5.BÖLÜM:Hisler

122 11 5
                                    

Redd - Nefes Bile Almadan

"Abi sen bana küstün mü?" diye sordu küçük kız.

Abisi cevap vermedi "Benimle hiç konuşmuyorsun. Kesin küstün bana."

Abisinin yatağının yanına yere oturdu. Hala kendisiyle konuşmadığını görünce kız konuşmaya devam etti "Annem bu günde benden nefret ettiğini söyledi. Babam olsa çok kızardı. Çünkü nefretin çok kötü bir şey olduğunu söylerdi hep."

Kız ne kadar konuşursa konuşsun abisinden cevap alamıyordu. Abisi kafasını kitabına gömmüş kardeşini dinlemiyormuş gibi yapıyordu.

Kız elindeki oyuncak tavşan ile oynarken "Annem bu günde canımı yaktı. Canım yandığında istemeden ağlayınca yine kızıp daha fazla canımı yaktı." dedi üzgünce "Bundan sonra annem canımı yakınca ağlamayacağım." bu sefer sesi üzgün değil kararlıydı.

Abisi bu hallerine çok şaşırıyor ve üzülüyordu ancak bir köşeye çekilip izlemekten başka bir şey yapmıyordu...

"Ağlamak kötü bir şey olduğu için canımı yakıyor sanırım. Ama canımın yanması iyi bir şey mi? Çünkü annem bunu her gün, sürekli yapıyor. Bence kötü bir şey hissi hoş değil." dedi. Son söylediğiyle yüzünü buruşturdu aklına o anlar geldiğinden.

Evin içinde kapı sesi yankılanınca kız hemen oturduğu yerden kalktı ve annesi duymasın diye fısıltıyla "Ben gideyim annem seninle konuştuğumu görünce çok kızıyor." dedi abisine.

Abisi hiç bir şey demeyince o an yalnızlığın nasıl bir şey olduğunu anladı küçük kız ve hissi hiç hoşuna gitmedi...

Görüntüler yavaş yavaş yok olurken bunun rüyalarıma karışmış anılardan biri olduğunu anladım.

Tamamen kendime gelince zorlukla gözlerimi araladım. Yine uyuya kalmıştım. Hem de dersi dinlerken. Hocanın sesi ninni gibi geldiğini ve uyukladığımı hatırlıyordum.

Kafamı kaldırıp çevreme baktığımda etrafta iki üç kişi vardı. Yan tarafıma baktığımda ise Aybora'nın olmadığını gördüm. Ancak masamda bir not kağıdı ve en sevdiğimden soğuk kahve vardı.

İlk olarak notu elime alarak okumaya başladım. Notta; acil bir durum için gitmesi gerektiği yazmıştı.

Not kağıdının ne olur ne olmaz diye arkasını çevirdiğimde "Redd - Nefes Bile Almadan" yazıyordu.

Şarkıyı biliyordum ancak o an açıp tekrar tekrar dinleme ihtiyacı duymuştum.

Öylede yaptım. Çantamın içine koyduğum telefonumu ve kulaklığımı çıkartıp şarkıyı açtım.

Gözlerimi kapayıp kafamı sıraya yasladım. İstemeden dudaklarımda oluşan tebessümü fark ettim kendi kendime.

Dersi de pek umursamadım zaten yeteri kadar ders kaçırmıştım. Birinden notları alır evde çalışırdım. Ayrıca hocalar uyuyan birini görünce umursamıyorlar, dinleyene anlatıyorlar ve gidiyorlardı.

Ne kadar süre, o şekilde şarkıyı dinledim bilmiyorum fakat etraftaki haraketliliği hissedince kafamı kaldırdım. Herkesin eşyalarını toplayıp evlerine dağıldıklarını görünce bende beklemeden toparlandım.

Masada duran kahveye gözüm kayınca onu da aldım. Ilımıştı ve ılık olmasından nefret ederdim ancak umursamadım. Hatta aksine keyifle içtim yolda yürürken.

Kütüphane yürüme mesafesinde olduğundan çabucak oraya varabilmiştim.

Kapıdan içeriye girer girmez Kahraman'ın, Erdem'e heyecanla bir şeyler anlattığını gördüm. Yanlarına geldiğimde bakışlarını bana çevirdiler.

Bazı YalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin