mi?" diye soruyorum. evet, diyor. daha fazlasını dinlemeden, kadını arkamda bırakarak, koridorun sonundaki odaya doğru ilerliyorum.

kapıyı çalmama gerek yok. izin almama gerek yok. fütursuzca giriyorum içeriye.

içeride, artık tanıyamadığım adam, huzursuz bir uyku çekiyor. vücudunda, yüzünde yaralar oluşmuş. bedeni, böcekler tarafından yenilmiş sanki. öylesine bitik, çürümüş halde.

babam, şimdiden bir cesetten farksız görünüyor.

haftalar sonra yanına geliyorum ancak o beni karşılamak için gözlerini dahi açmıyor. uyumadığını bilmek ise, en acı veren kısmı.

"baba..." diyerek sesleniyorum ona. ses vermiyor. alışığım artık bu duruma. "ben geldim" diyorum, yanındaki tekli koltuğa otururken.

seansım olmasına rağmen, sabah erkenden kalkıp hastaneye geliyorum ve karşılığında benden tiksinen, yüzüme bile bakmayan bir adamla, aynı odada sıkışıp kalıyorum.

teşekkür ederim baba... böylesine büyük bir sevgi yükünü omuzlarımdan aldığın için.

"cevap vermeyeceksin sanırım..." diyorum, kendime konuşuyorum biraz da. o ise ses çıkarmadan dinliyor beni. dinlediğine yemin edebilirim. gözlerinin kapalı olması önemli değil, kulakları her daim açık.

kapıların dilini anlamayı bana öğreten oydu ne de olsa.

evrak çantamı kucağıma alıyorum. artık, pek de burhan altıntop gibi hissettirmiyor. üzüyor bu beni. "boş versene!" diyerek çıkışıyorum.

öfkem kendime. benliğime, ne olursa olsun, babasını affeden içimdeki küçük çocuğa.

söz geçiremiyorum ona. sus, diyemiyorum. dur, desem de, durmuyor.

her defasında, yine, yine ve yeniden geliyor bu hastaneye, giriyor yaşlı adamın odasına. saatlerce konuşuyor, fakat tek kelime işitmeden çıkıp gidiyor şu kapıdan.

last session ☆ minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin