Pamir'den...
Birkaç adım daha atarak kapıya vardım, arkamı döndüm ve Hazan'ın bana baktığını gördüm. Hareket etmiyordu, kafasını yana yatırıp gülümsedi. Kilide otel kartını gösterip kapıyı açtım. Kilidin açılma sesi geldiğinde Hazan da bana doğru yürümeye başladı. Kapıyı tek elimle açıp geri adım attım. Hazan bu hareketime gülerek, "Kaçıyor musun sen, ne oluyor?" dediğinde neredeyse kahkaha atacaktım. Kaçmak. Şu an. Ben?
Hazan iki adımda kapıya vardığı an içeri girmiştim, salisesinde kolumu öne atıp onu belinden tuttuğum gibi odaya çektim. Ayakları eşikten girdiği an sırtımı kapıya dönüp ayağımla kapatıverdim. Tekrar etrafımda dönerek Hazan'ın sırtını kapıya yasladım. "Napıyorsun.." diye sorunca, bir elim belinde diğer elimi kafasının yanındaki hizada kapıya koydum. Gözlerini gözlerime çevirdiği an kolumu büküp, kapıya tam dayadım. Aramızda sadece bir nefeslik mesafe kalana kadar yüzümü yüzüne yaklaştırdım. Belindeki elimi sıkılaştırıp kendime doğru bir kez daha çektim. "Ne mi yapıyorum?" dedim, sesim sadece bir fısıltıdan ibaret çıkabilmişti.
Ben komple alev almadan önce onun dudaklarında sönmeliydim. Kafamı yana eğip burunlarımız hafif çarpıştıktan sonra gözlerimi gözleriyle kısa bir an buluşturdum. Bakışlarında aynı ateşi gördüğümde alt dudağına bir öpücük kondurdum.
Hazan'dan...
Beni öptüğünde, sanki tüm vücudumu bir ateş sarmıştı. Kapıdaki elini de belime götürdü. Ellerini belimin çukurunda birleştirdiğinde bu sefer ben onu öptüm. Yüzünü ellerimin arasına aldığımda öpücüğü derinleştirdi ve beni öpmeye başladı. Elimi ensesine götürüp oradaki saçlarını sevdiğimde dudaklarımda gülüşünü hissettim.
Beni tuttuğu ellerini aşağı doğru indirdiğinde kalbim tekledi. Geri geri yürümeye başladığında ayaklarım ona uyum sağlamaya çalıştı. Beni kendine iyi sabitlemişti. Yönünü değiştirip sola gittiğinde ellerini üzerimden çekti fakat dudaklarını dudaklarımdan ayırmadı. Ellerimi tutarak yürümeye devam ederken ayaklarım birbirine dolandı. Tökezleyerek öne doğru yalpaladım ama beni tutup kendine tekrar sabitleyiverdi. Kafamı kaldırıp gözlerine baktığımda, derin nefesler alıp veriyordu.
"Seni çok seviyorum." dediğinde ben yanıt veremeden bir kez daha beni öpmeye başladı ve yüzümü avuçlarının arasına aldı. Saniyeler sonra geri çekilirken kafamı yana çevirdim, gözlerimi kapatarak avucunu öptüm. Kafamı tekrar ona çevirdiğimde bakışlarına karşılık verdim. "Ben de seni çok seviyorum." sesim cılız çıkmıştı ama oysaki bu cümleyi haykırabilirdim. Haykıracak nefesim kalmasa bile...
Pamir'den...
Onu karşımda öyle gördüğümde bir kez daha aşık oldum. Onu her gördüğümde tekrar tekrar aşık olmaktan yorulmayacaktım, bıkmayacaktım. Ellerimi omuzlarına doğru kaydırdım. Hafifçe döndürmeye başladım, tam olarak arkasını döndüğünde uzun siyah saçlarını yana attım. Yumuşacıklardı... Parmaklarımı gelinliğin fermuarına götürdüm ve nazikçe açmaya başladım. Yarısına geldiğimde, kalbim göğüs kafesimde taklalar atıyordu. Sevdiğim kadın, bana her şeyi yaptırabilirdi.
Fermuardan kurtulduktan sonra gelinliğin omuzlarını hafifçe indirdim. Ellerimi önünden karnına doğru indirip onu tekrar sardım ve kendime çektim. Sırtını bana yaslamasına izin vererek çenemi omzuna koydum. Orada bir süre dinlenirken, kokusu beni sarhoş ediyordu. "Hazan?"
"Efendim.." dedi fısıltıyla.
"Kokun burnumdayken düşüncelerimi yitiriyorum... Aklımı kaybedecek gibi oluyorum, tenin tenime değince-" köprücük kemiğini öperek kafamı çektim, dudaklarımı kulağına doğru götürüp "Kendimi kaybediyorum..." diyerek cümlemi tamamladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bende Hüküm Sür
FanficRuhları birbirlerine lütuf iki yürek... Hayat onları karambole getirse de asla ayrılmayan Hazan ve Pamir'in hikayesi..