"Çok tepki verdim çünkü seni seviyorum Duru."
Ryan'a bakakalmıştım. Yorgun gözlerle suratıma bakıyordu. Bilinçli olup olmadığından emin olmasam da, bir cevap bekliyor gibi gözüküyordu.
"Ryan biraz daha kendine gel öyle konuşalım anlaştık mı?" dedim sakin bir sesle. Çünkü şuan beynim tam anlamıyla durmuştu.
Ryan onaylıyor gibi davrandı. On saniye kadar saçlarını okşarken, "İyi uykular Ryan. Dinlen." diye mırıldandım.Birkaç dakika sonra çoktan sızmıştı. Uzandığı koltuğa sırtımı dayayarak söylediklerini düşünüyordum. Ona karşı bir şey hissedip hissetmediğimi bilmiyorum. Evet, bana çok farklı hissettiriyor. Ama işte, bilmiyorum.
Bir anlığına uyanır gibi oldum. Koltukta uyuyordum. Ryan'a doğru baktığımda hala diğer koltukta uyuyordu. Belki uyanmazdı bile o kadar alkolün üstüne. Saatin kaç olduğunu görmek için telefonumu yokladım saat altı buçuktu. Evet sabah altı buçuk. Annemler evden sekiz buçuk gibi çıkıyorlardı ve benim artık eve gitmem gerekiyordu. Beni görmezlerse ne kadar laf yiyeceğim malumunuz. Koltuğun üstünde duran hırkamı aldım ve alelacele kalktım.
Odadan çıkmadan son bir kez Ryan'a dönüp baktığımda uyanıyor gibiydi. Yattığı yerde doğrulup,
"Duru? Napıyorsun burada?" dedi uykulu şekilde.
"Sonra konuşalım mı Ryan? Eve yetişmem gerekiyor."Yüzüme boş şekilde baktı. Gözleri boş bakıyor gibi baksa da kendisi bilinçli gözüküyordu. Gülümsedim ve evden çıktım.
Evden yanım aldığım paranın yarısından fazlasını dün takside harcamıştım. O yüzden belli bir yere kadarr taksiyle gidip kalan kısmı yürümem gerekiyordu ki bu da beni riske sokuyordu.
Evin 15 dakika uzaklığjndaki parka geldiğimde annemlerin uyanmasına 20 dakika kadar vardı. Kesinlikle yetişmem gerekiyordu o yüzden risk almadan koşmak tek şansımdı.
Anahtarımla olabildiğince sessiz şekilde kapıyı açmayı denerken kapı içeriden açıldı.
"Hoşgeldiniz hanımefendi. Siz eve gelir miydiniz?"
"Abi?"Kapıyı açan abim karşısında şok olmuştum. Normalde evden çıkmasına beş dakika kala uyanan adam karşımda dikiliyordu çünkü. İçeri doğru geçerken konuştu.
"Abi ya. Evden çıktığını kimse bilmiyor mu sanıyorsun? Yanılıyorsun. Neredesin sen? Gecenin bir vakti gidip sabahın köründe geliyorsun. Başımıza-"
"Sus artık sus. Arkadaşımın yanına gittim. Hasta olmuştu ona baktım."
"Hala konuşuyor arkadaşım diyor ya. Hangi arkadaşına gittin? Geçen evden gizli çıkardığın arkadaşın mı? O Ryan mı? Napıyorsun kızım sen? Ne yapmaya çalışıyorsun?""Noluyor burada ne bu gürültü sabah sabah?" Hah. Şu ortamda bir eksiğimiz anne baskınıydı. O da oldu Elhamdülillah.
"Ah anne ah. Şu kızını bir tanısan. Dua et bu sefer de arkanı topluyorum. Bir daha olursa böyle bir şey, o zaman bak nasıl çekiliyorum arkandan." diye homurdanarak evden çıktı abim."Sen normalde bu saatte kalkmazsın, hayırdır nereye?" Annemin sorusuyla saniyelik sessizliğimiz bozuldu.
En fazla 5 saniyelik cevap hakkımda hemen bir bahane uydurmam gerekiyordu.
"İşten çağırdılar. Acil bazı işler varmış. Oraya gidiyorum." dememi pek inandırıcı bulmamış olacak ki,
"Abin ne bağırıştı öyle? Ne yaptın yine de bağırdı öyle?" dedi.
"Boş boş konuşuyor anne boşversene sen."Anneme işe gidiyorum dediğim için o evden çıkana kadar dışarıda olmam gerekiyordu. Bir parka gidip oturmak yapılabilecek en olağan şeydi.
Az önce oradan koşarak eve geldiğim parka tekrar gittim. Telefonumu çıkarıp biraz İnternete gezindim. Tam uygulamayı kapatacaktım ki bir haber gözüme takıldı. Gerçekten bu magazinciler ünlülerin kapısında yatıyor galiba. Dün akşam benim Ryan'ın evine girerken çekilen fotoğrafımın altında yine bir metin vardı.