"Şans yalnızca kötülerin değil,iyilerin de yüzüne güler bazen..!"
Acı çekmek... Bu hayatta dibine kadar tattığım bir duygu. Gerek ruhsal gerekse bedensel,her türlü acıyı yaşadım ve yaşattılar. Belki de birazdan çekeceğim acı,bunların en üstünde olacaktır. Ama dayanacağım, dayanmak zorundaydım.
-Ne yapacaksın bana? Bu sefer nasıl yakacaksın canımı?
-Aa ama karıcığım!Yakacaksın falan ayıp oluyor ama.
-Bir daha bana karıcığım deme!Ben senin karın falan değilim.
-Ama biz seninle hâlâ kağıt üstünde evliyiz karıcığım. Diyerek çarpık bir gülümsemeyle elini havaya kaldırarak parmağında ki yüzüğü gösterdi.
Sonra bir anda gözü benim parmağıma ilişti. O anda yüz ifadesi tamamen değişip yerini sinirli bakışlar aldı.
-Yüzüğün nerde senin?
-Attım!Ona ihtiyacım yok çünkü.
-Ne demek attım lan!!!O yüzük kaç paraydı senin haberin var mı?
Bir anda büyük bir kahkaha attım.Uzun zamandır gülmediğimi fark ettim o an.
-İşte sen bu kadarsın Barış Sayar!Hâlâ paranın derdindesin. Ama benim için bir önemi yok artık. Ben o yüzüğü attım seni de kalbimden sildim hepsi bu!
-Vay! vay! vay!O zaman önce yüzük parmağından sonra da kalbinden başlayalım.
-Ne saçmalıyorsun sen ne yapacaksın bana?
-Sakin ol karıcığım birazdan anlarsın.Ali gel bakalım oğlum!
Kısa bir süre sonra o Ali dediği kişi elinde bir fiş ile geldi sanırım bu makinaya bağlıydı.Kalbim yavaş yavaş hızlı atmaya başlıyordu. Hayır! korku değildi bu yalnızca meraktı başıma neler geleceğinin merakı.
-otur şuraya!
Barış beni omuzlarımdan tutmuş zorla sandalyeye oturtuyordu.
-oturmayacağım bırak beni!
-zorluk çıkarma da otur şuraya Ali gel tut şunu.
Ali yanımıza yaklaşıp beni iki kolumdan tuttu Barış da o sırada makinenin fişini takıyordu tam o anda çok garip bir şey oldu Barış makinanın fişini takarken beni kolumdan tutan Ali isimli adam bana güven verir gibi gözlerini kapatıp açtı nedenini anlamadığım bu bakıştan Bir anlam çıkaramadım açıkçası.
Barış fişi takıp yanımıza geldi ben hala bana ne yapacaklarını bilmiyordum telaşla bir barış'a bir de Ali'ye bakıyordum korku artık tüm bedenime ve ruhuma yayılmıştı "Ne oldu Eda az önce korkmuyorum diyordun?" dediğinizi duyar gibiyim hayır bu barışın bana yapacakları korkusu değil bana yaptıklarından sonra ne halde olacağımdan korkuyordum. Ya tamamen gücümü kaybedersem ya mert'i bir daha göremezsem asıl korkum buydu aslında ama korkunun ecele faydası yoktu işte ona da onun pisliklerine de katlanacaktım şimdilik.Ama bir gün!Bir gün ona kadın gücünü gösterecektim. Bana yaptıklarının intikamını bir bir alacaktım ondan.
Ve o an gelmişti ve ben sanırım başıma ne geleceğini yavaş yavaş algılıyordum. Barış zorla beni sandalyeye oturtmuş sonra da ellerimi bağlamıştı karşıma geçip iğrenç bir şekilde sırıtmaya başladı.
-hazır mısın karıcığım?
-senden nefret ediyorum pislik herif!
-Ama ben seni çok seviyorum ve düşünüyorum. Bak bu bezi ağzına bağlayacağım ki acı çektiğinde dişlersin. diyerek kahkaha attı.
-bırak istemiyorum!
-isteyeceksin rahat dur!
-imdaaat! Kimse yok mu?
-Kes sesini Eda! rahat dur bağlayacağım şunu.
Artık daha fazla direnemiyordum. Barış elindeki bezle ağzımı kapatıyordu. Ali de arkasında duruyordu. Bense direnişlerimin son demlerini yaşıyordum artık kendimi tamamen acıya teslim ediyordum Barış makinaya yaklaşıp ince uzun şişi ıstıyordu ben daha bana dokunmadan Çığlık atmaya ve barış'ın ağzımı kapattı bezi dişlemeye başladım gözlerimden de durmadan yaşlar geliyordu Barış ısıttığı şişi çıkardı ve yanına yaklaştı ben korku içinde Ona bakarken bir anda gözüm Ali'ye çevrildi bana parmağıyla "sus" işareti yapıyordu anlamadım ve tam o anda Barış ısıtılmış işi yüzük parmağıma değdirdiği an gözlerimi sonuna kadar sıkmamla o sesi duymam biri oldu gözlerimi yavaşça açtığımda büyük bir şoka uğradım.
Ali'nin elinde büyük bir sopa vardı ve o sopayla barış'ın kafasına vurmuş onu bayıltmıştı neler olduğunu anlamaya çalışıyordum ama bir türlü bir sonuca varamıyordum bu Ali barış'ın adamıydı peki ya bana neden yardım etti barış'a neden vurdu kafamda yine soruyor yağmuru başlarken Ali makinanın fişini çekip yanıma geldi hızla ağzındaki bezi çıkardı sonra da ellerimi çözdü.
-sen neden yaptın bunu yoksa sen de mi bana zarar vereceksin
-hayır Eda sana zarar falan vermeyeceğim bekle önce polisi arayıp şu pisliği almalarını söyleyeceğim sonra sana her şeyi anlatacağım
-hayır sakın polisi arama eğer polisi ararsan bu pislik ne yapar eder mert'e zarar verir şey Mert O benim kahramanım.
Ali bir anda gülümsedi hatta gülümsemesini bastırmaya çalışarak yüzüme baktı.
-Eda senin o kahramanın benim en yakın arkadaşım ve buraya o beni gönderdi.
-ne diye kısa bir çığlık attım Bir anda ikinci şokumu yaşıyordum
-Evet Eda ben Hakan Ali değilim onu oyun için kullandık seni bu pislikten kurtarmak için bana sahte kimlik çıkardık
-bir dakika bir dakika sen Mert'in arkadaşısın yani öyle mi?
-en yakın arkadaşı desek daha doğru olur
-peki Mert iyi mi o vurulmuştu en son ben ona yardım edemedim bu pislik vurdu Mert'in sonra da beni kaçırdı dedim hıçkıra hıçkıra ve telaşla
-Eda Eda sakin ol her şeyden haberim var ve Mert iyi merak etme şu anda hastanede yatıyor seni de onun yanına götüreceğim ama şu pislik uyanmadan önce buradan hemen çıkmamız gerek
Başımı tamam anlamında salladım ve hızlı adımlarla Hakan'ın peşinden yürüyüp depodan çıktık Hakan önce polisi aradı sonra da bir arkadaşını arayıp araba istedi
Neden tüm bu olanların şokuyla barışın parmağıma attığı çizikle oluşan yaranın acısını bile tamamen unutmuştum çünkü ondan daha da önemli şeyler vardı şu anda Mert benim gizli kahramanım o yine ne yapıp edip beni kurtarmıştı artık ona tamamıyla minnettar olduğunu hissediyordum hem nasıl olmayayım ki kimsem yokken o çıktı karşıma ve bana hep yardım etti benim için kurşun bile yemişti ama yine de yardım etmeyi başarmıştım ve ben ilk defa kendimi değerli hissettim ilk defa kendimi yalnız hissetmiyordum ve ben ilk defa heyecanlıydım onu Görecek olmanın heyecanıydı bu. Ve Evet ilk defa diyorum çünkü onun hayatıma girişinden bu yana ilklerimi ele alıyorum ondan öncesi bir kabustu çünkü ve ben onları saymayacaktım bile artık Barış sayar'ın yaşattıkları değil Mert güneş'in hissettirdikleri benim ilklerim olacaktı çünkü o farklıydı barış'ın aksine bana çok iyi davranıyordu ve yardım ediyordu Barış benim için bir aksilik ise Mert bir şanstı Barış kötüyse Mert iyi olandı ve şans yalnızca kötülerin değil iyilerin de yüzüne gülen de tıpkı mert'i karşıma çıkarıp benim de yüzüme güldüğü gibi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK VE ŞİDDET
ChickLitSırtımda taşıdığım her yaranın çok buruk bir anısı var. O yaralara her dokunduğumda kendi canımı kendim yaktım. Ama o her dokunuşta yaralarımı tek tek sarıyordu sanki...! İliklerime kadar şiddet gördüğüm adam farkında olmadan bana büyük bir aşk b...