ESİLİN ANLATIMIYLA
"Esil çabuk odama" diye biri başıma geldiğinde kafamı çevirdim Halil komutan
"Komutanım?" diye baktım anlamaz gibi "ODAMA ESİL" dediğinde hiç bir şey söylemeden direk ayağa kalktım erva da şaşkınca arkamızdan bakıyordu
odaya geldiğimizde kapıyı acıp ilk ben girdim arkama da halil komutan girdi kapıyı sertce kapatınca irkildim yanlış bir şey mi yaptım ben "Esil sana o çeketi neden verdim ben" buna mı kızdı çeketini aldığım için mi
"Neden komutanım" diye bende ona sordum "esil giy şunu üstün kuruyana kadar da çıkarma asla" sinirli görünüyordu şimdi bu konu ile kavga etmek istemiyordum direk karşısında tişörtümü çıkarır gibi yaptığımda direk arkasını döndü zaten gördün göreceğini
ben böyle üstümü çıkartırken aklımda biscolata reklamının şarkısı aklımdan gecti bir an gülümsedim
tişörtümü çıkartıp masaya koyduktan sonra çeketini üzerime giydim ama önümü kapatmadım boy aynasını görünce orada kendime bakıyordum ki bir an gözüme halil komutanın bana baktığını gördüm "nasıl olmuş komutanım" aynada göze göze geldik
bir şey söyleyecekken kapı çaldı bir anda "gel" diye içeriye baktığında yüz siması tanıdık ama adını bilemediğim bir asker içeriye girdi halil komutana baktıktan sonra beni fark edip bana baktı üzerimi böyle görünce yanlış anladığı belliydi sadece süzüyordu beni
"Ne oldu hüseyin" dediğinde halil komutana döndü adının hüseyin olduğunu öğrendiğim insancık "komutanım izin belgesini getirmiştim" dediğinde kafasıyla masayı işaret etti halil komutan oda koyup başıyla selam verip çıktı
"Bende çıkayım komutanım" dedim arkasından bir kez beni süzdü "gel bakiyim sen" dediğinde yanına doğru geldim önüme doğru eğilip önü açık olan çeketin fermuarını ümüğüme kadar çekti boğuluyordum resmen
aynaya dönüp tekrar baktığımda çeketin içinde kayboldum resmen "komutanım bune " dediğimde güldüm oda güldü "şimdi çıkabilirsin yürüyen çeket" dediğinde göz devirerek baktım başımla selam verip çıktım ama bahceye
çünki bir hava almam lazımdı gidip tam komutanlarımın olduğunu bildiğim camın önüne gidip ordaki banka oturdum dizlerimi kendime çekip kollarımı baçaklarımın etrafına doladım bir de şarkı açtım ama önce ervaya mesaj attım
Erva yemeğini yediktek sonra arka bahcedeyim gel 12:54
Tamam geleceğim birazdan 12:55
telefonu tekrar koyup şarkıyı açtım zaten etrafta kimse yoktu çok, yemek yiyor herkes aç
açtığım şarkının melodisi kulaklarımda çalkılanıyor sevdiğim şarkı ve her konserine gittiğim kişinin şarkısı
sezen aksu tükeneceğiz...
şarkı o kadar güzelki her seferinde kendimi kaybediyorum resmen
yanıma gelen ayak sesleriyle erva olduğunu anladım "ne oldu kızım ne bu hal" ervaya kafamı kaldırıp piç gülüşü attım "hiçç" erva bir şey anlamadığı için öylece baktı "ay sus hadi eve gidelim bizim timin öğlenden sonra görevi bitiyormuş" ayağa kalkıp zıpladım "evet evet" diyerek
o sırada gözüm komutanların camına takıldı halil komutan gülerek bakıyordu ben o tarafa bakınca gülmesini gizledi ama ben gülümsedim bu sefer oda buna karşılık glümeyip başıyla selam verdi bende verdim
erva kalktığında gözüm eline takıldı "ne oldu senin eline erva" diyerek elini elime aldım "spor salonunda olmuştu ya timur da elime sargı sardı" dediğinde kocaman bir sırıtış oldu yüzümde

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay tutulması
Teen Fiction"Sensiz yapamıyorum yaşayamıyorum..." "Neden benden uzaktasın?" cevap gelmedi bekledim bekledim sadece öylece bekledik ikimizde ama ne o konuştu nede ben