Göz yaşlarımı elimin tersiyle silip üstümü düzelttim kapıya adımladığımda kapının açılmasıyla üzerime Jeongin'in atlaması bir oldu beraber yere düşmüştük
Jeongin bana sarılırken bende ona sarılıyordum
"Seni özledim lan"
"Ya bende özledim, amk daha dün gördün nasıl özlüyon acaba"
Jeongin omzuma vurup üzerimden kalktığında benide kolumdan tutup zorla yerden kaldırmış ve beni sürükleyerek aşağıya, salona indirmişti tanımadığım yüzlerle karşılaştığımda şaşırmıştım sanırım Changbin'in bahsettiği iş arkadaşlarıydı
Sanırım bizimle kalıcaklardı kendilerini tanıttıklarında bende tanıtmıştım kendimi
İçten içe üzülüyordum çünkü Minho bir daha gelmiyecek diye düşünüyordum umarım gelir. Eskiden ne yaşadığımızı bilimiyorum ama sanırım bu olayları unutarak hata yapmıştım, Minho benim yüzümden kırılmıştı ne yapacağımı bilmiyorum
Karşımdaki kişilere baktığımda sarı saçlı ve çilleri olan çocuğun bana baktığını görmemle koltuktaki oturuşumu düzelttim sanki bana üzülüyormuş gibiydi. Sanırım çok fazla belli ediyordum üzgün olduğumu neredeyse ağlıyacaktım...
Hâlâ adlarını karıştırıyordum birbirlerine benziyorlardı. Felix sarı saçlı ve çilliydi, Hyunjin ise uzun boylu siyah saçlı ve esprili gözüküyordu değişik bir tipti duyduğu şeyleri fazlasıyla abartarak cevap vermesi sinirlerimi bozuyordu
Changbin onlara bugün ölen kişi sayısını ve katili bulmak için plan kurmaları gerektiğini söylüyordu
Sıkıldığım için elime telefonu alıp oynamaya başladım. O işler bana göre değildi. Birde katille konuşuyorken bunlar hiçte benim işim gibi görünmüyordu.
Ortaokulda Changbin'le aynı sınıftaydık sürekli polis olacağının hayalini kuruyordu hayallerini sürekli bana anlatır benimde polis olmamı isterdi. Ben bilgisayar mühendisliğini seçmiştim ama atanamadığım için bir işim olmamıştı yani boş takılmayı seviyordum
Changbin ile ilkokuldan beri arkadaşız Jeongin'le orta okuldan beri
Chan'la ise lisede tanışmıştık o günleri özlüyordum çünkü olduğundan daha fazla eğleniyordukChangbin'in arkadaşları gelince ev tamamlanmış gibi hissetmiştim evde 7 kişiydik biri eksikti Minho...
Minho'yu özlemiştim hemde çok içimden ona sarılmak ve öpmek geliyordu ama o burada değildi belki odamdadır?
Hızla yerimden kalkıp merdivenleri çıkıyordum diğerlerinin bana bakması umrumda değildi koşarak odanın önüne geldiğimde Minho burada olsun diye dua ediyordum çünkü konuşmamızdan neredeyse 4 saat geçmişti
Hızla odaya daldığımda kimsenin olmaması gözlerimi doldurmuştu ben Minho'yu seviyormuydum?
Yatağa uzandığımda elimdeki telefonu yavaşça yere atmıştım eskide kalmış şeylerin konusunu açıp duruyordu
Abimin sesini duyduğumda elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim ve burnumu çektim ağladığımı görmesini istemiyordum
Abim Jeongin'in zoruyla odaya bodozlama girdiğinde kafamı kapıya çevirip yatakta doğruldum
"Ne oldu?"
"Birşey yok seni merak ettim bugün oldukça üzgün görünüyorsun. Hadi kalk dışarda hep birlikte yemek yiyeceğiz"
Seungmin benim kalkmadığımı görünce Changbin'i çağırmıştı yatağa geri yattığımda odaya Changbin girmişti
"Jisung şimdi kalkmazsan yemeği değilde seni yiyeceğim açım kalk gidiyoruz"