Aşiret Aşkım

kalk kız gidiyoruz

Ezgi'nin ağzından

Akşam beraber yemek yiyelim diye bizimkileri çağırdım, yani Didem ve Murat belki beraber konuşuruz araları düzelir diye. ısrar etti ben Didem'i alır gelirim diye ama hala ses seda yok.

- Gelmediler hala! Dedim Berat'a dönüp, aklıma kötü kötü düşünceler gelmiyor değil.

- Aceba Didem Murat'ı 32 yerinden bıçaklayayıp sonra üzerine kezap yağ döküp yemiş olamasın! Dedim bacak bacak üstüne atarak, yok ben Jeffrey Dahmer dizisini izlemesi için ısrar etmeyecektim hepsi şahsımın suçu.

- Yuh yani Ezgi! İki dakikada senaryo yazdın sen bence boşuna moda tasarım okudun gidip oyunculuk yada senarist olsaydın! Dedi Berat gözlerini devirdi, kahvesinden içip kaldığı yerden devam etti.

- Onu geçtim bu devirde yamyamlık mı kaldı be kadın? Diye sordu, sevgilimin kuzey sentinel adasından haberi yok galiba.

- Sen hiç kuzey sentinel adasını duymadın mı salak! Modern hayatı reedediyorlar hala ve gelenler dönemiyor! En son 4 5 sene önce bir balıkçı gitmiş adaya ondan geriye kalan sadece bir fotoğraf artık yediler mi kestiler mi Allah bilir! Dedim, şaka değil bu dediklerim gidip araştırsın Allah koru yarabbi Berat'a doğru eğilip gözlerimi kısıp konuşmaya başladım.

- Hem ayrıca senin o arkadaşın olmaz olsun! Kim olsa içinden Jeffrey Dahmer çıkar bunun gibiler yüzünden insanlar aşktan soğuyor be! Dedim tekrardan koltuğa yaşlandım, ah benim canım arkadaşım seni en çok ben anlıyorum bende az çekmiyorum bunu ailesi yüzünden.

- Kızma ama abartıyorsunuz ya! Dedi Berat, what dedin gülüm. Didem haklı bozacı'nın şahidi şıracı. Kollarımı önümde birleştirdim tek kaşımı havaya diktim ardından söze başladım.

- Bak hele bak bak bak! Bak hele bak bak bak! Dedim sinirle, işaret parmağımı ona doğru uzattıp tekrar konuşmaya başladım.

- Didem haklı amacım al birini vur ötekine! Tabi sende ailene karşı beni koruyor musun ki! O anan olacak kadın o Voldomort kılıklı canlıdan yediğim lafları bir ben bir Didem birde Allah biliyor! Dedim sinirle, gözümün üstünde kaş var diye laf yemediğim kaldı. Tam o sırada telefonuma gelen bildirimle kendime geldim elime aldım gizli numara mesaj gelmiş daha doğrusu bir fotoğraf açmamla bir anda kal geldi hatta oha falan oldum.

Didemin ağzından

Şimdi ne yapacağım ben, ikinci testi yaptım oda pozitif çıktı. Bir bu eksikti, pastanın üstüne dikilen mum gibi oldu onca olaydan sonra birde bu. O kadar dikkat ediyorduk nasıl oldu bu iş. Elim karnıma gitti, neyse kaderimde varsa çekerim artık ama babasız büyüyecek. Tam o sırada kapı çaldı, koltuktan kalktım sinirle kapıya doğru gidip konuşmaya başladım.

- Murat açmıyorum kapıyı defol git buradan! Diye bağırdım, ama çok farklı tam kapıdan uzaklaşıyordum ki çok iyi tanıdığım bir ses duydum.

- Başlatma Murat'ın şarap çağına aç şu kapıyı! Ezgi'nin ağlamaklı sesini duyunca şaşırdım bir an, hemen kapıyı açtım karşımda saç baş dağılmış ağlamaktan gözleri helak olmuş Ezgi duruyor ben tam ağzımı açmış konuşacaktım ki Ezgi lafa atıldı elinde iki kocaman valizle.

- Depresyondayım Unutuldum, aldatıldım Sevgilimden ayrıldım Çok yalnızım! Diyerek beni kenara çekti elindeki valizleri zar zor itekleyip içeri girdi salona geçip koltuğa oturdu uzaklara bakıyor Gayipten sesler mi duyuyor anlamadım ki bildiğiniz fırtına öncesi sessizlik gibi ortalık birazdan kuzuların sessizliğine dönecek ortalık her an ortaya Hannibal Lecter gelebilir Bismillahirrahmanirrahim tövbe git git. Hala uzaklara bakıyor Ezgi, Aşkı-numnu Firdevs gibi mübarek dayanamayıp söze atıldım.