slmlar
taslakta 3 bolum kaldi, aglayacagim kosemde
-
Sunghoon'dan"Jake dur artık lütfen. Daha fazla oynayamayacağım, sinirini çıkarttın işte. Enerjine yetişemiyorum." Ellerimi dizlerime koyup yere eğilerek soluklanmaya başlamıştım. Jake'i fazla sinirlendirmiş olmalıydım ki durmuyordu resmen, bir de benden fazladır oynuyordu. Enerjisinin bitmemesinde ki sebebi merak ediyordum açıkçası. Bana olan siniri olabilir mi diye düşünmüştüm. Muhtemelen bana sinirli olduğu için ben yoruldukça hoşuna gidiyordu, ödeşmişiz gibi hissediyordu.
Ben soluklanırken bir anda yanıma koşarak gelip eğilmiş bedenimi tutarak yere oturttu, biraz sert bir oturuştu, götüm acımıştı. Şaşkınlıkla yaptığını sindirince ağzımı açarak baktım yüzüne. O ise gülüyordu. Sinsi sinsi sırıtıyordu. Ödeşmeye çalışıyordu aklı sıra. Ödeşme çabasında benimle birlikte yere düşmek varsa onu hep sinirlendirebilirdim. Sorun olmazdı, ceza, ödüle dönerdi. Yine kazanan ben olurdum.
Belime sarılarak beni yere doğru ittirdiği için elleri belime sarılmış şekilde durmuş, o da soluklanıyordu. Yakın durmak istiyordu sanki bilerek. Yakın durmamızı umursamadan konuştum bende. Madem o umursamıyorum tavırlarına yatıyordu, o hareketleriyle geri çıldırtacaktım onu. "Seni yere ittirsem demediğini bırakmazsın ama." Gülmeye başlamıştı. Kısa sürede samimi olmuştuk ama bu samimiyet rahatsız etmiyordu beni. Elleri hala belimdeydi, bilerek miydi yoksa farkında değil miydi emin değildim. Oldukça normal davranmaya çalışarak bende ellerimi oraya attım. Elim koluna temas ediyordu şimdi. Yüzümde normal bir ifadeyle Jake'e bakarken onun paniklediğini anlamıştım. Bilerek çekmemişti ellerini belimden, şerefsiz. O şerefsizlikler yapıyorsa ondan eksik yanım kalmayacaktı. Onun üste çıkmasına izin vermeyecektim.
Madem o çekmiyordu, bende çekmeyecektim kendimi, bana yaklaşmak istiyorsa ben daha fazlasını yapacaktım. Jake konusunda kendimi durdurmayı istemiyordum. O temas istiyorsa bundan çekinmeyecektim. Ne kadar süredir onu izlediğimi hatırlamıyorum bile. Benim de bir sabrım vardı sonuçta. Sabrımı korumak konusunda bir sıkıntım yoktu aslında. O bana yaklaşınca sabrım kendiliğinden taşıyor ve onun bana yaklaşmalarının karşılığını büyük bir şekilde geri veriyordum. Bir elim onun koluna temas ederken bir yandan da normal şeyler hakkında konuşuyorduk. Ne okuduğumuz vesaire, bu doğallığı sürdürerek elimi ensesine attım ve orada ki saçlarla oynamaya başladım. Saçları gürdü.
Ben dokunmaya başlayınca susmuştu, şaşırmıştı. "Ne yapıyorsun?" Rahatsız olmuş gibi durmuyordu ama soruş tarzı öyleydi. "Canım dokunmak istedi, uzun süredir bu sarı saçların dikkatimi çekiyor." Ukala ukala konuşmama sinirlense de saçlarına dokunduğum için şikayet etmemiş ve normal şekilde konuşmaya devam etmişti. Tek parmağımla ensesinin oradaki saçları karıştırdım, oynamak yerine parmağımı gezdiriyordum. Daireler çiziyordum. Elimi kolunun üstünde gezdiriyordum onu dinlerken, genelde çok konuşmaz karşımdakini dinlerdim. Jake ile de anlıydı, tatlı konuşuyordu, ne anlatıyorsa onun için ses efekti de çıkartıyordu. Fakat şuanda dikkatini dağıttığım için cümlelerini tam toparlayamıyordu. Panikliyordu. Bunu belli etmemeye çalışırken dikkati daha çok dağılıyordu.
Saçlarından canım sıkılınca elimi çektim ve benim üstümde duran elleriyle oynamaya başladım. Bu kez sormamıştı, çaktırmamaya çalışıyordu ama onunla temas halinde olmamdan çok memnundu. İsteseydi 50 kere kendini geri çekmişti. Ama sanki ona dokunayım diye beni yere oturtmuş gibiydi. Avcunu açıp elinin içinde parmağımla yuvarlaklar çizmeye başladım. Huylanmış olacak ki arada parmakları arada kasılıyordu.
Soğuk bir rüzgar esince saatin ne kadar geç olduğu gerçeği de aklıma gelmişti. Ellerimi onun elinden çekip ayaklandım ve kenara bıraktığım hırkayı tekrardan üstüme geçirdim. Somurtarak bakıyordu, dudaklarını büzmüştü. Dudakları o kadar büyüktü ki, dikkatimi çekiyordu istemsizce. Dudakları büzülmüş şekilde o kadar tatlı duruyordu ki, onu öpme isteklerimi aklımdan çıkartacak kadar. Bir yandan da dudaklarının büyüklüğü beni kendine çekiyordu. İkilemde kalıp duruyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Basketbol | Jakehoon
Romance"Burada basket oynamaktan sıkılmadın mı?" "Sende her geldiğinde ben oynarken gözlerinle beni yemekten sıkılmadın mı?"