Didem'in ağzından
Şoku atlattık, içeri girdiler ve şu an hepsi çay içip bir yandan bana bakıyor. Bende bir köşede oturuyorum parmaklarımı kemirmekle meşgulüm, Murat'a bakıyorum sinirle dayanamayıp ayağa kalktım.
- Murat bey bir bakar mısınız! Diye sordum kaş göz yaparak, mutfağa doğru geçtim. Gözüme ilk takılan nesli aldım yani Merdaneyi, ve Murat'ın kafasına geçirdim bir tane ve sessizle konuşmaya başladım.
- Murat seni gebertirim ben! Seni öldürürüm! Bende diyorum bu adamın ailesi beni hiç mi merek etmiyor oğullarının kız arkadaşını görmek istemiyorlar mı diye! Dedim ve bir tane daha geçirdim kafasına ve kaldığım yerden devam ettim.
- Meğer insanların benden haberi bile yokmuş! Ya insan sevgilisini sevdiği kadını hizmetçi diye tanıtır mı? Diye sordum hala vurmaya devam ederek, Murat elimden Merdaneyi zorla alıp kanara koydu konuşmaya başladı.
- Hayatım bir sakin ol! Bak aileme söyleyemezdim derimi yüzerler! Dedi Murat, bir yandan ellerimi tutuyor ona vurmayım diye tutuyor beni. Kollarından kurtulup söze atıldım.
- Belki ailen değil ama ben senin derini bir yüzerim dünyada izin bile kalmaz! Dedim saçlarımı arkaya atarak, olaya gel öz evimde gördüğüm muameleye bak resmen 'Yahşi Cazibe'deki' Cazibe'ye döndüm.
- Güzelim bende memnun değilim bu durumdan! Ama sen ailemi tanıyor musun sana ve bana hayatı zindan ederler! Dedi saçlarını karıştırıp, elleriyle yüzünü avuçlayıp kaldığı yerden devam etti.
- Bak ben iki güne onları yollarım! Dedi Murat, gözlerimi devirip bir süre düşündüm ardından işaret parmağımı ona doğru uzatıp konuştum.
- İki günün var! Gittiler yada ben karşılarına geçer her şeyi bir bir anlatırım! Dedim, resmen töre dizisine döndük aşiret gibi gelip oturdular hele babası hercai dizizindeki Nasuh ağa gibi her an patlayacak gibi. Gerçi ne bekliyorsun üzerimde saten sort üst var, Allah'ım sen beni ne ile sunuyorsun.
- Aşkım şey! Dedi Murat ellini ensesine götürerek, Hadi Bismillah ne yumurtlayacak şimdi Allah sen bana güç kuvvet ver.
- Söyle Allah'ın belası! Söyle özümü ömrümü yedin! Dedim sinirle, derin derin nefesler alıp veriyorum sakinleşmek için.
- Aşkım bir süre Ayşe ablanın yanına Müştemilat'a kal! Ailemler kuşkulanmasınlar! Dedi, yanlış duydum herhalde yoksa beni kendi evimden kovacak hali yok ya kaç senelik sevgilim.
- Ben yanlış anladım dimi aşkım! Sen beni kendi evimden altını çiziyorum kovmadın dimi? Diye sordum şirin şirin, ama yüzüme bön bön bakıyor şu an Allah'ını seven üzerime Ryan Gosling atsın.
- Yok mu lan bıçak! Dedim etrafa bakıp üzerime tezgahının üzerinde duran Bıçak ilişti hemen elime aldım.
- Ha buldum! Dedim Murat'a bıçağı tam kalbine sapladım, ay tövbe bismillah kız bu ne bıçak içine kaçtı.
- Ne biçim bıçak yapmışlar öldürmüyor! Dedim bıçağı inceleyerek, ah oyuncak bıçak bu Ayşe ablanın Oğlu Efe'nin burada unuttu galiba.
- Aşkım yapma yalvarırım tamam iki güne kadar hallederim! Dedi Murat küçük Emrah gibi, saçlarımı arkaya attıp konuşmaya başladı söze atıldım.
- Tamam bakma öyle cami avlusuna bırakılmış kedi gibi! Allah seni davul beni tokmak etsin inşallah! Dedim sinirle nefes alıp verdim.
- Bari bir iki eşya alayım yanıma! Dedim, kimseye görünmeden gizlice odaya çıktım ve bavul alıp içine eşya doldurdum. Tam o sırada içeri Murat girdi, önce bana sonra bavula göz attı ardından söze atıldı.
- Aşkım cepheye Savaşa gitmiyorsun! Alt tarafı Müştemilat'a gidiyorsun iki gün! Dedi Murat gülerek, lan bide pişkin pişkin karşıma geç gül oh ne güzel dünya!
- Murat Araban yolda bozulsun da itecek birilerini bulama inşallah! Araba kullanırken cep telefonuyla konuşasın, sonrada trafik polisine yakalanasın! Ucuza aldım diye sevindiğin araban çalıntı çıka.... Ben böyle devam ederken Murat eliyle ağzımı kapattı, ardından konuşmaya başladı.
- Kızım bir dur ya taramalı tüfek gibi Şirret moduna geçtin! İçinden resmen mahalle ablası çıktı sakin ol! Dedi Murat, elini ağzından çekip bavulumu elime aldım söze atıldım.
- Sen beni yerimden yurdumdan ettin ya! İnşallah bu evin çatısı başınıza yıkılır ailecek altında kalırsınız! Dedim uzak diyarlara bakarak, ardından tekrar Murat'a baktım.
- Atma beni ölümlere atma beni zulümlere götür beni gittiğin yere! Dememle kaşlarını çattıp bana baktı, ay ne oldu Bismillah.
- Pardon atlar karıştı! İki güne görüşürüz! Dedim son bir Yavru kedi bakışı attıp çıktım odadan, Müştemilat'a doğru yürüdüm elimde bavulla. Kapının önüne gelince tıkladım, bugün izin günü rahatsız ediyorum kadını ah Murat ah. Ayşe abla kapıyı telaş içinde açtı beni görünce şaşırdı, bir bana bir elimdeki bavula baktı kaşlarını çattıp konuşmaya başladı.
- Didem kızım gecenin bu saatinde ne işin var dışarıda bu bavul ne? Diye sordu, küçük Emrah gibi boynumu büküp konuşmaya başladım.
- Sorma Ayşe abla sürüldüm! Yerimden yurdumdan sürgün ettiler beni! Dedim titrek bir sesle, Ayşe abla yüzünü sıvaslayıp konuşmaya başladı.
- Ne sürgünü kızım anlamadım? Diye sordu, anlamaz tabi ben bile su duruma bir kılıf bulamıyorum.
- Murat Bey'in Mardin'den ailesi geldi! Adamlar beni tanımıyor hizmetçi diye tanıttı! Dedim göz yaşları içinde, üç vakte kadar yol olurlar inşallah. Ardından kaldığım yerden devam ettim.
- Resmen bana git dedi istemiyorum seni! Adam bana bildiğin kedi gibi kış kış yaptı! Dedim sinirle, Ayşe abla eli ile beni içeri soktu.
- Tamam anladım kızım geç içeri! Dedi başımla onayladım ardından bavulu işaret ettim söze atıldım.
- Sana zahmet olacak ama bavulu içeri taşır mısın! Gavur ölüsü gibi kolum koptu! Dedim başıyla onaylayıp beni salona yönlendirdi. Koltuğa oturduk ikimizde, Ayşe abla bana bakıp söze atıldı.
- Ben sana bir çay getireyim! Sonra işin ucunu anlat bana! Dedi ayağa kalktı, salonu terk etti. Bir süre sonra elinde çay ile, birini bana verdi diğerini önüne bıraktı. Bir yudum aldım.
- Anlat kızım ne oldu tam olarak? Diye sordu, ben elimdeki bardağı masanın üzerine bırakıp olan biteni anlattım Ayşe abla bir süre yüzüme bakıp konuşmaya başladı.
- Kızım bunlar Mardin'de güçlü bir aşiret, Murat o yüzden liseden beri İstanbul'da! O yüzden ailesi ile tanışmadın hiç yoksa karşı çıkardı hepsi! Dedi Ayşe abla elimi masaya vurup konuşmaya başladım
- Bildiğin aşiret yani anam babam gelin görün halimi! İstanbul beyfendisi dedim adam yan sanayi çakma Miran çıktı iyi mi! Vallah Ayşe abla yabancı değilsin gökten tomar tomar para yağsa bana senet düşer! Dedim sinirle, ardından bir süre daha konuştuk. Yatma vakti geldi Ayşe abla odasını vermek istiyordu yatmam için ama istemedim bu koltukta yatarım zaten bu sinirle gözüme nasıl uyku girecekse. Off Allah'ım nedir bu başıma gelen şey, keşke bütün bunların hepsi birer bir kabus olsa keşke.....
Bölüm sonu
Didem'i nasıl buldunuz?
Sizce Murat Didem'i ailesine sevgilisi diye tanıtmalı mıydı?
Didem ve Beddualarına kaç puan?
Sizce Didem ve Murat bu işin içinden nasıl çıkacak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşiret Aşkım
RomanceDidem ve Murat üniversitede tanışmış iki genç insandır. şimdi ikisi beraber aynı evde yaşayan iki aşık insan Ama bu düzeni Murat'ın yıllardır Mardin'den gelen ailesi bozar ve Murat Ailesinin korkusuna Didem'i evin hizmetçisi diye tanıtır Ama çok geç...