Banyoya girdiğimizde elimi musluktan akan suyla yıkamaya başlamıştı. Aynaya baktığımda Minho'nun tam arkamda olduğunu yeni fark etmiştim musluğu kapatıp elimi havluyla kuruladıktan sonra uyumak için odaya geri dönmüştük Minho beni kendine çekip arkamdaki küçük ama uzun masaya oturttuğunda şaşkınca ona bakıyordum bacaklarımı açıp aralarına girdiğinde boylarımız hâlâ eşit olmadığı için yüzüme eğiliyordu
Ellerini bacaklarımın yanına koyup yüz hizamızı eşitlemesiyle gülümsemiştim
Dudağımdan gözlerini ayıramadığı için beni oturttuğu masadan inmek için hamle yapmıştım ama bu sadece alt bedenlerimizi birleştirmişti Minho kafasını aşağı indirip değen vücutlarımıza baktığında hemen aynı pozisyonu geri almıştım Minho sırıtarak yüzüme baktığında yanaklarımın kızardığını hissetmiştim Minho belimden tutup alt vücutlarınızı tekrar birleştirmişti ama olduğundan fazla çekmişti beni kendine
Yanaklarımın kızardığını biliyordum bu durumdan kurtulmak için masada kendimi geri çekmeye çalışsamda Minho'nun belimdeki eli buna izin vermiyordu
Karnımda en başından beri kelebekler uçuşuyordu ama şimdi kalbim karnımda atmaya başlamıştı
Sağ bacağımı kaldırıp kendimi sola yatırdığımda bacaklarının ve kollarının arasından kurtulmuştum zaferle yatağa yattığımda Minho koşarak üzerime atlamıştı. Fazla bağırmamaya çalışarak boğukça inlemiştim
Minho kollarıyla beni sardığında kendimi Minho'nun ve uykunun kollarına bırakmıştım
Sabah uyandığımda Minho'yu yanımda görmediğim için endişelenmiştim yatakta doğrulduğumda Minho'nun banyodan çıkmasıyla gülümsemiştim Minho yanıma gelip yanağımdan öptüğünde ona sarılmış ve kendime çekmemle üzerime düşmüştü. Sırıtarak dudağıma yaklaşmaya başlamıştı kapının açılmaya zorlanmasıyla paniklemiş ve hemen Minho'yu üzerimden itmiştim Changbin'in kapının dışından bağırmasıyla yerimden hızla doğrulmuştum
"LAN JİSUNG KALK AÇ KALDIM SENİN YÜZÜNDEN! SEN GELMEYİNCE BANADA YEDİRMİYORLAR! LAN AÇSANA KAPIYI!!"
Gülerek Minho'ya döndüğümde banyoyu göstermiş ve hemen kolundan tutup banoya sokmuştum sessiz olmasını tembihledikten sonra kapıyı Changbin için açmıştım
"Hadi gidelim bende çok açım"
"Saatin kaç olduğunun fakındamısın Jisung bugün çok geç uyandın"
"Dün gece o kadar çok içmeseydiniz sizden önce uyanırdım! saat kaç?"
"12:31"
Ufak bir çığlık atıp Changbin'e baktım. 'kulağım sağır oldu' dercesine baktığında başımı eğip onu selamladım.
Koşarak aşağı indiğimde herkes salonda oturmuş televizyondan haber kanallarını izliyorlardı Changbin bağırarak dikkatleri üzerine topladığında konuşmaya başlamıştı
"Ağğ! Hadi kahvaltı zamanıı!! Açım ulan"
Hepimiz Changbin'e gülerek sandalyelerimize oturmuş kahvaltımızı yapmaya başlamıştık
Yemek masasını toplayıp salona geçmiştik Changbin mutlu görünüyordu fazla kurcalamadan konuşmalarına dahil olduğumda Minho'nun dün öldürdüğü kişi sayısını ve öldürdüğü kişinin bilgilerini söylüyordu. Neden başkalarını öldürüyordu ki?
Minho'nun odada olduğunu hatırladığımda yukarı çıkmam gerektiğini düşünüp yavaşça oturduğum koltuktan kalkmıştım
Abim bana döndüğünde konuşmalarını bölmemek için kaş, göz hareketleriyle odama çıkacağımı söylemeye çalışıyordum