sen çok sanşlısın

50 3 0
                                    

Didem'in ağzından

Evden çıkıp hemen butiğe geçtim, Murat çoktan işe gitti tabi gitmeden ona güzel bir kahvaltı hazırladım daha doğrusu sipariş ettim. Beyfendi benim yaptığım güzelim kahvaltıyı yemiyor daha doğrusu yulaf karın doyurmaz güzelim diyor. Gören köşkte büyüdü sanır, sayi bana ailesinden hiç bahsetmedi sadece bana İstanbul'da yaşamadıklarını söyledi o kadar ama o benim ailem hakkında en ufak bilgiye kadar biliyor. Butik'ten içeri girdim, Ezgi bir yandan kendisine kahve yapıyor bir yandan sinirle omurdanıp duruyor.

- Ezgi ben geldim! Dedim enerjik bir sesle, Ezgi elindeki fincanla birkikte arkasını döndü.

- Ay Didem sesin içine kaçsın inşallah! Arkadan öyle gelinir mi! Sinsi gibi! Dedi sinirle, Allah Allah benim sesim hep öyle nesi var ki aceba. Ay anladım sanırım dün Berat'ın aile yemeği vardı aile değil vampir gibi kızı sömürdüler Allah bilir Vampirler ordusu mübarekler.

- Tahmin edeyim dün aile yemeğinde sinirlerinle oynadılar! Dedim Ezgiye bakarak, Didem gözlerini devirdi yüzünü sıvaslayıp konuşmaya başladı.

- Sen ne diyorsun sinirlerimle oynamayı bırak resmen kolbastı yaptılar! hele o annesi yok mu ablasıda cabası! Dedi Ezgi kahvesinden içerek, bilmem mi ne çekiyor bu kız bu aileden Berat efendinin eli armut toplasın anca başına yıldırım düşsün. Bazen diyorum ki iyi ki Murat'ın ailesi burada değil ya bende Ezgi gibi olsaydım ama yok ben bana sökmez ben adamın ciğerini söker boynuma kolye yaparım.

- tabi o sırada Berat Bey'in eli armut topladı değil mi! Dedim sinirle, Ezgi elindeki fincanı masaya bırakıp konuşmaya başladı.

- Taktın Berat'a o napsın ailesi böyle işte! Dedi Ezgi, aman toz kondurma ilerde görürüz aranızı iyice açtıklarında.

- Sen şanslısın! Dedi Ezgi gözlerime bakarak, niye böyle bir şey dedi ki şimdi anlamadım.

- Sen şanslısın çünkü Murat'ın ailesi burada değil! Seninle uğraşacak kimse yok keşke Berat'ın aileside olmasaydı daha doğrusu babaannesi olsaydı sadece bir o seviyor beni ailede gerçi alzheimer hastası. Adımı unutuyor ve beni tanımıyormuş gibi Berat'a bu kız çok güzel evlen bununla diyor! Dedi Ezgi gülerek, bende güldüm.

- güzel diyorsun ama ailesinden kimse ile tanışmadım haklarında tek bildiğim İstanbul'da olmadıkları! Dedim, ve doğru kaç senedir beraberiz hiç birini tanımıyorum yada ailesi yok mu. Murat'a sorduğum zaman kaçamak cevaplar veriyor sır gibi saklıyor.

- Neyse biraz iş konuşalım bugün biri gelecekti nişan elbisesi bakmak için! Dedi Ezgi ellerini birbirlerine vurarak ardından devam etti.

- Bıktım bu aile konusundan  işe odaklanmak en iyisi  kendime geleyim! Dedi Ezgi dans ederek, işte benim kızım işte beklenen hareketler. Birden kapı açıldı içeri üç kişi girdi.

- İyi günler biz nişan için elbise bakmaya geldik! Dedi aralarındaki yaşlı kadın gülümseyerek, ama diğer ikisi birbirini öldürecek gibi bakıyor hadi hayırlısı.

- Tabi siz Zerrin hanım olmalısınız! Ben Didem sizinle telefonda görüşen bendim! Ve Ezgi arkadaşım butiği beraber işletiyoruz! Dedim gülümseyerek, kadın samimi bir şekilde gülümseyip konuşmaya başladı.

- Beni mahzur görün iki saatlik bir işim var! Kızlarımı size emanet ediyorum! Gözüm arkada değil yakın arkadaşım Zehra sizi çok met etti! Dedi gülümseyerek, Zehra hanım kendi gibi kalbi güzel kadın bize bu butiği açmamız için çok yardımcı oldu fazlasıyla hemde.

- Tabi efendim sizin gözünüz arkada kalmasın biz gereken neyse yaparız ve en uygun elbiseyi buluruz! Dedi Ezgi, ve Zerrin hanım kapıyı açıp çıktı. Ezgi ile beraber iki kadına döndük, Ezgi söze atıldı hemen.

Aşiret Aşkım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin