Nilüfer - Her Sevda Yeni Bir Veda
Cem Karaca - Ben Bir Ceviz Ağacıyım
Duman - YürekKaranlıkta sizi aydınlatan eviniz olabilir veya eviniz olarak gördüğünüz insan.
Tek bir dokunuşu ya da yanınızda var oluşu bile aydınlatır yolunuzu.
Fakat öyle bi' zaman gelir ki ondan ayrılman gerekir. Bu ihtimal kalbini parçalar ama hayatın gerçekleri işte... Sonuçta 'her sevda yeni bir veda'.
Bu gerçekleri yeni yeni sindiriyordum. Gözümü hastanede açınca bunu anlamamak mümkün değil zaten.
Aybora sandalyeyi ban doğru çekmiş elimi tutuyor ve uyuyordu, kafasını sedyeye yaslayarak.
Yavaş hareketlerle Aybora'ya doğru döndüm. Uyuyorken onu izlemek istiyordum. Sonuçta bu fırsat sürekli elime geçmiyordu.
Tek umudum yaşamak, onunla birlikte yaşamak...
Kalbimde hâlâ bi' sızı vardı. Ne zaman geçecek bu acılar?
Uzun uzun izledim; sağ kaşının üstündeki ufak izi, düz dururken bile çok hafif belli olan gamzelerini. Sapsarı ve dalgalı, güneş değdiğinde altın sarısına dönen saçlarını. Yüzündeki tüm ayrıntılarını ezbere biliyordu zihnim. Ancak asıl ezberlemek istediğim ruhundaki detaylardı. Peki bunun için zamanım var mıydı?
Aklıma boynunun tutulacağı geldiğinde uyandırmak için elim saçlarına gitti. İpek gibi yumuşacık olan saçlarla oynadıkça uyanmak yerine daha da mayıştı. Bu görüntüye karşı gülümsemeden edemedim.
Elim alnına doğru indi. Tam izin olduğu yerde durdum. Tüy gibi dokunuşlarım yüzünden huylanmış ve yerinde kıpırdanmıştı ama hâlâ uyanmıyordu.
Göz kapaklarından kirpiklerine geldiğimde uzun kirpikleriyle oynadım biraz. Tam o sırada avucumun içinde sıcak dudaklarını hissettim.
Kıkırdadığımda anında gözleri açıldı.
Sesiz kalarak uykulu bir şekilde izledi beni. Ardından yutkundu "Artık hastanede kalmamız gerekli." sesi yeni uyandığı için çatallı geliyordu.
Bu durum daha iyiydi sanırım. Çoğu zaman fazlasıyla halsiz oluyordum, hatta yerimden kımıldayamadığım bile oluyordu.
Kafamı salladım "Sorun yok. Sen yanımda olduğun sürece."
"Sen, beni istemesen bile yanında olacağım." tuttuğu elimi daha sıkı kavradı.
"Söz mü?"
"Söz." dedi kararlı bi' şekilde.
Aslında söz vermesine gerek bile yoktu, biliyorum hep yanımda olacağını.
Yaklaşıp gözümün altından öptü hafifçe "Gidip doktoru çağırayım."
"Tamam."
Tam Aybora odadan çıktığı sıra kalbime yine o keskin sızı saplandı. Yüzümü buruşturdum istemeden.
Sanırım acı kalbimi mesken tutuyordu.
Kısa sürede Aybora ve Emre bey girdi odaya.
Emre beyin yüzünde ufak bir tebessüm vardı "Merhaba Lara hanım. Size iyi ve kötü haberlerim var."
Aynı şekilde karşıladım onu "Merhaba Emre bey, neymiş haberleriniz?"
Bir iki adım atarak yanıma yaklaştı "Kötü haber hastalığınızın ilerlemiş olması. İyi olanda; bir doktor var bu konuda master yapmış. Fransa'da yaşıyor. Bi' şekilde onla iletişime geçtim, sizin durumunuzdan bahsettim. O da bana buraya sizinle ilgilenmeye gelmek istediğini söyledi. Ayrıca para meselesini de uygun bir meblağ olacağını belirtti." elindeki dosyaları yandaki masaya bıraktı "Eğer kabul ederseniz o doktor ile birlikte çalışacağız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bazı Yalanlar
Short StoryEn çok da geçmişi yaralar insanı ve izleri her daim kalır...