|\/
Aynı trenin sigara içilmeyen vagonundaki bir kompartımanda Asami Aya her zamanki gibi sakince oturuyordu. Bayan Aya kalabalık vagonda oturuyor, kendini vagonun sıcaklığına galip gelmiş hissediyordu. Bayan Aya Papaz Adası'na gideceği için heyecanlıydı. Aklından birçok kez okuduğu ve neredeyse ezberlediği mektubu geçirdi.
"Sevgili Bayan Aya,
Beni anımsayacağınızı umuyorum. Birkaç yıl önce resim serginizde bulunmuştum. Açıkcası bayılmıştım.
Sizi Sheron sahillerindeki Papaz Adası'na davet etmek isterim. Buranın havası o kadar güzel ki resmetmek için canlı görmenizi isterim. Tabii, konuğum olarak... tamamen ücretsiz. Malzemeleriniz Ada'da mevcut. Ağustos başı sizin için uygun mu? Uygunsa 8'inde bekliyorum."Saygılarımla
U.N.O~Mektubu yazanın adı neydi? İmzanın okunması güçtü. Asami Aya, artık imzasını herkes o kadar okunaksız atıyor ki.. diye düşündü.
\/
Chay Naksima kompartımanın penceresinden dışarı baktı. Tren aktarma yapacağı Exeter İstasyonu'na gelmek üzereydi. Lanet olası tren ne kadar yavaş gidiyordu.
Owen'ın kim olduğunu çıkaramıyordu. Tek dostu Vera Favbira aracılığıyla tanıştığı biri olmalıydı.
"...Yeni kitabınız için ilham olabilir..."
Aldığı mektupta böyle yazıyordu.
Evet, belki Papaz Adası'nın enteresan bir yer olduğu kesindi.\/|
Öğretmen Esther Williams, arabasıyla Salisbury Ovası'nda ilerliyordu. Çok yorgundu ama rahatsızlık duymuyordu.
Neyse, sonunda istediğine ulaşmıştı. Şanslıydı. Şanslı ve zeki tabii! Mesleğinde çok iyiydi ama başarı için bu yeterli değildi, şans da gerekiyordu ve o; bu şansı bulmuştu. Özel dershanedeki birkaç veli ününün yayılmasına yetmişti. "Bayan Esther'a mutlaka göndermelisin. Anlatımı çok iyi ve oradaki öğrenciler iyi yerlere varmışlar. Henüz genç ama o kadar bilgili ki... Oğlum ondan ders aldıktan sonra daha iyi anlamaya başladı."
İşler tıkırındaydı. Artık çoğu günü doluydu. Dinlenecek pek zamanı olmuyordu. Bu ağustos sıcağında İngiltere'den ayrılıp birkaç günlüğüne Sheron sahillerindeki o adaya gittiği için memnundu.
Aldığı mektup çok açık değildi. Sanırım dayısının tanıdıklarından biriydi. Ama zarfın içerisine yol masraflarını karşılamak için yaklaşık 15 sterlin koyulmuştu. Normalde olsa kabul etmezdi ama... Papaz Adası çok merak ettiği bir yerdi.
Zihnindeki düşünceler Dalmain marka büyük bir spor otomobilin kulakları sağır eden korna sesiyle dağıldı. Otomobil yanından neredeyse 130 kilometre hızla geçip gitmişti. Bayan Williams az kalsın hız delisi sersem yüzünden kaza yapacaktı.
\/||
Kai Blair babasının verdiği parayla aldığı spor arabayı dar yolda sürerken düşünüyordu.
Yolda kaplumbağa gibi giden arabalar artık ciddi anlamda tehlike oluşturmaya başladı. Hep yolun ortasından gidiyorlar, yolu kapatıyorlar.Durup bir şey içse miydi yoksa yola devam mı etmeliydi? Daha çok zamanı vardı. Yalnızca 160 km, belki daha fazla. Kesinlikle soğuk bir bira içecek kadar vakti vardı. Zaten çok sıcak bir gündü. Hava iyi olursa ada çok keyifli olacaktı. Owen'ler kimdi, çok merak ediyordu. Büyük olasılıkla zengin ama işe yaramaz insanlardı.
Herhalde kaliteli içkileri vardı. Bu insanların parayı nereden buldukları veya doğuştan zengin olup olmadıkları bilinmiyordu. Ne yazık ki Elizza Hamell'in Papad Adası'nı satın aldığı haberi doğru değildi. Sinema dünyasının insanlarıyla bir arada olmak isterdi.
Yol kenarındaki kafeden çıktı. Gerindi, esnedi, mavi gökyüzüne baktı ve yeniden spor arabasına bindi.
Birkaç genç kadın hayranlıkla arkasından baktılar. Uzun boylu, dalgalı saçlı yakışıklı bir adamdı.
Ayağını debriyajdan çekerek gaza basınca araba gürleyerek dar yola girdi. Yol kenarındaki çocuklar ve yaşlılar korkuyla kenara çekildiler.
Kai Blair yeni başlangıçlara doğru hızla ilerliyordu.
◇
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ON KÜÇÜK PAPAZ || KATILIMLI
Mystery / Thriller-KATILIMLAR BITTI- Karanlık sırları olan 10 kişi, bir gün Papaz Adası'na davet edilirler. Fakat ev sahipleri burada değillerdir. Malikanenin hizmetçileri herkese birer oda ayarlar, bu ıssız adada yalnız başlarına mahsur kalmışlardır. Misafirlerin gi...