iki

9 0 0
                                    

Bersu, kantinden aldığı kaşarlı tostu ve meyve suyu ile boş olan iki kişilik masalardan birine oturdu.

Sol elinde tostunu tutarken, sağ eliyle de bir meyve suyunu yudumluyor, bir de Instagram keşfetinde geziyordu.

Arkadan bir el uzanıp önündeki telefonu aldı ve karşısındaki sandalyeye oturdu. Bersu şaşkınlıkla karşısına bakarken bu kişinin Gökhan Efe olduğunu fark etti.

Gökhan Efe ve Bersu yaklaşık üç senedir beraberlerdi. Bersu okula ilk geldiğinde üst sınıflardan olan Gökhan Efe'yi beğenmişti. Kısa bir süre sonra, Gökhan Efe de Bersu'ya karşı bir şeyler hissetmeye başladığında sevgili olmuşlardı. O günden beridir de hiç ayrılmamış, hep iyi anlaşarak ilerlemişlerdi.

Gökhan Efe'nin bir ikizi vardı, Görkem Ege. Aynı zamanda kendilerinden bir yaş küçük bir erkek kardeşleri, ondan bir yaş küçük bir kız kardeşleri ve kendileriyle yaşıt bir kuzenleri vardı. Kerem, Işık ve Cansu.

"Ne oluyor Gökhan Efe?" dediğinde Gökhan Efe ona hiç tepki vermeden elindeki Bersu'nun telefonunu karıştırmaya devam etti.

Uzun süredir sevgili olduklarından, birbirlerinden sakladıkları bir şey yoktu ama Bersu dün olanlar yüzünden Gökhan Efe'ye gergindi bu yüzden elinden telefonu hızla çekip ekranı kilitledi.

"Ne oluyor dedim Gökhan Efe?" dedi tekrar sinirle.

"Asıl sana ne oluyor Bersu? Sabah bahçede seni bekliyorum yanıma gelmiyorsun, şimdi görüyorsun yanımıza gelmiyorsun, yüzüme bakmıyorsun. Asıl sana ne oluyor?" dedi Gökhan Efe oturduğu sandalyede biraz öne eğilerek.

"Neden acaba Gökhan Efe?" diyerek güldü Bersu.

"Bak Bersu, evet haberim vardı ben reddetmiyorum bunu." diyip duraksadığında Bersu devam etmesine izin vermeden araya girdi. "Dün sana sordum Gökhan Efe. Bana ne olduğunu bilmediğini söyledin. Ya ben önemli bir şey yoktur diyerek gitmeseydim? O kız ölüyordu. Siz ne yaptığınız farkında mısınız ya?"

"Ama ölmedi. Sen kurtarmasan o sarışın kız kurtarırdı, o kurtarmasa diğeri. Diyelim ki kimse yardım etmedi, zaten Görkem Ege yardım ederdi Ela'ya. Amacı onu öldürmek değildi, yalnızca ders vermek istiyordu." dedi.

Bersu dedikleri karşısında güldü. Elindeki tostun katladığı kağıdını açarak tostun etrafına sarıp tostu masaya bıraktı. Yiyecek iştahı kalmamıştı. "Siz kendinizi ne sanıyorsunuz Gökhan Efe?" dedi sakince. "Siz insanlara ders verme gibi bir yetkiye sahip misiniz? Kimsiniz siz? Bu kız istediğimizi yapmadı, hadi suya atalım mı dediniz? Hadi diyelim Görkem Ege yapıyor, karakteri böyle. Peki sen Gökhan Efe? Sen böyle bir insan mısın ya? Ne diye engel olmak yerine destek oluyorsun Görkem Ege'ye?"

"Ben ne dersem diyeyim, beni dinler mi sanıyorsun Bersu? Aklına ne koyarsa onu yapıyor." dedi Gökhan Efe sıkıntıyla. Bersu ile kavga etmek istemiyordu.

"Madem Görkem Ege'ye laf geçiremiyorsun, Ela'yı uyarsaydın Gökhan Efe. Kız ölecekti!" diyen Bersu ile derin bir nefes aldı Gökhan Efe. Diyecek bir şey bulamıyordu, Bersu haklıydı.

"Her neyse," dedi Bersu bir süre sessizliğin ardından. "Ben dün gece düşündüm biraz, belki de bir süre ayrı kalsak ikimiz için de daha iyi olur." diyerek ayaklandı Bersu gitmek için.

Gökhan Efe duydukları ile hızla sandalyeden kalkıp Bersu'nun kolundan tuttu. "Hayır Bersu! Ben senden ayrı kalamam, biliyorsun."

"Üzgünüm Gökhan Efe, dediğim gibi ikimiz için de bir süre en iyisi bu olacaktır." diyerek kolunu çekip kantinin çıkışına doğru hızla yürümeye başladı Bersu.

üçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin