"hadi seç bakalım hangisini okuyayım sana?"
önüne bırakılan üç kitaba baktı defne. şeker portakalı, beyaz geceler ve kırmızı bacaklı martılar adında üç kitap vardı. sıkıntıyla bir nefes verip yanında oturan sevgilisine döndü.
"elzem ben şimdi kitap okumak istemiyorum, seninle konuşmak istiyorum."
elzem duraksadı, defne'nin ciddi tavrı ile gülüşü düşmüştü ama hemen toparlayıp yeniden gülümsemişti. ellerini birbirine kenetleyip defne'nin gözlerine baktı "konuşalım defne'm, ne konuşacağız?"
defne'nin kaşları çatıldı "aşkım, ben konuşalım derken sohbet edelim istemiştim. ne konuşacağımızı hiç düşünmedim." dedi sevimlice kıkırdayarak.
ve o an elzem rahatlayarak derin bir nefes alıp defne'ye yaklaştı ve daha onun tepki vermesine izin vermeden dudaklarına küçük bir öpücük kondurup geri çekildi.
defne'nin karnında bıçak yarası olduğu için sırtı koltuğa yaslıydı ve kucağında yastık vardı rahat edebilmesi için, elzem ise onunla beraber koltukta oturuyordu fakat yan oturup bağdaş kurmuştu.
"biliyorum" diye söze başladı elzem "herşey bir anda oldu, çok aceleye geldi. fakat elimden gelenin her zaman en iyisini yapacağım senin ve bizim için. kötü şeyler yaşadın, belki ara ara aklına gelecek seni üzecek fakat sen her üzüldüğünde sımsıkı tutacağım ellerinden. gözyaşlarını, tenin de ki yıldızları, saç tellerini her birini teker teker öpeceğim."
"of!" diye isyan etti defne ve elini yüzüne kapattı, şu an akan gözyaşlarını gizlemek için. elzem şaşkınlıkla sevgilisine bakıyordu şimdi.
"bebeğim, neden ağlıyorsun? seni üzecek bir şey mi söyledim?"
burnunu çekti defne ve gözyaşlarını silip sevdiği kadının gözlerine baktı "aşığım sana." dedi kesin ve net bir sesle. kucağında ki yastığı koltuğa bırakıp, yarasına dikkat ederek yavaşça koltuktan kalktı.
elzem ise ani gelen iltifatın şaşkınlığını atamamıştı hâlâ. defne önünde durup yanaklarını kavrayınca kendine gelebilmişti.
"aşığım anlıyor musun! ben defne toprak, elzem soykıran'a aşığım! onu seviyorum, çok seviyorum. o her elimi tuttuğunda heyecandan nefesim kesiliyor, onu gördüğüm an kalbimde tarif edemeyeceğim bir duygu filizleniyor. ve ben onu gördüğüm her an yine ve yeniden aşık oluyorum."
şimdi ağlayan elzem'di.
yıllar boyunca kimseyi sevmemişti elzem, en son lise de bir çocuktan hoşlanmıştı onun dışında bu ilk aşık oluşuydu. yüzünde ki elleri tutup avuç içlerini öptü. ardından defne'nin yarasını acıtmadan karnına sardı kollarını.
"bu bir rüya ise uyanmak istemiyorum." diye mırıldandı, ağladığı için sesi boğuk çıkmıştı elzem'in.
defne ise hafifçe eğilip sevgilisinin saçlarını öpmüştü "bu bir rüya ise ikimizi de uyandıracağım ve rüyayı gerçeğe çevireceğim."
orada birbirlerine sarılıp ne kadar ağladılar ne kadar konuştular bilinmez. saatler geçti, defne yer yer elzem'in kucağına oturup saçları ile oynadı, bazen yan yana oturup beraber kitap okudular ve o kitabın karakterleri hakkında kavga ettiler.
özellikle defne kırmızı bacaklı martılar kitabını okurken çok ağlamıştı, ona annesi ve babasını hatırlatmıştı çünkü o kitap.
ve bir zaman sonra ise uyuyakalmışlardı, defne'nin başı elzem'in göğsünde ve bedeni kucağındaydı. huzur buydu aslında, defne'nin boynuna saklanarak, onun kokusunu doya doya içine çeken elzem için huzur buydu.
işte şimdi olmuştu, aşıklar kavuşmuştu ve ortada ki tüm engeller kalkmıştı.
...
son bir (1) bolum.
25 final
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mommy İssues | gxg
Fanfictionşimdi bir elin belimde, bir elin saçlarımda. ikisini birden okşuyor bana ninniler söylüyorsun, bedenim yorgun düşmüş kucağında yatarken "anne" diye sayıklıyorum, şakağımda dudaklarını hissediyorum "söyle güzel bebeğim" diyorsun, bana annemin gösterm...