d o k u z

112 5 0
                                    

Kim Taehyung

"Cumartesi de annem sizi çağırıyor akşam yemeğe."

"Olur valla. Anne yemeği yemeyi özlemiştim gerçekten." Jungkook'un söylediklerine göz devirmiştim çünkü benim yemeklerim de gayet güzeldi ve ev yemeklerine hasret kalmış falan da değildik. Ama gerçekten de kendi annemin yemeklerini özlemiştim. Hem de çok...

"Ee, oyuna devam mı? Sizi yenmeme doyamadınız galiba. Eh, yenilme hissini bilmediğim için konuşamam tabi." Dediklerime karşın Jimin eline geçen ilk yastığı kafama geçirip konuşmuştu. "Jungkook'la takım olursam olacağı buydu! Keşke biri daha olsaydı ikiye iki oynardık. Bire üç aynı zevki vermiyor."

"Lisa olsaydı bizimle oynardı, ustasıymış o bu işin..." Jungkook'un arkadaşlarını özleyen çocuklar gibi dudağını büzüp söylediği cümleye Jimin'le birlikte kahkaha atmıştık.

"Çok mu özledin lan?" Jimin'in sorusunu Jungkook'tan önce ben cevaplamıştım. "Ayrılan kendiydi bir kere. Cidden sen niye ayrıldın bu kadar aşık olmuşken? Mal mısın?"

"Öncelikle Taehyung'cuğum, mal ebendir. Sorduğun soruya gelirsek... Dedim ya işte, ilişki istemiyorum. Korkuyorum. Lisa eğlenilecek bir kız değil, ciddi ilişki istiyor."

"Ee, sen değil miydin şimdiye kadar hayatıma aldığım hiç bir kız benim için ciddi düşünmedi diyen? Ciddi bir ilişki isteyen sendin."

"Anladım ki her ne kadar kızları suçlasam da asıl ciddi ilişki adamı olmayan benmişim. Yani Lisa'ya ilk görüşte bayıldım, güzelliği, eğlenceli biri oluşu, sesi, iyi kalpliliği... Kısacası her şeyi. Ama sanki bu eğlenmelik ilişkiler benim konfor alanımmış ve ben şuan konfor alanımı terk etmek istemiyorum."

"Kısacası benim derdim piçlik yapmak diyorsun?" Jimin'i haklı bulduğumu belli edercesine başımı salladım.

"Anlamıyorsunuz işte. Neyse beni boşverin, senle Jennie'den n'aber?"

"Yani, iyi gidiyor. Sürekli konuşuyoruz, hatta Cumartesi günü buluşacağız."

Jimin kısa bir süre benimle göz temasını çekmeyince gözlerimi kaçırmıştım. Ve onun da gerçeği anlaması uzun sürmemişti. "Sen Jennie'yi sevdiğinden emin misin?"

Bravo Taehyung. Şimdi cevap ver verebilirsen.

'Ben' diyebilmiştim sadece. Sonra yalan söylemenin anlamsız olduğunu anladım ve gerçekleri söyledim. "Ona aşık değilim. Çok güzel bir kız, iyi kalpli de gerçekten. Ama... Bilmiyorum, sanki zorundaymışım gibi hissettim. Ona aşık olmak zorunda... Öyleymişim gibi davranmaya zorladım kendimi. Ben ona asla onun bana verdiği gibi bir sevgi veremem. Ve bu onu üzer. Onu üzmek istemiyorum."

Bunları söylerken ben bile emin değildim duygularımdan. Ona aşık değilsem neden onun için bu kadar şey yapıyordum? Neden onu mutlu etmek için bir şeyler yapmak istiyordum? Ne hissettiğini bilmeyen bir aptaldım ben.

"Jennie zaten vazgeçmişti Taehyung. Seni Irene'la öpüşürken gördüğü an senden vazgeçmişti. Sonra ondan hoşlandığını söyleyen sendin. Emin ol sen o gün onları demeseydin, Jennie bir daha senin yakınına bile gelmezdi. Sen her ne kadar onu gurursuz biri gibi görsen de o gururlu bir kız. Onu fakültede gayet iyi tanıdım. Onu üzmemelisin."

"Onu üzmemem gerektiğini biliyorum. Bana onu nasıl üzmeyeceğimi söyleyin. Nasıl bu işin içinden sıyrılırım onu söyleyin." Sözlerimi duyan Jungkook ellerini yana açarak omuz silkti ve arkasına yaslandı. Jimin de aynısını yapınca bu sefer onun da verecek cevabının olmadığını anlamıştım.

a slice of pizza • taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin