"light"

439 45 45
                                    

Bu yıl ki ilk konserimize iki gün kalmıştı, öbür yıldan tek farkı şu an grubumuzda yeni bir üye olmasıydı. Ayrıca yeni çıkardığımız albümdeki dans koreografileri önceki albümümüze göre çok daha zordu. Konserde tek bir hata bile yapma lüksümüz yoktu, bu yüzden gerekirse önümüzdeki iki gün uyumadan bile pratik yapabilirdik.

"Oha!! Şuna baksanıza, Spotify'da iki buçuk milyon aylık dinleyiciye ulaşmışız!!"

Beomgyu duyduklarına inanmamışçasına hızlıca Jungwon'un elindeki telefonu kendine çekti, gözleri ekranda gördükleriyle kocaman açılmıştı. Onun hayalinin bir gün müziğini dinleyecek insanlar bulmak olduğunun biliyordum, o yüzden yavaşça gülümsemeden edemedim. Gruba yeni gelmesine rağmen sesi fanlar tarafından çok sevilmişti. Ayrıca albümün ana şarkısında ki nakarat kısmı söylüyordu, bu da ilgiyi üstüne çekmesini sağlamıştı. Onunla gurur duyuyordum. İlerde de çok iyi işler çıkaracağından şüphem yoktu.

"OHA LANN!! BU KADAR İNSAN AYLIK BİZİ Mİ DİNLİYOR AMK?"

Jungwon küfreden Beomgyu'nun ağzına yavaşça vurmuştu. "Heyt!! Küfür yok. Bana bak sahnede şarkının ortasında yanlışlıkla küfür ediceksin diye çok korkuyorum!"

Kenarda duvara yaslanmış olan Soobin, Jungwon'un davranışına güldükten sonra yanıma geldi. Omzuma kolunu koydu. Aslında Soobin için biraz tedirgindim. Geçen hafta o gece bana instagramdan konuştuğu çocuğu ve onun bir anda değişen davranışları yüzünden ne kadar kırıldığını anlatmıştı. O grubumuzun enerjisini ayakta tutan kişiydi, üzülürse hiçbirimiz bir şey başaramazdık.

"Öyle heyecanlandınız ki konseri unuttunuz galiba, hatırlatırım sadece iki günümüz kaldı. Ayrıca hala şarkının başlangıcını kaçıranlar var." Sunghoon'u kafasıyla gösterdikten sonra yüzünü Sunghoon'un dakikalardır yerde tuttuğu bakışlarının olduğu tarafa döndü.

"Buna ne oldu lan?"

Sunghoon yerde yatan Niki'yi parmağı ile dürttüğünde hepimiz cidden ölmüş olabileceğinden korkmuştuk. "Dün uzun zamandır açılmak istediği birine instagram hesabından yürümüş. Ama böyle paragraflarca yazmış görseniz amk. Çocukta görüldü atmış sanırsam. Sabahtan beri böyle."

Sunghoon'un dedikleriyle Niki ağlayaraktan konuşmaya başlamıştı. "Çok güzel ama bir görseniz... Başka kimsede yok o renk gözler... Tupturuncu ipek ipek saçları... Güldüğünde çok güzel duran o pespembe dudakl-"

"Amına koyayım sen betimleyince kafamızda canlanmıyor, sus."

Hepimiz şok içinde küfreden kişiye bakmıştık. "Ben mi yanlış duydum yoksa Jungwon ilk defa küfür mü etti?"

"Bence biz yanlış duyduk."

"Yok duymadınız valla etti."

Yerde yatan Niki bile şaşkınlıktan ayaklanmıştı. "Galiba kıyamet kopacak. Ben eve gitmek istiyorum, son kez bilgisayarıma sarılayım, nolur!"

"Otur oturduğun yerde kıyametin koptuğu falan yok. Bana bak Niki, konserler bitene kadar o bilgisayarı açmayacaksın!"

"İKİ HAFTA BOYUNCA OYUN OYNAMAYACAK MIYIM YANİ?! NASIL STRES ATACAĞIM O ZAMAN BEN LAN!???"

"Yeni karışım yaptım, muz ve kuru üzümde var bu sefer içinde. İnternette okumuştum. Baya stres atıyor, Sunghoon'da işe yaradı yani. Sana da yaparım sabahları."

"Jungwon şunları Sunghoon'a içirmeyi bırak ulan! Bende dün diyorum ki bu çocuk niye bu kadar hareketsiz duruyor? Bak mide fesatı geçirerek, nolursun içirme. Konserler bitince içirmeye devam edersin, olur mu? Ayrıca Sunghoon senin beynin yok mu da her gün bir şey demeden içiyorsun bunları lan?"

Oodal | taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin