Güzel okumalaaaaaar
---
Yine her zaman olduğu gibi saat 6 civarlarında kalkmıştım. Bugün üzerimde değişik bir his vardı.
Hem Yeol ile gideceğim için mutlu hem de gideceğimiz yer Paris olacağı için bir o kadar mutsuzdum.
Ama sonuçta yanımda o olacaktı. 8 yıldır birlikte geçireceğimiz vakitlerin hayalini kurduğum adam, Yeol..
Yatakta bir süre daha tavanı ezberledikten sonra ayağa kalkmış duşa doğru ilerlemiştim.
Yaklaşık 15-20 dakika sonra duştan çıkmamla üzerimi giyinmiş, ıslak saçlarımla önce mutfağa koşturmuş mikrodalgaya dondurulmuş börek koyup ardından tekrar yatak odama ilerlemiştim.
Eşyalarımı şimdiden hazır etmek istiyordum. Ama bavulumu eski eşyalarla dolduramazdım.
Kim bilir Paris'te ne kadar güzel insanlar vardır. Onların yanında sönük kalmak istemiyordum.
Gardırobun önüne oturmuş dolabıma göz gezdirirken geçen ay babamın gönderdiği koli gelmişti aklıma.
Hemen olduğum yerden emekleyerek bazanın yanına gitmiş ayağa kalkıp içindeki koliyi alarak yere koymuştum.
Bu kolide çok değerli parçalar vardı. Her biri İtalyan kumaşından yapılmış nadir parçalardı.
Şimdiye kadar babamın bu ev hariç verdiği hiçbir şeyi ne giymiştim ne de kullanmıştım.
Ne kadar sevsemde her yönüyle kırgındım ona. Ama şimdilik bunları boş vermem gerekiyordu.
Hemen koliden bazı parçalar seçip paketlerinden çıkarmış bavuluma yerleştirmiştim.
Kıyafet işini hallettikten sonra makyaj masama ilerlemiş çantalara parfüm, bakım malzemeleri ve bir kaç makyaj malzemesi koyduktan sonra bavulun içine yerleştirmiş gelen sesle mutfağa doğru koşuşturmaya başlamıştım.
Mikrodalgada olan börekler hazırdı. Onları hemen almış mutfaktaki masaya oturup yemeye başlamıştım.
Bir yandan da kolumdaki saate bakıyordum. Saat çoktan 8.30 olmuştu bile.
Bu da demek oluyor ki Yeol şirkette. Diğer aptal asistanlardan biri kesin dibine üşüşmüştür.
Benim olmadığım günler illa yanında başka bir asistan oluyordu. Özellikle de Sana.
Benden yaklaşık 1 yıl sonra şirkete geldi ve Yeol ile bir dakika yan yana gelebilmek için çoğu kişinin önüne taş koyuyor.
Bir keresinde merdivenden düşüp 1 hafta şirkete gelemedim diye hemen koltuğuma dahi geçmişti.
Sinirimi fazlasıyla bozuyordu. Onu o kadar sevmiyordum ki iştahım bile kesilmişti.
Eliödeki son lokmayı yiyememiş camın kenarına koyduktan sonra odama gitmiştim.
Hemen şirkete gitmek istiyordum, izinli olsam bile o aptal kıza fırsat veremezdim.
Odama geldiğimde üzerime beyaz bir t-shirt ve mavi gömlek altıma ise gömlekle aynı tonda mavi geniş bir kot pantolon giymiş. Saçlarıma şekil vererek çantamı almıştım.
Hazırlanıp kapıya geldiğimde beyaz ayakkabılarımı da ayağıma geçirip evin anahtarını, telefonum ve cüzdanımın olduğu çantaya koyarak evden çıkmıştım.
Evden çıktığımda yaklaşık 5-10 dakika yürümüş ardından taksiye binerek şirkete doğru ilerlemeye başlamıştım.
Bugün şanslıydım ki pek trafik yoktu. Kısa sürede şirketin önüne gelmiştik. Taksiciye parasını uzatmış şirkete yavaş adımlarla ilerliyordum.