9

118 12 20
                                    

 
Medya : Dolu Kadehi Ters Tut - Belki

  🍀🍀🍀🍀🍀🍀🌺🍀🍀🍀🍀🍀🍀

Eskiden çok çok yakın olduğunuz birisi aniden giderse doğal olarak bu sizi kötü etkiler. 

  Bir çöküş yaşarsınız ve mental sağlığınız da 'ben gidiyom hadi selametle' diyerek çekip gider.

Bir yerde görmüştüm, 'Ağaç, sırtını nereye yaslarsa o tarafa devrilir' diyordu.

Sırtmı, sırtımızı ona yaslamıştık ve sonu ise malumdu.

Bilmiyorum belki de ben çok duygusaldım. Üçüzlerim olayı hemen atlatırken ben uzun bir süre atlatamamış, üstüne bundan dolayı da sağlığımdan olmuştum.

Peki ne içindi bunların hepsi?

Bir hiç için.

Değmeyecek birisi için kendimi boş yere üzmüştüm. Tek tesellim ise 'deneyim oldu' demekti.

Evet, küçücük yaşımda deneyim oldu deyip geçirmekti.

Düşüncelerimden ayrılıp karşımdakine baktım. Değişmişti. Ellerinde dövme, kulağında ise küpe vardı. Saçlarını da Yankı gibi uzatmıştı.

Tabii ki de benim üçüzüme daha çok yakışmıştı o saç stili.

O değil de, aradan zibilyon yıl geçmesine rağmen bizi nasıl tanımıştı?

Bana ne kadar uzun bir süre gibi gelse de sadece bir kaç saniye geçmişti.

Önüme birinin geçip beni arkasına almasıyla şaşırdım. Üçüzlerim arkadaydı ve onların bu uyuşukluğuyla gelmeleri bir kaç dakikayı alırdı. Diğer seçeneklerde her türlü beni şoke ederdi.

''Pardon kimsiniz de kardeşime dik dik bakıyorsunuz? Lütfen sıkıntı çıkarmadan gider misiniz?'' dedi Erez ondan beklemediğim bir tavırla.

Evet sayın seyirciler anlamış olduk ki Erez'in psikolojik sorunları var.

"Ezgi ne kardeşi ne diyor bu adam? "  kaka diyor, kaka.

Muhattap olmak istemediğim için Erez'in arkasına daha çok saklanırken imdadıma üçüzlerim yetişmişti.

"Pardon, kimsiniz?" diyerek ortama giriş yapan Yankı ilk defa bu kadar ciddili olmuş ve beni şaşırmıştı.

Oysa ki eskiden, o sürekli kızardı Yankı'ya ciddi ol diye.  Aslında buradan da anlamak gerekirdi. Yankı yeri gelince ciddi olup yeri gelince her şeyi dalgaya vururdu ve bu onun savunma mekanizması gibiydi.

"Yankı tanımadın mı beni? Ben Lodos abin, nasıl unutursun beni?" bencilliğin ayrı bir boyutu bu.

"Kardeş, tanımıyorum diyo kardeşlerim sizi daha ne ısrar ediyon koçum? " Latif bey abi gibi İstanbul beyefendisi birinden beklenmeyecek laflar. Bir elinde tespihi eksik o kadar.

Derken Kutay bey abinin cebinden tesbih çıkarıp ona vermesiyle tam bir keko olup benden tam puan almış oldu.

O, tam konuşacaktı ki araya Kutay bey abinin girmesiyle açtığı ağzını geri kapattı. "Acelemiz var beyefendi,  sizi tanımadığını söylüyorlar. Onlar öyle diyorlarsa öyledir. İzninizle." vee Kutay'ın attığı top kalede, goooooool.

"Peki. Ezgi, telefon numaramı Yekta'ya veriyorum. Kendimi açıklamama lütfen izin verin, başka bir şey istemiyorum." 

Onunla görüşüp konuşmak istiyor muydum? Bilmiyorum. Bir açıklama istiyor muydum? Evet ama bunu şu an yapmak istemiyorum. Hele şimdi o numarayı alırsam kendini daha yükseklerde görür 'beni unutamamışlar hâlâ' diye düşünür.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Baştan AlıyoruzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin