Sunghoon sahaya girdikten sonra sarı saçlı çocuğun bakışları ona dönmüştü doğal olarak. Onu izlediği yetmiyormuş gibi bir de yanına mı gelmişti şimdi de? Burası ortak bir saha olduğu için başkası geldiğinde normalde garipsemezdi ancak bu durum sürekli onu izleyen kişi için farklıydı. Bakışlarında ne anlamda olduğunu bir türlü çözememişti. Hayranlık dese değildi, dalga geçmek amaçlı hiç değildi. Bu sorunun cevabını ikisi de bilmiyordu henüz. Ancak Jake çok merak ediyordu, kendinde ne bulduğunu bilmiyordu çocuğun, bu kadar izlenecek neyi vardı? Kötü mü gözüküyordu? Ya da dikkat mi çekiyordu? Buraya gelmek bir yerden sonra baskı oluşturmuştu Jake için. Derin bir nefes aldı karşısında ki bedene bakarken, üst dudağını kemirmeye başladı. Gerilmişti, pis bir sapık olabileceği ihtimali bile gelmişti aklına. Etrafına baktı çocuktan gözlerini alarak, hep buraya geldiği arkadaşları gözükmüyordu ortalıkta. Kalabalık değildi ve sahayla ilgilenen kimse yoktu. Elleri ondan habersiz titremeye başlamıştı.
Sahanın bir ucunda sarı kafa, diğer ucunda Sunghoon birbirlerine bakıyordu. Sarı saçlı çocuğun üstünde hırkası vardı, hırkayı çıkartıp sahanın kenarına fırlattı ona bakmak istemediği için. Kafasına da şapka geçirmişti, şapkayı düzeltiyormuş gibi yaptı. Bakışlarını özellikle Sunghoon'dan kaçırıyordu, bu sırada dudakları neredeyse kanayacak dereceye gelmişti. Bu kadar belli ederek izlenmek daha da gericiydi onun için. Titreyen ellerini cebinden çıkarttı ve kenara bıraktığı topa yürüdü. Onu umursamadan oynayacaktı, nasıl olsa ortak bir alan diye düşündü. Ortak bir alan. Sunghoon orada put gibi dikilmeye devam ediyordu.
Bir süre geçmişti bu şekilde durdukları. Sunghoon sıkılmaya başlamıştı, ondan bir adım geleceği yoktu. Aslında bunu beklemesi bile aptallıktı. Gözlerini diken Sunghoon'du sonuçta. Gerçekliğe döndüğünde yaptığı şey rahatsız ediciydi bir bakıma. Söze girmeye karar vermişti, tuhaf gururun o an hiçbir işe yaramadığını düşünmüştü. Şuan da buraya bunun için gelmişti, konuşması lazımdı. Aklına geleni söylemişti anında. "Her gün burada tek başına basket oynamaktan sıkılmadın mı?" Aptal Sunghoon diye geçirdi içinden. Burası basket sahasıydı sonuçta, sıkılsaydı gelmezdi değil mi? Gerçekten sinirliydi sarı saçlı çocuğa, aklını bu denli dağıttığı için. Ellerini yüzüne götürdü, ellerini yüzünde yukarı aşağı şekilde hızlı hızlı gezdirdi ve iç çekip geri indirdi ellerini.
Sarı saçlı çocuk sonunda ilgisini toptan çekip alay eder gibi gülerek Sunghoon'a dönmüştü. Neyden bahsediyor diye düşünmüştü. gerçekten o kadar izledikten sonra dediği ilk şey bu mu olmuştu? Dengesiz diye düşündü. Bu haline çok kolay şekilde laf söyleyebilirdi. "Sende her geldiğinde ben oynarken beni gözlerinle yemekten sıkılmadın mı?" Duydukları ile birlikte kafasını önüne eğdi Sunghoon. Utanmıştı, reddettiği duygu olan o duygu bu sözlerden sonra vücuduna hücum etmişti. O kadar baktığını düşünmüyordu kendi açısından. Heeseung ve Jay abartıyor diye düşünmüştü abartmayı seven insanlar oldukları için. Ancak bunu bu çocuk bile fark ettiyse, bir şeyleri olmuştu demek ki. Yutkundu, cevap verecekti ki çocuk önce davranmıştı. "Bari sende benimle oyna da, bakmanın sebebi olsun. Bir de dik dik bakıyor ya. Deli ediyorsun beni birkaç gündür." Topu Sunghoon'a fırlatmıştı. Bunu duymak onu rahatlatmıştı. Kafasını kaldırdı ve baktı sarı saçlı çocuğa. Dudaklarını birbirine bastırdı.
Yere eğilip topu alıp doğruldu. Sanki az önce ki anlar hiç olmamış gibi onun başlattığı sohbeti devam ettirdi, işine gelirdi. "Ben basket oynamayı bilmiyorum ama. Nasıl oynayacağım, rezil olurum. Yeterince rezil olmuşum zaten." Elinde topla birlikte çocuğa baktı. Çocuk kafasını yukarı kaldırmış elini yüzüne götürmüş, alnına vurmuştu. "Ben sana beni izlemen için bir sebep verip rezil etmemeye çalışıyorum, sen daha da batırıyorsun ama. Madem basketle ilgin yok niye izliyorsun beni delecekmiş gibi. Eskiden düşmanın falan mıydım?" Topu tekrar sarı saçlı çocuğa fırlattı ve parmağıyla saçlarını işaret etti. "Bütün suçlusu o saçların. Sarı sarı duruyorlar, dikkat çekmemesi mümkün mü?" Suçu ona atmaktan korkmamıştı, ayrıca haklıydı da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Basketbol | Jakehoon
Romance"Burada basket oynamaktan sıkılmadın mı?" "Sende her geldiğinde ben oynarken gözlerinle beni yemekten sıkılmadın mı?"