elzem'den
...
sinirliydim.
bunca zamandır sırf rahatsız olmasın diye yanına bile gitmediğim kıza bu kadar ay sonra kavuşmuşken şimdi birinin rahatsız ediyor oluşu beni çileden çıkartıyordu.
okul koridorlarında yürürken kızlar tuvaletine doğru ilerliyordum.
defne toprak, benim biricik aşkımdı.
o bilmese de sevgilimdi, canımdı, kızımdı, herşeyimdi. ona kavuşmayı aylarca beklemiş her gittiği kütüphane de onu izlemiştim. tenine düşen gözyaşlarını bir bir öpmek, onu kucağım da uyutmak istemiştim.şimdi bu isteklerim yavaş yavaş gerçek oluyordu, o da bana karşı bir şeyler hissediyordu ama bazen ufak pürüzler oluyordu.
ekin denen aptal çocuklar gibi.
"niye beni anlamıyorsun? olmaz diyorum, istemiyorum diyorum ekin. daha bugün gördün beni ne bu istek, istemiyorum diyorum!"
duyduğum seslerle duraksadım, tuvaletlerin hemen önünde defne duvara yaslanmış, ekin ise tam onun karşısında hatta dibindeydi. dişlerimi sıkıp ellerimi yumruk yaptım, aldığım nefesler yetmiyordu, o çocuğun ağzını burnunu kırmak istiyordum.
"ilk görüşte aşka inanır mısın defne?" diye sordu gevşekçe, defne ise elini onun omzuna koydu. sıkılı dişlerim şaşkınlıkla gevşerken yumruklarım da açılmış, şaşkınlıkla defne'nin ekin'in omzuna koyduğu eline bakıyordum.
"inanırım" dedi, kalbim de garip bir sancı hissettim. boğazıma bir yumru otururken yutkunmam zorlaştı.
"sana inanma sebebimi anlatmamı ister misin ekin?" diye sordu ardından ekin'in omuzlarını sıktı masaj yapar gibi. şimdi ise gözlerim dolmuş acıdan midem bulunmaya başlamıştı, buraya gelirken amacım sevdiğim kızı kollarım arasına alıp o çocuğa hakkını bildirmekti, ama işler pek istediğim gibi gitmemişti, ya da ben öyle sanıyordum.
"anlat bakalım" dedi sırıtarak ekin, onu öldürmek isteyecek kadar kafayı yemiştim artık.
"bir kadın var" diye söze başladı defne, benim gözlerime uğrayan şaşkınlık ekin'in de gözlerine uğradı.
"ellerimi tutuyor, bana şarkılar söylüyor, onunla aynı evde yaşıyorum. ikimizin odaları ayrı ama her sabah onun kucağında onun sıcaklığı ile uyanıyorum. göz göze geldiğimiz de ayaklarım tutmuyor, düşeceğim sanıyorum. eli elime değdiğinde kıyamet kopuyor, hele ki bedenime baktığında nefesim kesiliyor, hiç içine düşmediğim bir arzunun pençesine düşüyorum. saatlerce beni ağlatsın, öpsün sevsin istiyorum. söylesene ekin, ben bu kadına böyle aşıkken, sen hâlâ peşimde mi dolanacaksın?"
bir damla yaş aktı gözlerimden, ardından dudaklarım kıvrıldı. hemen o yaşı silip hissettiklerimle sırıttım "güzel kızım benim" dedim ona adımlarken, sesim yüksek çıktığı için ikisinin de bakışları bana dönmüştü.
ekin defne'den ayrılırken, defne gözlerime endişeyle bakıyordu.
"defne, güzel kızım. hadi bakalım sınıfa geç, ben ekin ile biraz konuşacağım tamam mı?"
"ama elzem-" duraksadı, alışmıştı ismim ile seslenmeye "yani elzem hocam, ders başlayacak ekin de bana dersle ilgili bir şey soruyordu ikimiz de sınıfa gitsek iyi olacak." diye düzeltti cümlesini.
kıkırdayıp bileğini tuttum ve bir çaba sarf etmeden onu kendime çektim, başı göğsüme değerken hafifçe geri çekilmiş, aramızda ki boy farkı yüzünden başını kaldırıp gözlerime bakmıştı.
"sınıfa git, çantanı topla. annen seni çağırıyor, ona götüreceğim seni." dedim göz kırparak, yanakları hafiften kızarırken suspus kesilmiş bir şekilde hızla ayrıldı yanımızdan, arkasından bakarken gülümsedim. tatlı bebeğim benim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mommy İssues | gxg
Fanficşimdi bir elin belimde, bir elin saçlarımda. ikisini birden okşuyor bana ninniler söylüyorsun, bedenim yorgun düşmüş kucağında yatarken "anne" diye sayıklıyorum, şakağımda dudaklarını hissediyorum "söyle güzel bebeğim" diyorsun, bana annemin gösterm...