Üçüncü konserimizin akşamıydı. Büyük ihtimal yorgunluktan olsa gerek, hiç ama hiç enerjim yoktu. Arabada uyumamak için zor dayanmıştım, çünkü uyuya kalırsam bir daha uyanmayacağımı biliyordum. Eve geldiğim an kendimi yatağa atmış, sonrasında kalkıp su içebilecek gücü bile bulamamıştım bedenimde. E tabi, göğsünde uyuduğum bedeni uyandırmamaya çalışmak ta yataktan kalkmamam için bir nedendi. Konserde benden daha çok yorulduğunu da biliyordum, bu yüzden onu uyandırıp rahatsız etmeye hakkım yoktu.
"Uyumayacak mısın?" Cevap vermemi bekleyen bir eda ile belimde duran kolları beni daha çok sardığında, uyumadığını fark edince şaşırmıştım.
Arkamı dönmeden konuşmaya başlamıştım onunla. "Uykum kaçtı, ama sen uyuyorsundur sanıyordum. Çok yorgun gözüküyordun."
"Yanında o kadar huzurluyum ki, bütün yorgunluğum geçmiş gibi, sevgilim."
Saçlarıma tüy kadar hafif bir öpücük kondurmuştu. "Tyun."
"Efendim? Yoksa canını mı acıttım? Çok sıktıysam sarılmayayım. Rahatsız olup uyuyamıyorsan da ben eve gideyi-"
"Dayanamıyorum artık."
"Neye sevgilim?"
"Ağlamamak için zor duruyorum."
"Neden?"
~
Yatakta dikilip, inci gözlerinden süzülen gözyaşlarının arasından bakmaya başlamıştı bana. Onu üzecek bir şey mi yapmıştım?
"Sevgilim, ne oldu? Anlat bana, yanlış bir şey mi yaptım sana karşı? Söyle güzelim, birlikte çözelim sorun ne ise. Ağlama ama, nolursun."
Sessizce tekrar seslenmişti bana. "Taehyun'um."
Kendi ettiği lafla daha çok ağlamaya başlamış, düzenini kaybeden nefesleri derin hıçkırıklara dönüşmüştü. Dayanamadım bende, dayanamadım sevgilimi böyle görmeye. Yatakta dikilip önümde ağlayan zayıf bedenine sarılmıştım sıkıca, kendi gözyaşlarımı tutmaya çalışırken.
"Noldu sevgilim? Niye ağlıyorsun?" Eğdiği kafasını kaldırıp omzuma gömdüğünde ellerimi sırtında gezdirerek ona burda olduğumu hatırlatmaya çalışıyordum. Yanında olduğumu, hep onunla olduğumu.
"...Kalp atışını duymayı o kadar özlemişim ki, sen bana yatarken sarılınca bütün yıl aslında huzurlu olmadığımı fark ettim." Ağlarken zar zor söylediği o iki cümle, benimde gözyaşlarımı serbest bırakmama neden olmuştu.
"Sevgilim, ağlama nolursun. Ben sana hep sarılırım. Ama ağlama, lütfen."
Kafasını omzumdan kaldırıp yüzüme doğru bakmıştı. Belli ki net olmayan görüşünden dolayı, elleriyle gözyaşlarını silip tekrardan baktı yüzüme. Bakışları gözlerimi bulduğunda, bu sefer de elleriyle benim gözyaşlarımı yavaşça sildi. "Taehyun'um, ama sende ağlıyorsun."
"Ağlamıyorum."
"Ağlıyorsun."
"Ağlamıyorum."
"Ağlıyorsun."
"Ağlıyorum."
"Ağlamıyors- Ya Tyun!"
İkimizde sanki hala gözyaşlarımız akmıyormuş gibi gülmeye başlamıştık. Onun gibi kokan bir oda, pencereden sızan sokak lambasının loş ışığı ve kıpkırmızı dudakları arasından bana bahşettiği gülümsemesi. Hepsi kazınıyordu aklıma, beynimin her köşesine. Onu ve yaptığı her şeyi, bana unutturmamaya çalışaraktan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oodal | taegyu
FanfictionAynı müzik grubuna düşen, kavga ederek ayrılmış iki sevgili. Sizce barışmaları ne kadar sürmüştür? 5 gün? 2 hafta? 10 ay? ✮ taegyu // yeonbin sunki // heekai