ALAZ BOZDAĞ&DENİZ TEKİN
Ölümü kabullenebilen var mıydı acaba?
Ölüm..
Sevdiklerini bir kuru toprağın altına bırakıp, sonra gerisin geriye gitmek.. Kolay mıydı?
Değildi.
Ben hep sevdiklerimle sınandım. Önce o kadın gitti, sonra babam ve Akif. Ben yalnızlıkla mücadele etmeyi küçük yaşta öğrendim.
Akif'in mezarının çiçeklerini ekerken bir damla daha düştü gözümden. Önce babamın mezarına, ardından Akif'ime gelmiştim.
En zor olan da oydu.
İkisinin de hep yanında olmak istiyordum ama olamıyordum.
''Akif'' dedim titreyen sesimle.
Mezar taşında bir kez daha gözlerimi gezdirdim. Onun isminin o beyaz taşın üzerinde yazmasına dayanamıyordum. Babam ve Akif'in mezarını 3 sene önce yaptırmıştım. Yememiş, içmemiştim 1 sene boyunca her işi yapmıştım onlar için.
Kalbim sıkışmıştı o gün.
Bu taşlar yapılınca isimleri orada yazınca kalbim dayanmamıştı.
''Ben bir iş buldum Akif.''
Derin bir nefes alırken, ''parası da iyi. Döndü anneme daha iyi koşullarda bakarım hem. Dün kabul ettim işi. Önce Döndü annemle konuştum. Onun fikrini aldım sonra kabul ettim. Çünkü iş hem buraya uzakmış hem de bir tek pazar günlerim izinli. ''dedim bir nefeste.
Elim, isminin olduğu yeri okşarken, '' artık gücüm kalmadı'' dedim. Gözlerim yıllarca önce bana emanet edilen yüzüğüne kaydı.
Dudaklarımda küçük bir gülümseme belirdi.
Yine dedim kendime..
Belki her şey daha başka olabilirdi.
Havanın kararmaya başlamasıyla ''pazar günü görüşürüz sevgilim'' dedim ağır ağır oturduğum taşın üzerinden kalkarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK AŞK
RomanceÇocukken her şey ne kadar da güzeldi. Bütün hayallerimiz,umutlarımız, geleceğimiz her zaman bize ışık tutar, onları gerçekleştirme hayaliyle yaşardık ve gerçekleşeceğine inanırdık. Aslında hiçbir şey göründüğü gibi değildi. Artık, hiç bir şey güzel...