"Sevginin en güzel tonuydu, mavi gözlerin."
Müziği mutlaka açın!!!
(Gece'nin ağzından)
Kıvanç kazağı tekrar üzerime geçirdi ve beni kucağına aldı. Ev hareketlenmişti. Sırtına vuruyor, bağırıyor ve inmeye çalışıyordum. Hızlıca arka bahçeden beni çıkardı. Bütün sesimle bağırmaya başladım. "SARP KURTAR BENİ, İMDAT!" Beni duymuş muydu? Bilmiyordum fakat artık çok geçti.
Kıvanç beni hızlıca arkaya yerleştirdi ve öne binip gaza bastı. "SENDEN NEFRET EDİYORUM KIVANÇ YILMAZ." Dikiz aynasından bana bakarak gülümsedi. "Bende seni çok seviyorum narin çiçeğim." Bacaklarımı kendime yaklaştırarak, "bana öyle demeyi kes." Araba daha da hızlandı. "Sen benim narin çiçeğimsin. Başka ne diyebilirim ki?"
Cevap vermedim. Umrumda da değildi. Çok soğuktu, kollarımı avuşturdum. "Dayan çiçeğim, birazdan getireceğim battaniye."
Kısa bir süre sonra durduk. Kıvanç arabadan hızlıca indi. Üst kısmı hâlâ çıplaktı.
Yanında bir adamla tekrar geldi. Üzerine badi giymişti, bütün kaslarını sergiliyordu adeta. Elinde bir tane battaniye ve termos vardı. Sürücü koltuğuna başka adam oturdu. Kıvanç yanıma geldi ve kapıyı hızlıca kapattı.
Aynı anda adam gaza bastı. Kıvanç, oldukça büyük ve kalın tüylü battaniyeyi bana sardı. Ardından termos bardağına sıcak çay doldurdu ve bana yavaş yavaş içirmeye başladı.
Kendimi daha iyi hissediyordum fakat uykum gelmişti. İstemsizce esnedim. "Gel çiçeğim, yaslan bana." Reddedecek halim bile yoktu. Kafamı göğsüne koydum. Beni kendine çekip, kollarıyla sardı. Sıcaktan mayıştım, yavaş yavaş gözlerimi kapadım. Duyduğum son şey, "abi, bu kadın benim tek hayalim. O benden başka kimsenin olamaz."
"Anne hadi uyann, anneee!" Gözlerimi yavaş yavaş açtım. Kızım başıma dikilmiş, yüzümle oynuyordu. "KIZIM!" Hızlıca kollarımın arasına aldım. Doya doya kokladım, öptüm. "İki çiçeğim de uyanmış bakıyorum." Kapıya doğru baktığımda, pervaza yaslanmış, gülümseyen bir Kıvanç gördüm. Kızım kucağımdan ayrılarak Kıvanç'a koştu.
"Kıvanç abii!!" Kıvanç kızımı kucağına alarak döndürdü. yavaşça yere indirdi ve, "mutfakta krep görmüştüm ben. Koş Ayşe teyzenden al bi tane." Bağırarak odadan çıktı. Ardından yanıma geldi ve karşıma oturdu. Çenemi nazikçe tutarak, "mutlu oldu mu benim narin çiçeğim?" Gülümsedim ve bir anlık mutluluka kendimi kollarına attım. Bunu beklemediği belliydi. Yatar pozisyona düştü. Üstteyken alta alındım.
Yüzlerimiz çok yakındı. Dudağıma eğildi ve nazikçe dudağını koydu. Yumuşak bir şekilde hareket ettirmeye başladı. Benim de karşılık vermemi bekliyordu. Elini, kalçama koyarak sıktı. Ağzımdan inilti kaçırınca, gözleri koyulaştı. Fazla ileri gitmemesi için karşılık vermedim. Öpüşü derinleşmiş ve sertleşmeye başlamıştı. Bir eli kalçamdan belime yükselmişti. Onu ittirmek istiyordum fakat o bana engel oluyordu.
Bacaklarımı beline sardı. Daha ne kadar ileri gidecekti açıkçası merak ediyordum. Dudağımdan boynuma indi. Öpüyor ve emiyordu. Bir eli boynuma geldi. Kendine daha çok yaklaştırdı. Sırtım yay gibi gerilmişti. "Dur lütfen, dur." Ellerini çekti ve gözlerime baktı. "Bana gerçekten durmak istediğini söyle çiçeğim." Gözlerini gözlerimden ayırmıyordu.
"Gerçekten durmanı istiyorum Kıvanç Yılmaz." Üstümden kalktı ve kapıya doğru gitti. "Seni aşağıda bekliyoruz." Bir şey dememe fırsat vermeden odadan çıkıp, kapıyı kapattı. Kendimi yatağa tekrar attım ve gözlerimi kapattım. Ne yaşıyordum ben?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞLANGIÇ 2: SON
FanfictionKitap tasarımı: @siyah_yazar Deniz'i bulma umuduyla yanıp tutuşan Liya, Rıza'yı öldürme suçundan polisleri peşine takar. Merih'in ona olan büyük aşkı ile savaşırken, bir yandan da polisleri oyalamak ve delilleri yok etmek zorundadır. Bir bebeğini dü...