Mommy İssues | gxg

11

"gel bakalım küçüğüm."

salona girdiğinde duraksamıştı defne, elzem'in mesajından sonra odasından çıkıp salona gelmek onun için çok zor olmuştu. küçük adımlarla ilerleyip elzem'in karşısında durduğunda ne yapacağını bilememişti, öğretmeni onun bu haline gülümsemiş bileğini nazikçe kavrayıp onu kucağına çekmişti.

sağ bacağını kırıp yavaş bir şekilde elzem'in kucağına oturmuştu defne. öğretmeninin üstünde siyah sıfır saten bir gecelik üstü ve siyah saten bir gecelik altı vardı, pijama gibiydi, defne elzem ile yaşadığı bu süre boyunca onun her gece saten gecelikler giyerek uyuduğunu görmüştü.

"anlat bakalım, grupta dönen olay neydi?" dedi elzem defne'nin belini yavaş yavaş okşarken. aralarında fazla bir mesafe yoktu, geniş salonda L koltuğun üstünde oturuyorlardı. ve salonun ışıkları açık değildi, hem içeri açık perdeden ay ışığı vuruyordu, hemde salon da ki peri ledler açıktı, çok hoş bir hava vardı.

"ben uyuyordum, yani ders çalışırken uyuya kalmışım. mesajların sesi çok olunca uyandım gruba baktım, gözde bana hisleri olduğunu söylemiş grupta ama, ama yanlış anlama ben yok öyle bir şey başka- başka biri var dedim."

"yüreğini yakan başka biri dedin."

duraksadı defne, okumuştu tüm mesajları.
başını salladı usulca, genç kadın iki elini birden onun beline sarıp bedenlerini daha çok birbirine yaklaştırırken genç kızın kokusu kalbinde ki ateşi harlıyordu.

"yüreğini yakan kişiyi, öğrenebilir miyim?"

sustu defne, nefesi ona ağır gelirken utançla kaçırdı bakışlarını, sonra tekrar baktı öğretmeninin gözlerine, ama ne diyeceğini bilemedi, dudakları bir aralanıp bir kapanırken çenesinde elzem'in ellerini hissetti ve onun gözlerine baktı.

"eğer o kişi bensem, öp beni."

yutkundu.
yutkunmak ilk defa bu kadar zor geldi ona, gözleri tüm yüzünde dolaşıp en sonunda iki kalın et parçasında duraksadı. yüreği yanıyor gibi hissetti, susadı, çok fazla susadı, karşısında ki dudaklara asılırsa susuzluğu geçer sandı. koyulaşan gözlerinin farkında bile değildi, elzem'in omuzlarına tutunup yüzünü onun yüzüne yaklaştırdı yavaşça.

kızın sıcak nefesi yüzünü okşarken yutkunmakta zorluk çekti elzem, defne'nin utanıp yapmayacağını düşünmüştü, ama küçük bebeği sandığından daha cesurdu.

dudakları arasında çok kısa bir mesafe kalmışken başını çevirdi elzem, ve defnenin dudaklarını yanağında hissetti. ikili sanki saatlerce koşmuş gibi nefes nefese kalmışlardı. "istemiyor musun?" diye kırık bir sesle konuştu defne, geri çekilmiş hayal kırıklığı ile elzem'e bakıyordu.

iç çekti elzem, dayanmak hiç bu kadar zor gelmemişti ona. parmaklarını defne'nin yanağını okşarken uzanıp usulca kızın yanağını öptü "istiyorum" dedi, sesinin o boğuk tonu ikisini de daha çok çıkmaza sokmaktan başka bir işe yaramıyordu.

"ama şimdi değil" dedi geri çekilirken "yavaşça sevmek istiyorum seni, acele etmeden öpmek istiyorum, tanı beni, gör nasıl biri olduğumu, ardından dudakların dudaklarımla birleşsin ve dudaklarında ki cenneti tadayım istiyorum. usulca sarılmak istiyorum sana, kollarımda uyu, omuzlarımı gözyaşlarınla, kahkahalarınla, sevinçlerinle doldur istiyorum. aslında ben seni hak ettiğin şekilde sevmek istiyorum ruhum."

"sus" dedi defne aniden "yoksa ağlamaya başlayacağım, lütfen. uyusak, şarkılar söylesen bana, geçen gece olduğu gibi kucağında uyusam, olur mu?"

bir şey demeden gülümseyerek defne kucağında iken ayağa kalktı elzem, defne başını elzem'in omzuna yaslamışken elzem'in odasına girdiler. genç kadın güzel bebeğini yatağın ortasına yatırıp üstüne pikeyi örttü ve kendisi de yanına uzandı, şimdi yüzleri karşı karşıya birbirlerini izliyorlardı.

daha fazla dayanamadı defne, ufak bir utanç bedenine sızarken yatakta kayıp elzem'in göğsüne yasladı başını, yüreği huzurla dolup taşarken elzem'in de kendisiyle aynı halde olduğunu biliyordu. ve yine huzurla uyudu, kabussuz geçen bir uykunun kollarına bıraktı kendini...

...

baby im yours