"Ya ben niye içemiyorum ya!"
Niki sinirle bağırıp bütün meyhanedeki insanların ona bakmasını sağladığında, tam karşımda oturan Taehyun sakinliğini zor korumaya çalışıyor gibiydi.
"Ne yapayım Niki? Geçmişe gidip annen ile babanı bir yıl daha erken sevişin diye mi uyarayım?"
Taehyun'un verdiği cevapla yüzü daha da asılan Niki kafasını masaya gömdüğünde, Jungwon sırtını sıvazlıyordu yavaşça. Bütün arkadaşları içerken kendisinin alkol alamaması onu üzmüş olmalıydı.
"Aaa ne mızmızsınız amına koyayım!" Yeonjun sinirli bir şekilde herkese laf attığında bardağını kaldırarak dönmüştü hepimize.
"Hadi konserlerinizin bitmesine kaldıralım. Sevgilim ile daha çok görüşürüm inşallah veleddalin amin."
Hepimiz bir ağızdan ettiği lafa güldüğümüzde ayağa kalkan sevgilimi belinden tutarak oturtmuştum yerine, çok şapşaldı bu çocuk.
Herkes kadehlerini tokuşturduğunda, karşımdaki Taehyun'un yanında oturan Beomgyu çarptı gözüme. Kesinlikle çok huzursuz gözüküyordu, halbuki buraya gelmeyi öneren oydu. Onu sadece bir kaç kez içerken görsemde, sevdiğini düşünmüştüm. Belki de kalabalıkta içemeyi sevmiyordur.
Bakışlarımdan Beomgyu'da bir gariplik olduğunu anlayan Taehyun, ellerini çenesine yasnamış, kollarını masaya koymuştu.
"Aslında, sizinle bir şey konuşacaktım."
Hâlâ kafası masaya gömülü Niki dışında herkes Taehyun'un baktığında, ikiside çok gergin gözüküyordu. İlk başta anlam verememiştim, daha sonradan hatırlamıştım Kai'nin sözlerini. Sevgili olduklarını bu hafta açıklarlar demişti. Ama açıkçası bu kadar erken beklemiyordum.
"Ben ve Beo-"
Taehyun cümlesini tamamlayamadan meyhanenin kapısı sertçe açıldığında hepimizin bakışları girişe kaymıştı. Bağırarak gelen kişinin Hyuka olduğunu sonradan anladığımda, şaşırmıştım biraz. Onu ilk defa bu kadar enerjik görüyordum.
"SELAMM."
Kai elindeki çantasıyla bizim masaya yaklaşırken bir sandalye çekip oturduğunda, enerjisi herkese bulaşmış gibi gülümsüyorduk hepimiz.
Yeonjun'da bu haline şaşırmış olacak ki sormuştu hemen. "Bakıyorum pek enerjiksin bugün. Noldu milli maç falan mı kazandık amk?"
Hyuka Yeonjun'un dediklerine göz devirmiş, heyecanlı heyecanlı konuşmaya başlamıştı. "Hayır salak. Bugün denemede birinci oldum."
Masadaki herkes onu tebrik ettiğinde, kendisinede bir içki sipariş etmiş, daha sonradan tekrar oturmuştu yerine. Aldığı övgülerle gülümsemesinin daha çok büyümesini beklerken yüzünün bir anda düşmesiyle garipsemiştim durumunu. Hyuka'nın sadece bir yere bakıp kitlendiğini fark ettiğimde, yavaşça arkamı dönüp nereye baktığına göz gezdirmiştim. Bize göre biraz uzak kalan arka masamızda bir çocukla birlikte oturan tanıdık yüzle kaşlarım havalanmıştı şaşkınlıkla. Hyuka'nın hastanedeyken onunla duran arkadaşıydı bu.
~
Masadaki sohbet hızını aynen devam ettirirken, bakışlarım ikide bir arkadaki çocuk ile gereksiz fazla sarmaş dolaş olan Heeseung'a kayıyordu. Bilmiyordum nedenini, ne yaptığını görmem gerekiyor gibi hissediyordum sadece. Kafamı dağıtmaya geldiğim arkadaş ortamımda bile rahat değildim şu an.
"Arkadaşlar, biz bir şey söyleyecektik. Söyleyemedik bir türlü ama."
Taehyun'un seslenişiyle hepimiz ona döndüğümüzde, onun bakışları ise Beomgyu'nun üzerindeydi. Herkes onlara anlamlandıramamış bir şekilde bakarken, Taehyun bir anda Beomgyu'nun tuttuğu elini havaya kaldırmış, gülümsemişti sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oodal | taegyu
FanficAynı müzik grubuna düşen, kavga ederek ayrılmış iki sevgili. Sizce barışmaları ne kadar sürmüştür? 5 gün? 2 hafta? 10 ay? ✮ taegyu // yeonbin sunki // heekai