o n

95 7 2
                                    

Kim Taehyung

Ve işte büyük gün. Jennie'yle ilk buluşmamız. Hafta boyunca ona defalarca gerçeği söylemeyi denemiştim ama defalarca da başarısız olmuştum. Ve sanırım artık çok geçti. Jennie benim ona aşık olduğuma gerçekten inanmıştı -bunun suçlusu tabiki bendim- ve şimdi ona bunu söylemek onu büyük hayal kırıklığına uğratırdı. Dolabımdan siyah pantolonumu ve siyah bir tişört çıkarıp üzerime geçirdim. Deri ceketimi giyip aynadaki yansımamdan saçlarımı kontrol ettim. Dalgalı ve dağınıktı. Jennie'nin sevdiği gibi...

Parfümümü sıkıp mutfağa yöneldim. İkimiz için hazırladığım tuzlu atıştırmalığı da alıp ayakkabılarımı giydim.

"Ben gecikebilirim Jungkook. Yemeğe bekleme."

"Şuna bak amına koyayım ya. Hem kıza aşık değilim diyor hem de süslenip püslenip kızla buluşmaya gidiyor. Bir de üstüne uzun otururuz gecikeceğim diyor. Biraz benim gibi net ol oğlum. Bak bana, ayrılmak istediğime karar verdim zınk diye bıraktım kızı."

"Bunu Lisa duysa seni zınk diye sikerdi ama çocukluk arkadaşım olman hatrına susacağım." Kapıyı kapatıp asansörle aşağı indim ve motoruna doğru adımladım. Kaskımı takıp motoru çalıştırdıktan sonra yola koyuldum.

Jennie'nin evinin önünde durup korna çaldığımda Jennie koşarak bana doğru geliyordu. Üstündeki siyah tişörtü ve koyu renkli kot şortuyla çok güzel duruyordu.

"Taehyung! Çok bekletmedim değil mi? Dudak parlatıcımı bulamadığım için geç kaldım." Bahanesine gülerek onu yanıtladım. "Daha yeni gelmiştim zaten."

Ona diğer kaskı çıkardım ve saçlarını bozmamaya dikkat ederek yavaşça kafasına taktım. Narin hareketlerim hoşuna gitmiş olacak ki kaskın altından dudaklarının kıvrıldığını görmüştüm. Motora bindiğimizde kulağıma fısıldamıştı.

"Deri ceketli motorcu Taehyung mu? En sevdiğim."

---

"Mutfakta sen de fena değilmişsin."

"Eh, tüm yemeklerde olmasa da kurabiyede iddialıyım."

Jennie'nin yaptığı tarçınlı kurabiyenin tadı dilimde tarif edemediğim huzurlu bir his bırakırken onun hafif rüzgarda yüzüne doğru savrulan düz saçlarını izliyordum.

Son dakika Jennie bana acıyıp sinemaya gitmekte ısrar etmekten vazgeçmişti. O yüzden sinemayı iptal edip direkt kumsala piknik yapmaya gelmiştik. Hava hala kapalı ve rüzgarlıydı. Kumsalda koyu renkli denizin kocaman dalgalarını izlerken tamamen yalnızdık. Ve bu gerçekten huzur vericiydi...

"En sevdiğin renk ne Taehyung?"

"Beyaz. Senin?"

"Pembe tabiki. Çocukluğumu bana tekrar yaşatıyor sanki. Beyazı da çok severim ama. Bana melekleri anımsatıyor." Son cümlesini söylerken gözleri dolmuştu.

"Neden ağlıyorsun Jennie?"

"Ağlamıyorum."

Her baktığımda bana büyükannemi hatırlatan gözlerini kapatmaya çalıştığı zarif ellerini gözlerinden çektim. "Artık yalan söyleyip söylemediğini anlayacak kadar iyi tanıyorum seni." Dolmuş gözlerini silmeye çalışıp bana baktı.

a slice of pizza • taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin