Tteokbokki - 1K Özel♥️

401 34 15
                                    

Arkadaşlar 1k için hepinize ne kadar teşekkür etsem az. Bu benim oldugu kadar sizin de başarınız. Teşekkür amaçlı 1k özel bölümünüz. Keyifli okumalar.❤❤❤

Han: Bence kendini bu kadar suçlamamalısın. Sonuçta buna sen sebep olmadın.
Minho: İnan ki ne düşüneceğimi bilmiyorum. Tek istediğim onun iyi olması.
Han Minho'nun sırtını sıvazladı.

Aradan yarım saat geçmişti. Hei'nin ateşi düşmüştü fakat hala uyanmamıştı. Chan uyanmasının biraz zaman alacağını söyleyerek herkesi rahatlatmıştı. Han ve Seungmin yerde yan yana uykluyorlardı . Hyunjin işe Hei'nin yatağında sızıp kalmıştı. Geri kalanlar ise odalarına dağılıp dinlenmeye karar vermişti. Ayakta sadece Chan ve
Minho kalmıştı. Saat sabaha karşı 4.30 civarındaydı. Minho Hei'nin yanına uzanmış öylece onu izliyordu. Chan ise telefonuyla uğraşıyor, göz ucuyla da Minho'yu gözetliyordu .
Chan: Minho gerçekten artık uyumalısın. O iyi.
Minho: Ama...
Chan: Aması yok git yat artık.
Minho olumsuz anlamda kafasını salladı.
Chan: Ahh illa anlattıracaksın.
Minho neyi der gibi Chan'ın gözlerine baktı. Chan koltuktan kalkıp odadan çıktı ve gel diyerek Minho'ya elini salladı. Minho kalkıp Chan'ın yanına gitti.

Chan: Bak aslında durum pek sandığın gibi değil.
Minho: Nasıl yani?
Chan: Onun bu hale gelmesinin sebebi sadece yaptığı ağır egzersizler değil.
Minho hala anlamamış görünüyordu.
Chan: Bak şimdi şöyle, orada yaşadığı bir olay bir şekilde tramvasını tetiklemiş gibi görünüyor. Eğer bu olmasaydı muhtemelen olayı sadece vücut ağrısıyla atlatırdı. Ama durumu çok ağırlaştı, kriz ve ateşe kadar gitti. Aslında bayıldığını söylediğinde durumun çok normal olmadığını anlamıştım. Ama neyse ki şimdi iyi. Yaniii... fiziksel olarak.
O geçmişte kötü şeyler yaşamış Minho. Çok kötü şeyler...

Minho aslında bunu daha önce fark etmişti. Fakat durumun bu kadar ciddi olduğunu tahmin etmemişti. Kafasındaki taşlar yerine oturmuştu. Kollarındaki sargıların tahmin ettiği şeyleri gizlemediğini
umuyordu.
Yutkundu.
Minho: Peki ne yaşamış Chan?
Chan: Bunu benden değil, ondan duymalısın. Belki zamanı geldiğinde sana anlatır.

Hei'nin gözünden

Hafif bir baş ağrısıyla uyandım. Esneyerek sağ tarafıma döndüm. Yanımdaki yatakta Hyunjin üstü açık bir şekilde uyuyordu. Anlam verememiştim. Dur bir dakika... Hyunjin benim yatağımda yatıyordu. O zaman ben... Minho'nun yatağında mı uyumuştum? Ama dün kendi yatağımda uyuduğumu gayet net hatırlıyordum. Yavaş yavaş hatırlamaya başladım. Dün gece her yerim ağrıyordu. Ben de Minho'yu uyandırmaya çalışıyordum. Fakat sonrasını hatırlamıyorum. Umursamadım. Çünkü çok yorgundum. Yatağın ucunda yattığımı fark ettiğimde kendimi biraz daha geriye çektim. Fakat sırtıma bir şey değdi. Hemen arkamı döndüm. Gördüğüm şey ile neredeyse yataktan düşecektim. Minho tam yanımda cenin pozisyonunda kıvrılmış bir şekilde uyuyordu. Hemen yataktan çıktım. Nasıl yani, Minho ve ben aynı yatakta mı uyumuştuk, yan yana?
Kendimi hemen banyoya attim elimi yüzümü yıkadım ve saçlarımı dağınık bir topuz yapıp banyodan çıktım. Kalktığımda Hyunjin uyanmıştı ve sersemlemiş bir şekilde yatakta oturuyordu.
Hyunjin:Hei!!!!
Hei: Şşşt bağırma. Uyanmasın.
Minho'yu işaret ettim.
Elleriyle tamam işareti yaptı ve göz kırpıp odadan çıktı. Ben de Minho'nun yanına gittim. Yaptığımız o kadar gürültüye rağmen hala uyanmamıştı. Belli ki çok yorulmuştu. Dayanamayarak yanına gittim ve yatağının ucuna oturdum. Yüzünü incelemeye başladım. Şekilli güzel bir burnu ve kalp şeklinde dudakları vardı. Çekik gözleri kapalıyken bile güzelliğini belli ediyordu. Alnının üzerine dökülen ipeksi kahverengi saçlarına dokundum. Olayın etkisi altına girmeye başlamıştım. Ama o sırada kapıdan gelen tıkırtı sesleri ile arkamdaki kapıya döndüm. Her şey çok ani oldu. Aralık kapı birden sonuna kadar açıldı ve Changbin yere kapaklandı. Ve arkasından diğer herkes göründü. Birden hepsi birden kahkaha atmaya başladı. Minho sıçrayarak uyandı. Hemen yataktan kalkıp ayağa dikildim. Ama herkes hala Changbin'e gülüyordu.
Changbin: Offf neden gülüyorsunuz? Neredeyse mükemmel güzellikteki yüzümü kaybediyordum!!!!
O an o kadar utanmıştım ki kafamı kaldırıp diğerlerinin yüzüne bakamadım bile.
I.N: Sence sana mı gülüyoruz?
Changbin: Haaaaaa biz neler gördük az önce?
O da gülmeye başladı.
Minho: Neler gördünüz?
Chan: Eee çocuklarım gülmeyin. Sonuçta Minho bütün gece onunla ilgilendi. Sıra ondaydı.
Bir kahkaha patlattı.
Han: Tabii kii. Hei Minho'nun saçlarıyla çok ilgili görünüyordu.
Minho: Ne?
Odadaki koltuktaki yastığı aldım ve Han'ın üzerine yürüdüm.
Hei: Kendin susacak mısın yoksa benim mi susturmamı tercih edersin?
Han: Sustum!!!
Hiç bir şey olmamış gibi davranmaya karar verdim.
Hei: Ben çok açım ne yiyoruz?
Minho olayı çok deşmek istemiyor gibiydi. Ama merak ettiğini anlıyordum.
Felix: Yemek yok-
Minho: Dışarda yiyelim o zaman.
Bana dönerek.
Minho: Ne yemek istersin?
Hei: Tteokbokki?
Seungmin: Olur. Ben de çok severim.
Chan: Tamam o zaman hadi ne duruyorsunuz kalkın giyinin. Yemekler bu gün benden.
Hyunjin: Canım lideriiiiim.
Hyunjin Chan'a yağ yapmaya başlamıştı ki...
Minho: E odamızdan çıkın da üzerimizi değişelim.

Bir bölümün daha sonuuu. Yani çok uzun olmadı ama idare eder. Beğendiyseniz oy vermeyi unutmayıın. Seviliyorsuzunuzzzz<33333

Stay With Me | Lee KnowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin