Sezen Aksu - Zalim
Tek bi' bakışa, tek bir söze bu kadar çok dağılmam hiç adil değil.
Toparlan artık Lara, toparlan. Zaten buna zamanın yok. Ağlayıp, üzülmeye, yıkılmaya zaman yok.
"Yazel hadi girsene içeriye."
Aybora'nın sesiyle daldığım yerden sıçrayarak bakışlarımı ona çevirdim "Pardon dalmışım."
Gülümseyen dudakları yüzüme dikkatlice bakınca dondu kaldı. Sorgularcasına ve endişeyle baktı.
Ayakkabılarımı çıkarıp, içeriye geçtim. Ardımdan da kapıyı kapattım.
Ben ilerlememe rağmen hâlâ yerinde duran Aybora sayesinde aramızda az bi' mesafe vardı.
"Ne oldu?" diye sordu endişeli sesiyle.
Ama bu mesafede nasıl konuşayım ki ben!
"Bir şey olmadı."
Biraz daha böyle kalırsak olacak ama!
Tam kenardaki boşluktan geçecekken tekrardan önüme geçti "Yüzün öyle söylemiyor ama."
Kalbim duracak gibi atmaya devam ederken dayanamayıp "Ama beyefendi bende kalp var, biraz geriye çekilir misiniz?"
Şaşkınca yüzüme baktıktan sonra dudaklarından ufak bir gülüş ilişti kulaklarıma "Zalim, senin Allah'ın yok mu?" diye mırıldandı yüzüme karşı.
Engelleyemediğim sırıtışımla ona alık alık bakarken içeriden "Abi kim geldi?" diye seslenen Lila'nın sesi duyuldu.
Aybora Kafasını o tarafa çevirip "Yazel ablan geldi." dedi.
İçeriden gelen sevinç nidaları ile Aybora'yı yavaşça kenara itip Lila'nın yanına doğru ilerledim.
Salondaki koltukta baygın gibi yatan kızın baş ucunda durup, yanına çöktüm.
Saçlarını okşarken "Nasılsın bakalım?" dedim.
Kısılmış sesiyle "Seni gördüm iyi oldum." dedi. Gülerek yanağından öptüm "Çok yaklaşma, sen de hastalanırsın sonra."
"Bir şeycik olmaz." tekrardan öptüm yanağından, o ise kıkırdadı.
Lila heyecanlı heyecanlı "Biliyor musun Yazel abla, abim senin geleceğini öğrenince pizza yaptı. Çünkü sen çok seviyormuşsun."
Kafamı çevirip, kardeşine kaş göz yapan Aybora'ya baktım.
"Aslında bi' tık yandı." ensesini kaşıdı "Yemek yapmasını bilirim fakat elimin ayarı pek yoktur."
Üzerimde koca bi' matem olmasına rağmen beni bu şekilde gülümseten insanların olması, yaşamaya tutunmamın belki de en büyük nedeniydi.
Erdem, Kahraman ve Aybora olmasa büyük ihtimalle şu an tedavileri bırakmış olurdum. Ha birde Lila var artık. Onu unutmamak gerek.
Ayağa kalkıp "Hadi yiyelim şu pizzaları. Eminim ki enfes olmuştur." dedim.
"Ama bayağı yandı."
"Mutfak ne tarafta?"
Aybora'nın eliyle gösterdiği yere doğru ilerlemeden önce Lila'ya "Sen de ister misin?" diye sormayı ihmal etmedim.
Onaylayan mırıltılar çıkarıp, kafasını yastığa gömdü ve gözlerini kapadı.
Son kez ateşini kontrol edip, mutfağa geçtim. Arkamdan gelen Aybora'ya dönüp "Acaba Lila'ya çorba mı yapsak. Hem iyi gelir." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bazı Yalanlar
Cerita PendekEn çok da geçmişi yaralar insanı ve izleri her daim kalır...