6.BÖLÜM: Kara Kedi

101 11 2
                                    

Son bir kaç gündür garip duygular içerisindeyim. Bundan deli gibi korkuyorum ve nedenini anlayamıyorum.

Kendime kabullendiremediğim bir şeyler var gibi hissediyorum. Ancak bundan da korkuyorum.

Kendi içimde bir şeyler yaşıyorum ama bunu bile fark edemiyorum ya da kendimden saklıyorum...

Bir şeylerden korkuyorum fakat ne olduğunu bilmiyorum. Bu belirsizlik artık beni çıldırtacak kıvama geldi.

Her dakika düşüncelerim Aybora ile ilgili olunca içimdeki korku daha çok artıyordu. Bunun nedenini bilmiyorum fakat beni fazlasıyla geriyor.

Düşünmekten artık başım ağrıyor ve içim daralıyordu.

Bıkkınca bir nefes aldım. Somurtarak sınıfa girip arkalarda olan sırama geçtim.

Bir kaç dakika sonra sınıfa Aybora girdi ve bakışlarını anında benim olduğum tarafa çevirdi.

Beni görür görmez düz tuttuğu suratında ufak bir tebessüm oluştu. Ardından da seri adımlarla oturduğum sıraya doğru gelip, yanıma oturdu.

Kafasını bana çevirip kısılan sesiyle "Merhaba Yazel." dedi.

Dün okuldan gittikten sonra hafiften hastalandığını ve akşama doğruda sesinin kısıldığını söylemişti. Ama buna rağmen gece bana pürüzsüz bir sesle şarkı söylemişti. Büyük ihtimalle söylerken canı fazlasıyla yanmıştı. Bu düşünce canımı sıkıyordu.

Çantama eğilip, içindeki termosu çıkarıp Aybora'ya verdim.

Bana soran gözlerle bakınca "Sabah sesinin kısıldığını söyledin. Şimdi boğazın ağrıyordur da. Bende kekik suyu yaptım, boğazına iyi gelir." dedikten sonra "İçine limonda ekledim. Birde biraz tat katsın diye bal." diye ekledim.

Sözlerimden sonra dudakları yukarıya doğru kıvrılmış, gözleri parlamıştı.

Termosun kapağını açıp, kokladı ardından memnunca bir kaç yudum içtikten sonra "Tadı acıdır diye bekliyordum." dedi ve "Çok güzel olmuş, ellerine sağlık." diye ekledi. Sesi sıcacık geliyordu.

Keyifle bir kaç yudum daha içti. Ardından Aybora'da çantasına uzandı, içerisinden bir dosya çıkarıp bana uzattı.

Dosyayı alıp içini açtığım sıra "Bu nedir?" diye sordum.

"Dün derste uyuyakalınca senin için notları almıştım. Ama gitmeden yanına bırakmayı unutmuşum." dedikten sonra gülümseyerek kekik suyunu içmeye devam etti.

Dosyayı açıp içini inceledim. Yazısı fazlasıyla düzenli ve güzel duruyordu. Benim yazım onunkinin yanında çirkin kalırdı.

"Yazın fazla güzel." diye mırıldandım.

Ağzımdan istemsiz çıkan cümle ile tepkisine görmek için ona baktım. Ancak onun yüzünde garip bir ifade vardı. "Dejavu." diye mırıldandı o da.

"Anlamdım?"

Elini bir şey yok manasında sallayıp "Boş ver sen onu. Bu arada sesim baya kötü çıkıyor. Umarım şarkıyı da bu şekilde söylemedim."

Konuyu dağıttığının gayet farkındaydım ancak üzerinde durmayıp, ona ayak uydurdum "Hayır, sesin gayet güzeldi. Ayrıca şu anda da sandığın kadar kötü değil. Aksine tatlı."

"Tatlı mı?" deyip güldü.

Onun yanında çenem açılıyor ve düşünmeden konuşuyordum. Bu durumda istemeden gerçekleşiyordu. Fakat bundan garip bir şekilde rahatsızlık duymuyordum.

Bu sefer konuyu değiştiren taraf ben oldum "Kız kardeşin nasıl?"

"Gayet iyi." dedikten sonra "Bu sene ilkokula başladı biliyor musun?" dedi minik bir heyecanla.

Bazı YalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin