Taehyun kızı görür görmez ellerini havaya kaldırıp burnunun ucunda duran silaha dikkat kesilerek korku ve bıkkınlıkla iç çekti. Tam kurtulduk derken tekrar nasıl oluyorsa başları bambaşka dertlere giriyordu. Artık bu durum ciddi anlamda kendi tabiriyle "ödlek" olan onun bile canını sıkmaya başlamıştı. Çok ani durmuş olacak ki arkasındaki arkadaşlarının birbirlerine çarpmalarını görmese bile işitmişti. Ama o dönüp bakmak yerine göz kırpmayı unutup kıza kilitlenmiş öylece kızı inceliyordu.
(Hayır sevgili okurlarım feels gecirmeyin aşktan değil asgqkdn)
-Gizli alan derken?
Kai'nin sesiyle kız silahı ona çevirdi. Kahvelerini uzun boylu çocuğa kitleyip sesini yükseltti.
-Aynen öyle.
Birinin dikkatli bakışlarını üzerinde hisseden yabancı kız sözlerine ona bakarak devam etti.
-Neye bakıyorsun?
-Chaer? Sen misin?
Adını duyan kız afallayarak gözlerini kırptı.
-Adimi nerden biliyosun ki? Kimsin sen?
-Beom. Hatırlamadın mı? Aynı turnuvada karşılaşmıştık. Ben beyzbol maçı için sizin okula gelmiştim. Sende şu dans eden kızlar vardı ya hani şöyle-
-pon pon kız.
-Hay ağzını öpiyim Ryu. Neyse işte ondandın falan öyle karşılaştık.
-Yaaa evet evet şimdi hatırladım Deagu'nun kaptanısin sen evet. Kusura bakmayın ya ben birazcık şüpheciyimde. Gelin şöyle yerime gidelim.
Chaer'i takip eden çocuklar tuttukları nefesleri sırayla verdiler. Özellikle Taehyun'un ard arda bir kaç derin soluk alması gerekti.
Kafilenin en arkasından gelen Kai Yuna'nın kulağına hafifçe eğildi "Biraz ama he iyi ki çok az şüphe etti." Yuna kıkırdamaya başladı. Elini sırıtan çocuğun ağzına götürdü. "Şşş duyucaklar ayıp ayıp." "Ne ayıbı be ayıp yatakta olur." Cümlesini bitirir bitirmez gözleri kocaman olan Yuna tarafından koluna sert bir darbe yer.
"Tamam Yun sustum ahh"Yuna'dan
Chaer gerçekten çok iyi birisiydi. Hayır tabiki bana minik battaniyesini verdiği için demiyorum bunu.
Saat neredeyse 3 olucak ve kimimiz uyumuş kimimiz düşüncelere dalmıştı. Chaer'i dinleyince aslında onun da hayatının en az benimki kadar kötüleştiğini anladım. Neden bilmiyorum ama onu ilk gördüğümde sanki taniyormuşum gibi hissettim. O da sabahtan beri annesinden haber alamıyormuş. Annesi ünlü televizyon muhabiri Lee Yeon'muş. Bunu duyduğumdan beri şoktayım açıkçası. Ülkenin en tanınan muhabiri çünkü kendisi. Ayrıca kimseden yardım almadan böyle yerlere gelmesi ve 'sen kadınsın. Yapamazsın' tabusunu bütün zorluklara göğüs gererek ayrıca küçücük kızını tek başına büyüterek yıkmış birisi. İşte bu yüzden her televizyonda gördüğümde hayranlıkla izlerim onu. Ta ki bu sabaha dek. Muhabir Lee yine bir şey anlatıyordu hemde kırmızı bültenle fakat ben acelemden dinleyememiştim. Acaba salgını mı sunuyordu...
-Oo yine kimler düşüncelere dalmış gitmiş. Heeey Yuna Kore'ye geri dön ne işin var Malezya'da?
-Beom... Ödümü kopardın şaka mısın
-Sen hiç böyle yakışıklı şaka gördün mü bakiyim? Tamam be bakma öyle aa
Bu çocuk gerçekten inanılmaz derecede pozitif ya da hayatı fazla sallamıyor. Ya da intihar etmeden önceki son günleri... bilemedim.
-Beom, sencede hayat garip değil mi?
Sorumu duymasiyla koyu sohbetin başlayacağını sezmis ve yanıma bağdaş kurmuştu bile.
-Bu soruyu 8 yaşımdan sonra sormayı bıraktım küçük hanım. Ama evet hayat gariptir. Ve bence hayat bu kainattaki en büyük manipülasyoncudur.
-Ne..
-Oyle. Önce seni küçük mutluluklara doyurur ki daha çoğunu isteyesin. İstediğinde ise tam olucak gibi olur ama asla olmaz. Oldurmaz bi şekil. Sonra dibe çökersin. Batarsın derine, daha, daha... Sonra seni baştaki o küçük mutluluklara muhtaç eder. Sen onları ararkense hayat zaten elinden almıştır herşeyini. Sonra ölürsün zaten. Hayır fiziksel değil, ruhsal. Belki bu zamana kadar ölmüşsündür kaç kere tabiki ama bu en ağırı olur. Çünkü içten içe yaşanan umutsuzluklar seni çürütür yavaş yavaş hazırlar seni ölüme.
Haklıydı... Şuan çevreme göz gezdirdim de, sabah hangi renk far sürsem diye dert yanıyordum. Şimdi ise iki saniye sonra yaşayıp yasamayacagim belirsiz. Yavaşça beoma baktım. Ağlıyordu. Ryujine odaklanmış bir şekilde gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Sorgulayan bakışlarımı fark etmiş olacak ki gözlerini arkadaşımdan ayırmadan lafa başladı.
-Bir zamanlar yetimhanedeydim Yuna.
İlk cümlesiyle hüznüm bin kat daha arttı ve ne diyeceğini kestirmeye çalıştım. Bir yandan da cesaret vermek için koluna hafifçe dokundum.
-Ben doğunca ailem beni istememiş. Beni bildiğin yetimhanenin kapısına bırakıp gitmişler.
Yutkunarak devam etti.
-Beni bulduklarında neredeyse ölüyormuşum hemen her şeyimi tedavi etmişler. Sonra da orda çalışan bir hizmetli -ki annem yerine koydum onu- bana Beom demeye başlamış. İsmim ordan geliyor yani.
Bir yutkunma daha
-Neyse işte. Ben 6 yaşına kadar gayet monoton ve oldukça sıkıcı bir yaşam sürdüm. Ayrıca çokça acı vericiydi. Dışlandım Yuna. Berbat bir şeydi. Zorbalık gördüm hemde yıllarca. Nedenini de asla anlamadım. Ki bunun bir nedeni de olamaz. Her neyse. Sonra bir gün bir arkadaş geldi yanıma.
Elleriyle oynamaya başladı. Onu bölmeden pür dikkat dinliyordum.
-İnanabiliyor musun o sevinçle etrafı turlarken koşuyordu bense beni dovmesinler diye koşuyordum. Sonra çarpıştık ve yere düştük. O an griyle kaplı hayatım renk kazandı. Bilmiyorum ruh eşimi bulmuşumda kırmızı iplerimiz gerildiği için böyle hissediyorum gibiydi. Sonra onunla çok yakın olduk. Beni zorbalardan korudu. Sürekli oyun oynadık. Şakalaştık. Gizli gizli Hot Stove League izlerdik. (Dizi 2019 yapımı ama 2000'lerde yapılmış gibi düşünün:) O ünlü bir aktirs bense ünlü bir beyzbol takımı kaptanı olucaktım. Sonra bir şey oldu Yuna, hiç beklemediğim bir şey. O evlat edinildi.
Dolu gözlerimle Beom'a baktım ama ağlamamaya çalışıyordu. Yine de devam etti.
-O günden beri siyah beyaz hayatımı renklendirmeye çalışıyorum işte. Ama vicdan azabından uyuyamıyorum. Çünkü başka birisine birşeyler hissediyorum sanırım bilmiyorum sözümü tutamadım kendimi ona karşı mahçup hissediyorum işin ironik yanı da ihanet ettiğim kişinin ölü mü diri mi ne yapıyor bilmediğim. Şaka gibi cidden.
-Gel buraya.
Kollarımı ona sarıp ağlamasına eşlik ettim. Beom her ne kadar Soobin kadar olmasa da abim sayılırdı. Yani ben abim yerine koyuyordum onu. Ağlaması içimi burktu. Bende ağlamaya başladım. Onun da dediği gibi bu yaşadıklarımız kelimenin tam anlamıyla şaka gibiydi...
HELLLOOOO BAKIN KİM DÖNDÜ AŞKLARIM NASILSINIZ İYİSİNİZDİR UMARIM 😭🥹 KARNELER NASILDI AY HAYAT NASIL FİCİ SEVDİNİZ Mİ GELİN SOHBET EDELİM ÖZLEDİM SİZİ😫💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bite! What? ➳ txtzy
Fanfic(...) Yuna hışımla terk ettiği evinden yükselen televizyon sesini fark etmez... " Evet sayın seyirciler bir son dakika haberi ile karşınızdayız. Başkent Seul'de neden olduğu bilinmeyen bir sebepten ötürü insanlar garip davranışlar sergiliyorlar. Sab...