☆7☆

177 16 17
                                    


Medya: V & Rm - 4 O'clock

Gözümden kaçan yazım yanlışları için özür dilerim.

Yankı'dan 

''Annee, üçüzlerin kapısı kitli ve içeriden ses gelmiyor.'' kapının yumruklanması daha da artarken zar zor gözlerimi açabildim.

Ayılmaya çalışırken düşme sesini duymamla hemen oraya döndüm. Ezgi, yataktan sırt üstü düşmüştü.

''İYİ MİSİNİZ? YANKI, EZGİ, YEKTA SES VERİN.'' kapı hâlâ yumruklanıyordu.

Ağzımdan küfür firar ederken hemen Ezgi'nin yanına gittim.

''Güzelim, iyi misin? Salak Yekta nerde lan?'' Ezgi dolu gözleriyle hareket etmeden bana bakarken onu kollarından tutarak yavaş bir şekilde yerden kaldırdım.

Ezgi'den ses gelmezken onu yavaş bir biçimde yatağa oturttum.

''YANKI, EZGİ, YEKTA BENİ DUYUYOR  MUSUNUZ? Kutay sen burada bekle, ben yedek anahtarı alıp geliyorum.'' kapının önündeki Latif koşarak uzaklaşırken sanırım Kutay bey abi burada kalmıştı.

Ezgi'nin kıyafeti hafiften kırmızı olurken hemen başka tarafa baktım.

''Bebeğim sen burada bekle ben banyodan ilk yardım çantasını alıp geleyim.'' bir umut banyoda olduğunu düşündüğüm Yekta orada da çıkmazken düşünmemeye çalışarak ilk yardım çantasını alıp çıktım.

Ama bir sorun vardı.

Beni kan tutuyordu.

''Getirdiğin için teşekkür ederim. Şimdi banyoya gidip yaparım ben.'' bir yandan ağlayıp bir yandan konuşmaya çalışan Ezgi'yle içim gitti.

Ne olurdu ki kan tutmasaydı beni?

''Olmaz öyle. Güzelim sanırım Kutay'a söylememiz gerekicek. Neden oldu demeyiz sadece pansuman yapmasını rica ederiz. Hem bir kaç aya onlarla görüşmeyeceğiz o yüzden takma kafana olur mu?''

''Yekta nerde?'' 

''Yürüyüşe çıkmıştır gülüm o, gelmez bir süre.'' omuzlarını düşürürken kendime bir kez daha lanet ettim.

Eskiden o yapardı pansumanı ama gideli yıllar olmuştu.

Aşmam, aşmamız lazımdı artık onu.

''Tamam, çağır.''

Hemen kapıya gidip kilidini açtım. Kutay  bey abi hemen vücudumu tararken hızla konuştum. "Şimdi diyeceğim şeyler sadece aramızda kalacak, tamam mı? Kimseye söylemeyeceksin. Ve ayrıca bize acımayacaksın. Tamam mı?" şaşkınca başını 'evet' manasında sallayınca kapının önünden çekilerek içeri girmesini sağladım. O içeri girdikten sonra da kapıyı tekrardan kilitledim.

"Beni kan tutuyor, bu yüzden pansuman yapamıyorum. Sen doktorsun, yapabilir misin acaba?" Kutay bey abi kafasını tekrardan 'evet' anlamında salladıktan sonra Ezgi'nin arkasına geçti.

Bende sonunda Ezgi'ye odaklanabilmiştim.

''Bebeğim, iyi misin?'' Ezgi yüzünü ekşitirken konuşmaya başladı.

''Bebeğim ne Yankı ya, bebeğim ne?''

''Hani hoşuna gidiyordu bebeğim demem?'' 

''Arada söyleyince güzel oluyor ama hep söyleyince kusasım geliyor yüzüne yüzüne. Aslında hep söylemiyorsun ama bilmiyorum söylenesim geldi. Ay regl olucam sanırım, benden çekiceğiniz var.'' 

Baştan AlıyoruzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin