Bölüm 3

325 32 29
                                    

Uyandığımda yanımda Tom'u görememiştim. Etrafıma baktığımda Tom'un giyindiğini gördüm. Tişörtünü kafasından geçiriyordu.

"Ne oldu? Çok mu yakışıklıyım?" dedi. Ne kadar mükemmel bir ego.

"He aynen. Ben ne giyeceğim?" Tom dolabına doğru yöneldi. Bir tane tişört aldı.

"Al, en az bol olan tişörtüm bu valla. Yani başka yok. Altındaki eteği giyebilirsin tekrardan."

"Tamamdır, teşekkür ederim." diyip tuvalete gittim. Giyinmeye başladım. Yine normal rutinimi yaptım. Yüzümü yıkadım, makyajımı yaptım. Aynada kendime baktığımda tiksindim resmen. İstemeyerek "Off" dedim. Kendimi biliyorsunuz ki güzel bulmuyordum. Her şeyi denemiştim ama yok. Neyse, tuvaletten çıktığımda Tom'u gördüm.

"Bir insan tuvalette niye oflar ki?"

"Canı istemiştir belki. Çok takmamak lazım." Tom küçük bir şekilde gülmüştü.

"Yemek yiyelim gel." dedi. Hiç yemek yiyesim yoktu. Ama kaba görünmemek için tamam dedim. Mutfağa gittiğimizde Bill'i gördüm. Yemeğini zaten yiyordu.

"Hoşgeldiniz! He bir de günaydın. Yemek yaptım otursanıza."

"Oturacağız." dedi Tom. Oturup yemek yedik. Sohbet falan da ettik. Yemeğimizi bitirdiğimizde okula doğru gitmeye başladık. Tom'ların da evi okula yakındı. Bizim de evlerimiz yakındı zaten.

————————————————————————————
Okula geldiğimizde yine herkes bana baktı. Takmamaya çalıştım. Dersime doğru gitmeye başlamıştım. Neyseki Georg'un da aynı dersi vardı. Beraber gitmeye başladık, sohbet ettik. Arkamdan bir ses yükseldi.

"Kayla!" demişti birisi. Bir kızdı kim olduğunu bilmiyordum. Ona doğru dönüp durdum. Georg da benle beraber durup arkasına döndü.

"Konuşabilir miyiz acaba?" dedi o kız. Uzatmadan tamam diyip geçtim. Georg'a bir dakika bekle işaretini yapıp kızın yanına gittim.

"Tokio Hotel'i nerden tanıyorsun? Neden tanıyorsun? Nasıl tanıyorsun?" dedi kız.

"Tamamen tesadüftü. Okulda karşılaştık işte. De sana ne? Yani niye merak ettin ki?" dedim.

"Tom'u bana ayarlar mısın? Lütfennnnn!" ne diyordu lan bu?

"Hayır." diyip uzaklaştım. Georg'un yanına gittim.

"Ne dedi?"

"Sizi nerden tanıdığımı sordu. Sonrasında da Tom'u bana ayarlar mısın dedi! Yemin ederim çıldırcam. Nasıl ayarlıyım amk!" Georg gülmeye başladı. Ben de kendimi tutamayıp güldüm.

"Hadi sınıfa gidelim." dedim. Sınıfa geldiğimizde yan yana oturup hocanın gelmesini bekledik. Maalesef hoca da gelmişti. Ders çok sıkıcıydı! Off!

"Çok sıkıldım!" dedim Georg'a

"Ben de. Dersin bitmesi için dakika sayıyorum."

"Aaa sen dakika mı? Ben direkt saniye sayıyorum!" dedim. Hocamız konuşmaya atladı. Eksik kalır mı?

"Georg, Kayla konuşmayı kesin yoksa disipline gidersiniz." Demişti. Sen de bir sus ya! Daha adını bilmiyorum.

"Pardon Bayan Amber. Bir daha olmaz." dedi Georg. Amber'mış adı. Çok gerekli bir bilgi değildi ama olsun.
Biz yine çok sıkıldığımızdan ders boyu birbirimize falan baktık. Notlaştık, sessiz bir şeyler söyleyip ağız okumaya falan çalıştık. Ders sonunda bitmişti!

————————————————————————————

Yemek yemeğe gittik. Tom'ların masasına oturduk.

"Okul yemeği de güzel he." dedi Gustav.

"Evet." diye onayladı Bill.

"Bugün yanıma bir kız geldi. Dedi ki Tokio Hotel'i nereden tanıyorsun? Ben de dedim işte okulda karşılaştık yan yana oturduk falan. Ondan sonra bana dedi ki bana Tom'u ayarlar mısın? Ya ben nasıl ayarlıyım daha kızı tanımıyorum!" dedim. Ben bunları söylerken Georg gülüyordu.

"Hangi kızdı?" dedi Tom gülerek.

"Bilmiyorum adını." dedim.

"Olivia." dedi Georg. Aman bana ne.

"Gerçekten mi? Tatlı bir kız aslında olabilir." dedi Tom. Hızlıca kafamı Tom'a çevirip tiksinirmiş gibi bir yüz ifadesi yaptım.

"Noldu? Kıskanmanın bir lüzumu yok."

"Ne kadar kıskandım bilemezsin."
Kafamı çevirdiğimde Olivia'yı gördüm. Off bir siktir git ya.

"Ay sen de bir siktir git." dedim. Sesli düşünmüştüm. Herkes bana baktı.

"Kim?" dedi Bill.

"Şurdaki. Olivia mıydı neydi." dedim. Herkes o tarafa baktı. Tom yerinden kalkıp Olivia'nın yanına gitti. Olivia bana baktı ve teşekkür ederim dermiş gibi bir işaret yaptı ve sırıttı. Ben bir şey yapmadım ki! Olacağı varmış. Tom ve Olivia beraber yürümeye başlayıp gözden kayboldular. Masadaki ben dahil herkes ağzı açık bakıyordu.

"Yani... Galiba aralarını yaptım. İstemeden de olsa sevap canım bir şey olmaz." dedim. Masadaki herkes gülmeye başladı. Bilmiyorum ama ben yine de üzülmüştüm. Neden üzüldüğümü de bilmiyorum. Üzülmüştüm işte.

NERDESIN? - TOM KAULITZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin