Bölüm 5 - Nefesimi Alma

101 7 26
                                    

Pamir'in Ağzından...

Onu öyle yere yığılırken gördüğüm an ringin kapısında bekleyen adamları yaka paça bir şekilde aşmış kapıyı hızla açmış yanına doğru nasıl koştuğumu bile bilmiyordum. Ben yanına varamadan bana bakan güzel gözleri kapanmıştı. Açamayabileceği aklımın ucundan bile geçse deliye dönerken şu anın gerçekliğinde yüreğim sökülüyordu. Yanına koşarak ulaştığımda ellerim önde dizlerimin üzerine atıverdim kendimi. Bir an dokunmaya çekindim, ellerim gidip geri geldi. Tekrar uzattım, parmaklarım saçlarına dokunduğu an sarsılarak iki büklüm oldum. Az daha yanaşıp kanlı yüzünü avuçlarımın arasına aldım. Kafasını kendime çevirdim ama elimin altında oyuncak bir bebek gibiydi. Orada olmadığını anladığımda, "AMBULANS!" diye haykırışlarım kulağımda yankılandı. Hıçkırıklarımın arasında kafasını dizlerime koymuş kendimi onun üzerine kapatmıştım. Nefesini yanağımda hissedince geri çekildim. Nefes alıyordu. Engellememeliydim.

Yaşıyordu.

Yüreğim hala sıcaktı, kalbi atıyordu. Kalbi atmasa yüreğim buz tutardı, onsuz...

Soluğunu hissedemeseydim, nefesimi veremezdim. Gözyaşlarım yüzündeki kanların üzerine düşüyordu patlamış kaşı ve dudağına, morarmaya başlayacak olan henüz kızarık gözlerine...

Bir elim başında diğer elimle omzunu sarıp kendime çektim. Ambulans gelene kadar, onu birileri almaya gelene kadar dua ettim... "Beni sensiz bırakma Hazan'ım, onu benden alma Allah'ım." Feryat figan bağırmak çağırmak önüme gelene vurmak istiyordum. Gelmişlerdi, kontrol etmek için uzandıklarında ruhum çekilmişti, hıçkırıklarımdan nefesim kesilmişken kollarımın arasından aldılar onu. Saçları yüzüne düşerken yere yatırıp kontrol etmelerini ardından sedyeye yerleştirmelerini öylece dizlerimin üzerinde izledim. Eli sedyeden kayınca yerden kendimi iterek kalktım ve peşlerinden gittim. Boşa düşen elini tuttuğum gibi ambulansa oradan da hastaneye kadar asla bırakmadım. Hastaneye vardığımızda koridorda koşuşturuluyordu, ameliyathaneye kadar koştum. Koştum ama almadılar. Kapı üzerime kapanırken adını haykırarak yere düştüm. "HAZAN!" bir kez daha adını seslenince kapının açılmasını umdum. Açılsın ki içeri gireyim. Bıraktılar beni. Arkamdan gelen bağırışlar, omuzlarıma dokunan eller, arkamdan sarılan kollar...

"Bıraktılar beni burada Hazan. Kapıyı açsınlar ki geleyim yanına." yerden bir çırpıda kalkıp kapıya koştum ve tam ellerimi çarpacakken arkamdan güçlü bir çift kol beni geriye çektiğinde tekrar düştüm. "Bırakın da gireyim, açın da gireyim." dedim.

Yaklaşık yarım saat sonra...

Duvarın kenarında, yerde, dizlerimi kendime çekmiş oturuyordum. Diğerleri de gelmişti, onlar tutmuştu beni... Dua ediyorduk, giren çıkana bir şeyler soruyorduk ama hepsi bunun uğruna yemin etmiş gibi ağzını açmıyordu. Kimse bir bilgi vermiyordu. Bu sefer kapı açıldığında doktor çıktı ve kendimi duvardan ittirerek ayağı kalktım. Yalpalayarak doktorun yanına gittiğimde duyacaklarım uğruna kafayı yiyebilme ihtimalim dank etti. Nefesimi tuttum. Belki de henüz verememiştim zaten. Çoktandır tuttuğum bir nefes, içerden sağ salim çıkarsa verecektim.

"Hastamız iyi, kaburgalarına ağır darbe görmüş öyle ki ciğerlerini patlayabilirdi. Çok şükür neyse ki ciğerleri sağlam. Kolunda ve bacağında çatlaklar var. Kafatasından da darbeyi şiddetli almış, bu sebeple önümüzdeki 48 saat çok önemli. Bu süreçte yoğun bakımda tutacağız. Geçmiş olsun." dedi doktor. Son kelimesini söyledikten sonra o tuttuğum nefesi verebildim. Öne atılıp sarıldım doktora. Geri çekildiğimde etrafımda kim varsa sarıldım. Kapılar tekrar açıldı ve içerden Hazan'ım çıktı. Sedyenin üzerinde gözleri kapalı, solunum maskesi yüzünde, kafasında siyah geceye benzettiğim saçları bonenin içerisinde ve yeşil hastane kıyafetleriyle örtünün altında hemşireler götürüyordu onu. "Hazan'ım." dedim fısıltıyla. Sedyenin yanında ilerlemeye başladım. Yüzündeki bandajlar ve sargılara bakarak kirpiklerinin kırpılışını izledim. Gözlerimden yaşlar süzülürken, "Ben buradayım hayatım." dediğimde sesim o kadar cılız çıkmıştı ki. Hıçkırarak ağlamaktan sesim kısılmıştı.

Bende Hüküm SürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin