Keyifli okumalar diliyorum❤ oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen 😍 sizin oylarınız ve yorumlarınızı okumak bana ilham veriyor, bölümün başına daha hevesli bir şekilde oturmamı sağlıyor. Bunu sakın unutmayın❤
💔
"Nasıl olmuşum?"
Yalın elimden tutup beni etrafımda döndürürken otuz iki diş sırıtıyordum.
"Bir iş görüşmesi için fazla güzel olmamış mısın ama sen ya!"
Yalın dönüşümün sonunda elimi bırakmadan beni kendine çektiğinde topuklu ayakkabılarımla dengemi sağlayamadığım için göğsüne yapıştım. Kafamı kaldırıp gözlük camlarının arkasında parlayan ela gözlerine baktım. Cam, güneş ışığında parladığı için gözlüğünü çıkarıp masanın üzerine bıraktım. Şimdi tam olarak bayıldığım gözleri ortaya çıkmıştı.
"Öyle mi olmuşum?"
Ayağımda topuklu ayakkabılarım olduğu için parmak uçlarımda birazcık yükselmek dudaklarımın dudaklarıyla buluşmasına yetmişti. Yalın ne kadar güzel olduğumu anlatmak istercesine soluksuz bir şekilde beni öptü. Öpücüklerinin etkisi başımı döndürürken boştaki elimi omzuna çıkarıp omzundan destek aldım.
Nefes nefese birbirimizden ayrıldığımızda sırıtıyordum.
"Nefes kesici olmuşsun." dediğinde şımarıkça "Biliyorum." dedim.
Yalın yeniden dudaklarıma kapanmadan önce "Ne kadar öpersem öpeyim asla yetmiyor. Bu bir gün bitecek mi?" diye sordu.
"Dua et ki bitmesin. Yoksa elimden çekeceğin var."
"Öyle mi?"
"Öyle."
Yalın'ın dudakları kulağımın altından boynuma doğru ilerlerken beklentiyle nefesimi tuttum. "Geç kalacağım görüşmeye." Sözlerim itiraz içeriyor olabilirdi ama sesim tamamen aksini gösteriyordu.
"Bu ceket yeni mi?"
Yalın, lacivert blazer ceketimin yakalarını düzeltirken cık'ladım. "Zeynep'in. İş görüşmesi için ödünç aldım. Bir yerde okumuştum. İş görüşmelerinde lacivert giymek gerekiyormuş çünkü lacivert sonsuzluğu, gücü ve otoriteyi temsil ediyormuş."
"O zaman lacivert ve sen birleştiğinize göre bu işin kaçarı yok. Aldın gözüyle bakıyorum ben."
"Ay inşallah Yalın ya. Çok heyecanlıyım. Ve biraz daha çıkmazsam gerçekten geç kalacağım." deyip dudaklarına son bir kez öpücük kondurdum ve çantamı da alıp evden çıktım.
Son dakikaya kadar Yalın'la oynaştığım için otobüse yetişmek için ayağımda topuklularla koşmak zorunda kaldım. Ceyda'nın topukluları ayağımı zaten birazcık sıkıyordu şimdi iyice acıtmaya başlamıştı. Ama sorun yoktu, birkaç saatliğine bu işkenceye dayanabilirdim.
Neyse ki görüşmeye tam zamanında yetiştim.
Eve döndüğümde Yalın mutfakta yemek hazırlıyordu. Topukluları ayağımdan çıkarıp acıyan yerlerini birkaç saniye ovaladım. Üzerimi de değiştirip yıkandıktan sonra mutfağa gidip Yalın'ın arkasından sarıldım.
"Asya ne zaman geldin sen? Hiç duymadım." Yalın doğradığı patatesleri tezgahın üzerine bırakıp bana döndü. Beni kollarının arasına alırken kafamı göğsüne yaslayıp "Yeni geldim." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boşansak da Beraberiz! (Tamamlandı)
General FictionAdliyenin bahçesinde Yalın'la birbirimize sudan çıkmış balık misali baktık. Bitmişti. Resmen boşanmıştık. "Bitti." Yalın gerçeği benden önce dile getirirken kafamı onaylarcasına salladım. Hâlâ gerçekmiş gibi gelmiyordu. "Evet. Garip hissediyorum."...