Odada birkaç tur attıktan sonra burdan çıkmak için pencereye yöneldim ama çok yüksekti atlayamazdim. Çantamdaki telefonu çıkarıp hemen Aylini aramıştım,yanıma gelmesi için. Aradan beş dakika sonra,aşağıdan gelen gürültüyle birlikte kendimi aşağıda bulmuştum. Kapıda aylin ve o heybetli adam tartışıyorlardı. İçeri girmesi için izin vermiyordu. Bunu görmemle hemen sinirlenerek, hızlı bir sekilde gidip müdahale etmiştim. Bağrışmalarımıza çıkan babam da ilk basta tepki göstermişti ama sonradan izin vermişti aylinin girmesine. Adama bak ya resmen kapıya görevli dikmişti. Aylini hemen alıp odama getirmiştim. Akmaya hazır olan gözyaşlarım kendini bırakmıştı ayline sarılınca. "Canım arkadaşım benim,sabret elbet birgün o da anlayacak,sen üzme kendini,hadi sil bakiyim şu gözyaşlarını" "anlamıyorum ya daha dune kadar ne giyip,giymedigime karışmayan insanlar simdi başıma dikilmiş,onu giyme,bunu giyme diyor. Bir anne baba evladına böyle yapar mı?" "Tamam bulcaz bir çare,merak etme. Burdan nasıl çıkmayı düşünsek iyi olur canım" ayşe ablanın bize yardım edeceğini düşünürek onun yanına gitmiştik aylinle beraber. Kapıdan çıkmamız imkansızdı o yüzden mutfaktaki arka kapidan çıkıp,korkuluklardan atlamaktan başka çaremiz yoktu. Dikkat çekmememiz için aylini uğurlar gibi yapıp,ayşe ablanın yanına gelmiştim. O da sağolsun etrafı kolaçan ettikten sonra direk fırlamıştım. Korkuluklardan atlamak biraz zor oldu ama başarmıştım. Araba da beni bekleyen aylinin yanına gidip,hemen ordan uzaklasmistik. Küçükte olsa bir macera yaşamıştık. Arabayı hemen sultan teyzenin evine çekmiştik. Büyük bir mutlulukla içeri girip,kaldığım yerden devam etmek için sabırsızlanıyordum adeta. Bu defa fatiha suresini öğretmeye çalışıyordu. Dilim donmeyince öyle komik oluyordu ki, aylinin gülmesine bile neden oluyordu. Zorda olsa fatiha suresinin yarısını ezberlemiştim. Kendimden o kadar çok utanıyordum ki anlatamam ama geç de olsa doğru yolu bulmuştum. Sıra ayline gelmişti. Onun ezberi daha iyiydi ve benimkinden iyi okuduğu kesindi. Geri kalan zamanlarım da ondan ders almalıydım sanırım. Onlar ders çalışırken,bir anda başımın döndüğünü,karardığını ve ağrı girdiğini hissetmemle başımı koltuğun kenarına yaslamıştım. Bir kaç dakika ağrıdan sonra tekrar kendime gelmiştim. Ordan çıktığımızda,aylinin eve bırakma önerisini reddetmiştim. "Peki nereye gideceksin fatma" "bilmiyorum ama bulurum bir yer" "tamam o zaman bize gidiyoruz hic itiraz istemiyorum" " Çok sağol aylın,bu iyiliğini asla unutmayacağım,umarım sizinkiler babamlara söylemez" "merak etme iyice tembih ederiz"..............Aksam yemeği için bir yandan hazırlanıyorken diğer yandan da için içimi kemiriyordu adeta. Fatmadan ses seda yoktu,hala gelmemişti. Kendime kızıyordum,ah ayşe ah niye izin verdin ki simdi sorarlarsa ben ne derim diye düşünürken,birden hanımımın arkadan seslenmesiyle kalakalmıştım. "Fatma nerde,çağır hadi yemeğe gelsin" dediğin de başımı sallayıp odasına çıkmıştım. Çıkıyordum ama nereye,orda olmadığını bildiğim halde çıkıp geri inmiştim. Yanlarına ilerlerken korkumdan titremeye başlamıştım. "Şşşey hanımım,fatma odasında yok" "ne demek yok,burdaydi,az önce aylini geçirirken gördüm" "bilmiyorum hanımım yok odasında" dediğimde beyimin elini masaya vurarak üzerime gelmesi bir olmuştu. "Söyle çabuk nerde? Zaten ona bu hurafeleri de sen başına musallat ettin. Söyle çabuk nerde dedim sana,söylemezsen işinden olacağını biliyorsun değil mi? " doğru söylüyorum efendim nerde olduğunu bilmiyorum,en son arka bahçede görmüştüm" "demek arka bahçeden kaçtı öyle mi? Gelsin o, o zaman sorarım kaçmanın ne demek olduğunu" ......Kendimi direk odama atıp fatmayı aramıştım haber etmek için "fatma,kızım sakın eve gelme babanlar öğrendi kaçtığını,bana da nerde olduğunu söyleme sakın. Kaç kendini kurtar,baban geldiğinde sorarım ben ona deyip,deli divane bağırıyor,duydun mu?" "Tamam ayşe abla çok sağol aradigin için"..... "bundan sonra kaliciyim galiba,eve gitmicem bundan sonra,gidersem dinimden vazgeçmek zorunda kalıcam. O yüzden tek başıma ayakta durabilmeliyim. Zaten kenan da yakin da gelecekmiş,hic vakit kaybetmeden evleniriz,bizde yuvamızı kurarız değil mi aylın? Artik ailece görüşürüz" dediğinde,kendimi bozuntuya vermemek için zor tutuyordum. Ah eda ah en yakin arkadaşına bu yapılır mı? Diye edaya kızıyordum.......
*******
Aradan tam yedi ay geçmişti.Ne gelen vardı, ne de giden. Kenan da yakında gelicem demişti ama kac ay oldu hala yoktu. Arada ayşe abla arayıp,ailemle ilgili haber veriyordu. Babam burda kaldığımı öğrenmişti ama birşey yapamamıştı polise başvurunca. Çok şükür ki bütün surelerimizi de tamamlamıştık aylinle,artık namazlarımızı kılarken tamdık,butunduk. Aylinde evlenmişti,onun odasında artık ben kalıyordum. Bugün aylinle buluşup sultan teyzeyi ziyarete gidecektik. Ona ne kadar teşekkür etsek azdı. "Ben geldim canım,nasılsın" "iyiyim fatma,hadi binde gidelim,çok sevincek bizi görünce" evin önüne geldiğimizde bir araba vardı. Arabayı daha ayline parkettirmeden koşarak inip gitmiştim,bu kenan sanırım diye.İçeri girdiğimde kenanı ayakta görmemle,hic düşünmeden gidip sarılmıştım "aşkolsun kenan hic haber etmiyorsun ne gittiğini,ne geldiğini,biz annenle tevafuken tanışmamız olsaydık ve buraya onu ziyarete gelmemiş olsaydık haberimiz olmayacaktı. Eee nasıl olmuşum böyle,karşında ruh görmüş gibi davranıyorsun kenan,yakışmamış mı yoksa?" "Yakismis,çok güzel olmuşsun fatma" "anlat bakalım niye gittin Amerikaya" "sonra konuşsak fatma bunları" Karşı kapıdan elinde bebekle giren edayı gördüğümde düşüp bayılmamak için zor duruyordum. Kendimi hemen toparlayıp "eda,senin burda ne işin var" kenana dönüp bakmamla tekrar edaya soruyu yoneltmistim. Edanın başının yere egdiğini görünce ve arkadan ağlayarak gelen sultan teyzeyi görmemle beynimde adeta şimşekler çakıyordu. Hic kimsenin cevap vermeyişi beni dahada sinirlendirmisti. "Eda diyorum sana,cevap versene senin burda ne işin var? Yoksa siz ikiniz Amerikadamiydiniz?" Hala hic kimse cikipta soruma cevap vermiyordu. "Fatma hadi gidelim,fenalasacaksin bak" "hic bir yere gitmiyorum ben. Ne olduğunu biriniz anlatacak mı?" Diye bagirdigim da edanın "biz evlendik fatma, çok üzgünüm" dediğini dahi duymak istemiyordum. Ellerimle kulaklarımı tıkayarak bağırıyordum. "Hayır yalan söylüyorsunuz,şuan rüyadayım" "fatma kendine gel,duydun işte,ikiside beş para etmez,hadi gidiyoruz " "birak aylın,olamaz bu,rüyada olduğumu söyle ne olursun?" Diye ayaklarıma kapanıp ağlıyordu. Yerden zorda olsa kaldırmıştım fatmayı. "Siz ikinizi Allaha havale ediyorum. Siz benim canımı yaktınız,Allah da sizin canınızı yaksın. Bunu bana nasıl yapabildiniz? Biriniz en sevdiğim iyi arkadaşım,dostum,diğeri sevdiğim adam nasıl yaptınız? Sakın karşıma dahi çıkmayın" O kadar çok şey soylemek istiyordum ki,sanki cümleler boğazıma düğümlenmişti. Bütün kinimi,nefretimi kusmak istiyordum ama yapamamıştım. Birden gözlerimi silip boşuna ağladığımı farketmiştim. Hayatımda bundan sonra ne ailem,ne de can dostum dediğim eda ve sevdiğim adam olmayacaktı,sadece Allah olacaktı,onu bulan herseyini dahi kaybetse ne olacaktı ki. Benim gibi olan genç kızlara yardım için çabalayacaktım bundan sonra. O pislige saplananlari hayata geri dondurecektim............"niye birden söyledin eda,hem biliyorsun ki biz gerçekten evli değiliz,sırf seninle Allah rızası için evlendim. Şu kucağında duran,babası tarafından istenmeyen masum yavrucağın hatrına seninle formalite icabı evlendim biliyorsun değil mi? Ben fatmaya güzel bir dille,herşeyi anlatmayı düşünürken şu yaptığına bak eda oldu mu?" Özür dilerim fatmam, sana bunları yaşattığım için........"görüyorsun değil mi aylin? Bunu bana nasıl yapabildiler. Birde beni sevdiğini söylüyordu. Seven insan böyle yapar mı?" Hala kendime engel olamıyordum,sinirim hem aglamama neden oluyordu, hem gulmeme. "Tamam canım benim geçti artık sakin ol. Bu arada kenan aşağıda senle konuşmak için gelmiş" "hangi yüzle gelmiş o, söyle ona, gitsin,sakın karşıma bir daha çıkmasın. Çocuğuyla karısının yanına gitsin beyefendi" "fatmacığım bir dinleseydin en azından" "aylın istemiyorum dedim" "kusura bakma kenan,senle görüşmek istemiyor,gitsen iyi olur" "tamam ama bir dinleseydi,en azından sen bari beni dinle,sonra fatmaya anlatırsın" "tamam seni dinliyorum" "konuya nerden başlayacağımı dahi bilmiyorum ama biz edayla gerçek evli değiliz,yani resmen evliyiz ama aramızda birşey yok,o bebekte benim değil aylın, normal birgün evde otururken eda aradı cabuk gel diye,hamile olduğundan,intihardan bahsedince,hemen yanına gitmek zorunda kalmıştım,gittiğimde başkasından hamile kaldığını onu aldiracagini falan söledi,çok uğraştım aldırma günah diye,madem bir günaha girmişsin bir daha bu bebeği aldırarak günaha girme diye ikna etmeye çalışmıştım. Sonra bir iki gün geçtikten sonra tekrar aradı ben Amerikadayım diye. Apar topar kendimi orda bulmuştum,sonra bu oldu gördüğün gibi" "madem boyle oldu,niye hic fatmayı aramadınız,haber etmediniz?" "Eda istemedi,o yeni bir yola girdi dedi. Onu tekrar yanıma çağırarak kirletemem dedi,ne kadar benden uzak olursa o kadar iyi olur deyince,bende istemedim. Bebek doğunca da onu kimliğime aldım" "ah kenan ah dur,bekle de çağırıyim,ben ikna ederim" Fatmayı aşağıya çağırmak için içeriye girdiğimde,fatmayı yerde baygın halde bulmuştum. Nasıl bagirdigimi bile hatırlamıyordum,bağırmamla kenani yanımda bulmustum. Hemen alıp hastaneye kaldırdığımızda geç kalmıştık malasef,beyninde hızla büyüyen tümörün farkında bile değilmiş. Arada bir baş ağrısı girdiğini söylüyordu ama çok önemsemeyip geçer deyip duruyordu. Canım arkadaşım benim gerçekleri duymadan,bilmeden,sevdiğine kavuşamadan bu dünyadan göçüp gitmişti. En son kenani morgda iken görmüştüm,fatmanın elini tutarken, bir kaç gün sonra onunda cenazesini defnetmiştik. Kavuşmaları artık mahşere kalmıştı.
***SON***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EZAN (Tamamlandı :-)
Cerita PendekEzanla imana gelen o müthiş sesle imana gelen kızın hikayesi.... ©Tüm hakları saklıdır