4. Hislerin Zirve Noktası
Hislerim en tepeye, doruğa ulaşmıştı. Bedenim gerçek dünyada tıkılı kalırken ruhum Araf'a varmıştı.
Bedenimden bağımsız bir şekilde boşlukta süzülüyordum. Acı hissim bir süreliğine duraklamış gibiydi. Bir tüy kadar hafiflemiş hissediyordum.
Mutluydum. Neden olduğunu bilmesem de mutluydum. Ortada mutlu olmam için hiçbir neden yoktu. Tek bildiğim, acılarımın dindiği, hafiflediğim ve mutlu olduğumdu.
Onun gelip beni bulmasını beklediğim anda ölüm benim için gelmiş ve beni nefessiz bırakmıştı. Şimdi ise ölümle dans ediyordum.
Hayatımda hiç bu kadar tatmin olmuş hissettiğimi hatırlamıyordum. Beklediğimin aksine acısız bir işlemdi bu, bir anda olmuştu ve bitmişti. Ölmüştüm.
Şu anda ölmüş olmanın acısıyla ve getirdiği yükle ağlıyor veya korkuyor olmalıydım. Fakat şu anda hissettiğim duygular arasında bunlar yoktu.
Mutluydum. Sadece ama sadece mutluydum. Yüzümde bir gülümse olduğunu düşünürdüm tabii bir bedenim olsaydı.
Olmayan kahkahalarım yankılandı boşlukta. Olmayan duvarlardan çarparak geri döndüler ve beni buldular.
Sahip olduğum tek şeye, hislerime odaklandım. Burada hislerimle yalnızdım. Ne bedenim vardı hareket ettirebileceğim, ne de aklım vardı düşünebileceğim.
Tam o anda bir şeyler hissettim. İçinde süzüldüğüm boşluk dalgalandı. Karanlık gittikçe daha açık bir hal aldı. Ve biri beni çekip kurtardı hislerimle mutlu olduğum yerden.
"Sare!"
"Sare, kızım!"
"Uyan Sare!"
Boğuk boğuk gelen ağlamalı sesler.
"Abla, ölme lütfen," Küçük kız kardeşim.
Karşı karşıya olacağım şeyi bilerek gözlerimi araladım hafifçe. Bir batma hissiyle anında gözlerimi geri kapattım.
Bu hareketimle odanın içinde rahatlayan konuşmalar dolaştı.
"Abla iyi misin?" İyi olup olmamamı önemseyen nadir kişilerden.
Ona cevap verebilmek için ağzımı açtım. Ama konuşamadan geri kapandı.
Bir anlığına öldüğüme inanmıştım. Sadece küçük bir anlığına huzura kavuştuğumu düşünmüştüm. Gözyaşlarımın yanağımdan aşağı akıp saçımı ıslattığını hissettim.
Onlar ölmekten korktuğum için ağladığımı sanıyorlardı. Ama ben yaşamaktan korktuğum için, ölümü arzuladığım için ağlıyordum.
Histeri krizine girmiş gibi titremeye başladım. Nefesim daralıyor, soluk borum küçüldükçe küçülüyordu. Annem zorlukla titrememi zapt etmeye çalıştı.
Korkunç bir baş dönmesi hissettim ve yere çakıldım.
**
Düşmeyle aynı etkiyle uyandım. Gözlerimi açmadan önce bir gülümseme kondurdum dudağıma.
Gülümseyerek gözlerimi açtığımda şaşkın bir bakışla karşılaştım.
Küçük kardeşim Vera'ydı.
Odamdan çıkarak anneme seslendi. Çok geçmeden ise annemle geri döndü.
"Uyanmışsın, nasıl hissediyorsun?"
"Berbat," dedim küçük bir kahkaha atarak.
Korkulu gözlerle bana baktılar. İçimde daha çok gülme isteği uyandı ve kendimi durduramayarak kahkahalar atmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON DANS
ChickLitKarşımdaki hayali adama baktım. Dans ediyordu. Dans ediyorduk. Biz hayal evrenimin en hatalı ürünüydük. Zaman bizim için yoktu. Bizim belli bir sınırımız yoktu. Hayallerim varsa o da vardı. İlaçlarım varsa hayallerim vardı. Sonsuza kadar böyle kala...