Nabersiniz canlar
Bölüm geldi oy ve yorumlarınızı bekliyorum bebekleriiim ^^
Helikopterin inişi, karargaha gelişimiz ve dahi diğer dakikalarda da gözlerimi Rojda'dan ayırmadım. Üstüm başım kan içindeydi. Bu yaptığım yüzünden ceza alacaktım muhtemelen ama umrumda bile değildi. Kardeşlerimin intikamını almadan bana rahat yüzü yoktu, isterse ihraç etsinler. Rojda ambulansla hastaneye gönderilirken biz sıraya dizilmiştik. Serter Albay'ın yüzünden öfkesi okunuyordu.
"Kim emre karşı geldi?" diye sordu sert bir sesle önümüzde elleri arkasında dururken. Bir adım öne çıktığımda benden başka biri daha hareket etmişti; Alparslan.
Albay ikimizin arasında gözlerini dolaştırdı.
Dagausert bir sesle "Hanginiz emre karşı geldi tek bir isim istiyorum!" dedi bu sefer. Alparslan'ın beni korumaya çalıştığını fark etmişti.
"Ben yaptım komutanım." dedim başım dik gözlerim karşıya bakarken.
"Odama gel Gökşin!" dedi. O önden ilerlerken ben de arkasından ilerledim. Adımlarım sertti, içimde gram pişmanlık yoktu çünkü pişman değildim daha fazlasını yapmak istiyordum. Sonunda odasına ulaştığımızda önden albay içeri girdi sonra ben girdim ve kapıyı kapattım. Karşısına dikildiğimde Serter Albay'ın daha fazla hiddetlendiğini fark ettim.
"Ben onu sağ istiyorum dedim, nasıl emre karşı gelip öldürmeye çalışırsın!" diye bağırdı. Bir şey söylemedim, başım dik karşıya baktım.
"Neden yaptın dedim!" dedi yüksek bir sesle. Karşısındaki ben olmasam korkudan titretirdi adamı.
Düz bir şekilde "Hak etti." dedim sadece.
"Emre itaatsizlikten iki gün uzaklaştırma alacaksın, üniformanı çıkar ve git." dedi bu sefer. İçimden bir şeylerin koptuğunu hissettim ama yüzümde gram duygu yoktu.
"Emredersiniz komutanım."
"Çık!" dedi, sesinin tonu alçaktı ama hâlâ sertti. Çıktım, elimi kapının kolundan çekmeden önce derin bir nefes aldım. Eğilen başımı dikleştirdim ve arkamı döndüm, gözlerim bir çift gözle buluştu. Gözler konuşur muydu bilmiyorum ama sanki onun gözleri benimle konuşuyordu ve ben de ona cevap veriyordum, hayatımda hiç bu kadar geveze olmamıştım. Bu his neydi bilmiyorum ama o bana hep baksa benim hiç derdim sıkıntım kalmayacak gibi hissediyordum. Bu aptal his sinirimi bozduğu için gözlerimi Alparslan'dan çekip yürümeye başladım. Sessizce peşimden geldi. Odama girdiğimde kapıyı açık bıraktım, açık bıraktığım kapıdan girip karşımda durdu.
"İyi misin?" diye sordu. Tuhaf, uzun zamandır bu kelimeyi duymuyordum.
"Evet." dedim dolaptan gündelik kıyafetimi çıkarırken.
"Gidiyorsun anladığım kadarıyla, yarım saat bekler misin beraber gidelim?" diye sordu. Başımı olumsuz anlamda salladım.
"İşim var."
Bir süre düşündü "Peki ama senin yardımına ihtiyacım var." dedi bu sefer.
"Ne konuda?" diye sordum kaşlarımı çatarak.
"Ya biz otelde kalıyorduk malum buraya da yeni geldik evimiz yok, bu gün de süre dolduğu için bizi çıkarıyorlar gidecek yerimiz yok sende kalsak bu gece olur mu? Operasyon yorgunluğu olmasa başka bir yol bulurduk." dedi elini ensesine atıp tekrar indirirken. Yapmaya çalıştığını anlamıştım, yalnız kalmamı istemiyordu. Uzun zaman sonra ilk kez biri beni düşünmüştü nedense midemde bir ağrı hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK| ASKERİ KURGU
ActionSeneler önce büyük bir katliamın ortasından sağ çıkan iki kişiden biri olan Anna, kendini kurtaran Türk Askerlerine büyük bir sevgi besler. Asker olmaya karar veren küçük kız bu hayale tutunarak büyür ve başarılarıyla herkesin hayran kaldığı ama kim...