Medya: Alparslan & Gökşin
Bölüm geldiiii
İyi okumalarr
Bir oy ve bir yorum atarsanız şu gariban yazarınızı çok mutlu edersiniz:)
Hadi bölüme geçelim
✨
Tereddüt etmedim, tetiği nasıl çektiysem bir an bile durmadan o tetiğe bastım. Lakin o an akıl erdiremediğim bir şey oldu, kim olduğunu bilmiyorum ama biri ben tam silahı ateşlediğim esnada kolumu yukarı doğru kaldırıp kurşunun boşa gitmesini sağladı. Gözlerim kolumu tutan kişiye kaydığında o "Manyak mısın sen!" diye yattığı yerden doğrulmuş şekilde bağırdı. Apışıp kalmıştım resmen, ölmemişti.
"Ölmemişsin," dedim ilk şaşkınlığımı atıp gülerken. "Yaşıyorsun." diye devam ettim.
Toparlanıp otururken, "Ölmedim, yelek vardı." dedi.
"Sen, senin bilincin de kapanmamıştı." dedim bir yapbozun parçalarını birleştirir gibi işaret parmağımı ona doğrulturken sonra Sakıp'ı gösterdim "Bu mal öldü dedi." dedim. "Mal falan ayıp oluyo komutanım." dedi Sakıp alınmış gibi.
"Sus lan!" dedim.
Alparslan gülümsemesini saklamaya çalışıyordu. "Siz bana oyun oynadınız!" dedim bu sefer kendimi gösterip bir hışımla ayağa kalkarken. Alparslan da ayağa kalktı.
Sakıp havalı bir şekilde, ayağa kalkmadan "Valla komutanım Oscar bana verilmeliydi." dedi.
"Sizi geberteceğim." dediğim sırada Alparslan'ın suratına yumruk attım. Bir iki adım geri sendeleyip elini dudağına götürdü. Patlamıştı. "Oha, elin çok ağır!" dedi.
"Yuh, o nasıl yumruktu?" dedi Sakıp elini ağzına kapatarak.
"İkinizin de ölümü benim elimden olacak!" diye bağırdım. Onları orada bırakıp silahımı yerden alarak uzaklaştım.
Alparslan arkamdan "Beni bu kadar çok sevdiğini bilmiyordum!" diye bağırdı.
"S*ktir git Alparslan!" dedim sinirle. Temizlenmiş kampa geldiğimde bizimkiler kampın ortasında toplanmış kara kara etrafa bakıyordular.
"Komutanım, Alparslan komutanımız nerede?" diye sordu Aytekin.
"Domuz gibi gelir şimdi!" dedim sinirle.
"Domuz gibi derken?" diye sordu Bahadır. "Neyini anlamdın, domuz gibi işte seni beni toprağa gömer." dedim kızarak. Sinirimden payını alıp susarak önüne dönmüştü.
O sırada sırıtarak gelen Alparslan ve Sakıp yanımızda durdu.
"Komutanım nasılsınız?" diye sordu Secan Abi. Sinirle gözlerimi ona diktim, domuz gibi dedik ya daha ne soruyordu. Alparslan bana bakarak "Hiç olmadığım kadar iyiyim merak etmeyin." dedi.
"Mendebur." dedim sinirle.
Serhat, Alparslan'a gözüyle işaret ederek "Kolunuz kanıyor." dedi.
"Bir şey olmaz, sıyırdı." diye cevap verdi Alparslan. Konu burada kapanırken artık helikoptere binme vaktimiz gelmişti. Sırayla helikoptere binerken kaşlarım hâlâ çatıktı. Gelirken karşıma oturan Alparslan bu sefer yanıma oturmuştu. Helikopter havalandığında başını omzuma koydu. Tim bıyık altından gülerken ben sinirle kafamı Alparslan'a çevirdim.
"Kaldır lan kafanı omzumdan, eşek ölüsü gibisin, seni mi taşıyacağım!" dedim sinirle.
"Şşş yaralıyım ben." dedi yerinde iyice yerleşirken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK| ASKERİ KURGU
ActionSeneler önce büyük bir katliamın ortasından sağ çıkan iki kişiden biri olan Anna, kendini kurtaran Türk Askerlerine büyük bir sevgi besler. Asker olmaya karar veren küçük kız bu hayale tutunarak büyür ve başarılarıyla herkesin hayran kaldığı ama kim...