Hoş geldiniz, aniden kurgu yayınlamam biraz şaşırtmış olabilir. Bana da ani oldu, yayınlamadan duramadım.
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorumm 🥺
Başlangıç tarihi :
07.08.2023
ALBİNO DÜK
❝Trajedi tiyatrosunun son sahnesine giriş yapan bu adamın soluk yeşilleri; beni senaryonun çizgisinden çıkmam için çağırıyordu. Kuklanın yasaklı bölgesine sızan derin bakışları, bu sahnede yeri olduğunu haykırıyordu.❞
❥
"Benim küçük, aptal kardeşim." Uzun parmakları tehditkârca çenemi tuttu, dudaklarında tehlikeli sırıtış vardı. Ela gözlerinde kuduz köpeğin çılgın bakışları saklıydı. "Unutma, seni kurtaran bendim." Yıllar önce çocukken bana düzenlenen suikast girişiminden beni kurtardığı güne atıfta bulunuyordu. Kılıcını kınından çıkarttı, hızla şah damarımın bulunduğu kısma koydu ve hafifçe bastırdı. "Ve bu kurtarışın bir karşılığı olmalı, değil mi?" Bakışlarında patlamaya hazır volkanın alevlerin yansımasını görür gibi oldum, tüm vücudumu esaret alan korkum beni bir kukla gibi yönetmeye başladı ve ben istemeden titremeye başladım.
"Evet." diye mırıldandım, kurtuluş yollarım şu anlık kapanmıştı. Kaybetmek istemiyordum. Çaresizce sarayın penceresine doğru bakış attım. Küçük krallığımız, Kuzey İmparatoru tarafından işgal edilmeye başlamıştı. Kralın yerine abim elçi olarak gitmek istemişti ama isteği kabul edilmemişti. İmparator zalimdi ve aniden savaşı başlatmıştı. Bu yaşıma kadar bir kez olsun Kuzey İmparatoru'nun ülke işgal ettiğini duymamıştım, görmemiştim. Neden bizim ülkemize gözünü dikmişti? Veliaht Prens bu haberden sonra çıldırmıştı ve beni evliliğe zorlamıştı.
Kılıcı usulca çekti ve gülümsedi, midem bulanmaya başlamıştı. Yüzüne kusmak istiyordum. Bana abilik adı altında yaptığı hainliği unutmayacaktım, bir kukla gibi beni yönettiğini yıllar sonra anladığım için kendi aptallığıma kızıyordum. Bana yalancı şefkatini verdikten sonra ona olan güvenimi yerle bir etmişti, güvendiğim tek insanı kaybetmiştim. Küçük kıza sunduğu tüm gülümsemeler, şefkat ibaresi değil aslında avcının avına attığı tehlike vadeden bir sırıtıştı. "Sen harika bir kardeşsin."
Hayır, bir kardeş değil. Bir kukla. Ben harika bir kuklaydım.
Ellerini birbirine vurdu ve odamın kapısına doğru yöneldi. "Beş dakika içerisinde ana kata gel, müstakbel kocanı bekletme kardeşim."
Kapı kapandığı an güçlükle nefes almaya çalıştım, kısa bir süre sonra özel hizmetlim kapıyı açıp içeri girerken gözleri dolu doluydu. "Prensesim!" Destek almak için makyaj masamın kenarına tutundum. "Ekselansları! Ekselansları iyi misiniz?" Öfkem aniden patladı ve ben makyaj masasındaki her şeyi yere fırlatmaya başladım.
"Sence iyi görünüyor muyum?" dedim öfkeyle. Siyah saçlarımı ellerime doladım, vücudum zangır titriyordu.
"Böyle olamaz, ben güvenmiştim." diye fısıldadım.
"Prensesim." Sözünü kestim ve çığlık çığlığa "Damarlarımdaki kraliyet kanından nefret ediyorum!" diye bağırdım. Muhafızlar seslere gelmişti, odaya aniden daldıkları sırada sakinleşmeye çalışıyordum. Böyle yaparak bir sonuca varamazdım.
"Ekselansla-" Bana doğru gelen muhafızları havaya kaldırdığım tek elimle durdurdum. "Çıkın." Hâlâ bana baktıklarını görünce "Çıkın dedim!" diye bağırdım. Emirime karşı gelmeyip çıktıklarında özel hizmetlime döndüm. "Hazırlanacağız, dört dakikan var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Albino Dük
RomanceKılıcı kaldırdığında irkildim, gözlerimi kapattım ve ölmeyi bekledim. Rüzgârın dokunuşunu yüzümde hissederken derinden gelen o güzel sesi işittim. "Sonunda..." Kirpiklerim birbirinden ayrılırken kılıcını zemine sapladığını ve gücü karşısında çatlama...