8

598 51 122
                                    

Aslinda cok bir sey yok ve wattpad tayfasi azgin ama rahatsiz olacak (cok fazla opusme) varsa bolumden ciksin ugrastirmasinlar bni tesekkurler iyi gunler

-

Jake'den

Hayat ne kadar boktandı. İzlediğim tiktok videoları da artık sarmıyordu. Dün yaşanan şeyleri hayatımdan silebilseydim ne güzel olurdu hayat. Ergen iç sesim şuan da bana hiç yardımcı olmuyordu. Sabahtan beri o kadar çok kaydırmıştım ki artık benimle alakası olmayan videolar karşıma çıkıp duruyordu. Telefonumu kapatmadan önce karşıma çıkan videoya yazılan yorumu okudum. "Bir sıcak bir soğuk davranıp duruyordur."  Hah! Tiktok sanırım sesimi duyuyordu. Tam olarak Sunghoon'dan bahsediyordu. Odamda, yatağıma yüz üstü yatmış şekilde tiktokta gezinmek artık sıktığında telefonu olduğu yere bırakıp tavana bakacak şekilde döndürdüm bedenimi. Saat akşamüstüne geliyordu, normalde bu saatlerde parka gider basket oynardım ama aptal Sunghoon yüzünden bu aktivitemi de gerçekleştiremiyordum. Dün beni o şekilde rezil etmesi aklıma gelmişti. "Sikeyim!" diyerek bağırdığımda öbür odadan annemin sesi doldu kulaklarıma. "Jake! Küfür etme!" 

Elimi yüzüme götürüp sinirden avuçlayarak gözlerimi ovaladım. Derin iç çekişlerimden sonra yatakta doğruldum. Dün eve geldiğimde direkt yatağa yatmış, sanki çok uykum varmış gibi hemen uykuya dalmıştım. Sanırım üzgün olunca uykuya dalıyordum hemen. O hareketlerine üzülmek istemiyordum kendimi zayıf görüyordum ama bir ileri bir geri davranması gerçekten sinir bozucu bir şeydi. Daha öncesinde kız kardeşim böyle bir olay bana anlattığında umursamamıştım ama şimdi iğrenç bir şey olduğuna karar verdim. En sevdiğim şeyi de yapamıyordum, basket oynamak gibi.

Yatakta doğrulup oturur pozisyona geldim ve dirseklerimi bacaklarıma yasladım, elimi avcumun içine aldım. Neden öyle yaptığına anlam vermeliydim, yoksa kafam patlayacak ve Sunghoon'a cidden sapık lakabını verecektim. Ben Heeseung ile sohbete dalmışken Sunghoon'un yüzüne hiç bakmamıştım, Jay bir yerden sonra Sunghoon'un da masa da varlığını hatırlayınca onu da sohbete katmaya çalışmış ama olaylar bu noktaya gelmişti. Arkadaşlarını ondan çalacağımı mı düşünmüştü?

Hayır bu olamazdı, Sunghoon bunlardan korkan birisi olsaydı bana karşı o şekilde tavır sergilemezdi. Beni arkadaşlarıyla tanıştırmak için davet etmişti ancak ben onun varlığını masada unutup Heeseung ile sohbet etmiştim sadece. Basket hakkında bir şey bilmediğini söylemişti daha önce, yani bizimle olan sohbete katılamamıştı. Sonra aklıma dün buluşmadan önce attığı mesaj geldi, seni Heeseung'un basketi çok sevdiğini söylemiş ve basket topunu getirmemi istememişti. Bu da demek oluyordu ki, geriye kalan tek olasılık kıskanmasıydı. Bu aklıma gelince yüzümde istemsizce bir gülümseme oluşmuştu, beni kıskandıysa bu kesinlikle hoşuma gitmişti. Yüzümde yarım bir sırıtış oluşmuştu. 

Ancak o aramızı düzeltmeye çalışana kadar herhangi bir atılımda bulunmayacaktım çünkü gerçekten kırılmıştım, arkadaşlarının yanında beni o şekilde rezil etmesi hiç hoş değildi. Arkadaşım demek zor muydu? Gerçi beni arkadaşı olarak görmediği de kesindi ancak öyle kovmasına da gerek yoktu. Elimden geldiğince tribimi atacaktım. Naz yapmak istiyordum, hemen affedersem bir daha yapabilirdi. Aklıma gelen ile duraksadım. Benimle barışmaya çalışacak mıydı?

Telefonuma bildirim geldiğinde kaşlarımı çatıp elime aldım yastığın oradan telefonu. Ekranda Sunghoon'un ismini görünce duraksadım. Mesajın içeriğini görmek için telefonun kilidini açtım ve yukarı kaydırarak mesajlara girdim. Sanırım benle barışmaya çalışacaktı, bu güzeldi. Öncekinde o hatalı olsa bile ben onun yanına gitmiştim, bir daha peşinden gitmeyeceğimi anlaması güzeldi. Ama kırıldığım için onu süründürmekte istiyordum, bu yüzden mesajlarına 5 dakika sonra girdim.

Basketbol | JakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin