6.Bölüm - Tehdit

55 6 18
                                    

Altan'ın Ağzından...

İyileşmiştim fakat içimde hala bir huzursuzluk vardı. Aradan geçen süre zarfında salona hiç gitmemiştim. Etrafımdakiler bunu normal karşılasa da ben özlemiştim ve bu çekincemin sebebi korku değildi. Aynı huzursuzluktu. Kafamı dağıtmak için arada dışarı çıkmıştım arada sevdiklerimle vakit geçirmiştim fakat geçmiyor gibiydi. L koltukta arkama yaslanmış otururken içeri Pamir girdi. 

"İyi misin hayatım?" dediğinde, onun ağzından çıkan kelimelerin beni rahatlattığını fark ettim. Sorusuna karşılık hala yüzüne bakıyordum. Yüzümde hafif bir gülümsemeyle, "İyiyim.. Sen?". desem de sahte olduğunu anlamıştı ve şüpheyle bakmaya başlayan Pamir'in tek kaşı kalkmış kısık bir ses tonuyla konuşmuştu. "Emin misin?" 

Ayağı kalktım ve yanına doğru ilerlerken kollarımı etrafıma doladım. "Gözünden bir şey kaçmaz beni iyi tanıyorsun-"

"Evet iyi tanıyorum vee aklından salona gitmek geçtiğini de çok iyi biliyorum." dediğinde kendimi iyice sarıp boynumu büktüm. Ona bakmıyor yerdeki kilimin desenlerini incelemeye başlamıştım. "Sadece-" lafımı güçlü kolları yarıda kesti. Sımsıkı bir şekilde sardı beni ve kafamı göğsüne yaslayarak devam ettim. Sesim sakin ama heyecanlı gibiydi... "O benim işimdi ve böyle çok boş hissediyorum." çenemi göğsüne dayayarak kafamı yukarı çevirdim. Çenesini eğmiş kahve gözleriyle gözlerimi inceliyordu. Sanki çok iyi bakarsa düşüncelerimi kalbimden geçenleri görebilecekti. "Diyorum ki geri mi dönsem..." bunu dememle elleriyle kollarımı tutup aramızı açması bir oldu. O bir şey diyemeden konuştum. "Biliyorum istemeyeceksin, en son ölümden döndün diyeceksin fakat..."

"Senin kararın Hazanım. Ben sadece seni kaybetmek istemiyorum. Sen ne kadar dikkatli olsan da kötülük bulabiliyor işte böyle.. O saatten sonra elden bir şey gelmiyor ve tek şey bakmaktan ibaret olunca-" son kelimelerinde sesi titreyip içini çekince öne atılıp sıkıca sarıldım. "Bak buradayım, kollarındayım."

Yazar'ın Ağzından...

İkili öylece dururken Pamir yutkunamadığı yumru ile savaş veriyor, Hazan gözlerinde birikmiş damlaları akıtmamak için zorlanıyordu. Telefonun çalmasıyla birlikte sarıldıkları yerden masanın üzerindeki telefona bir bakış attılar. Hazan'ın telefonu olduğu için geri çekilen o oldu ve adımlarını sürüyerek masaya doğru gitti. Arayan kardeşi idi. Pamir yavaşça cam kenarına gitti ve yağmurun başlamış olduğunu gördü. Aklına bir fikir geldi ve odadan çıktı. Hazan göz ucuyla Pamir'e bakarken telefonu açtı. 

"Efendim Bulut."

"Abla?"

"Başka birini mi arayacaktın?"

"A yok hayır, ıhm.. Şey bir haberim var. Aslında sana söylemeden halledecektim ama yine de haberin olsun. Senin için aradılar."

"Pardon, kim?"

"Onlar işte..."

"Bulut, gizemi bırakıp diyecek misin?

"Heh ya işte seni devirenler."

"Ney ney yapanlar... Bir dakika. Ne istiyorlarmış yine benden? Doğru canımı çıkaramadılar."

"Evet. Merak etme, gidip konuşacağım bu iş olmaz diyecektim işte sana diyeyim dedim."

Pamir elinde plak ve pikap ile geri dönmüştü. Masanın oraya doğru gelirken gözlerini Hazan'dan ayırmadı. Pikabı kurduktan sonra Teoman plağı taktı. Çalıştıracağı sırada gözleri telefona takıldı. 

Bende Hüküm SürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin