sitavv_ beni buradan takip ederek destek olabilirsiniz.
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım🙏
İyi okumalar...
Behram yeni güne gözlerini Urfa'da açmıştı. Bugün ise Ağrı'ya gideceklerdi. Yol boyu Semih'e durmada nasihatlar vermiş,nitekim bunların hiçbirini kale almayacağını iyi biliyordu. Bir süreliğine kalması için kendi otelinde Semih'e yer ayırtmıştı ama rahat durmayacağınıda biliyordu.
Geldiği gibi annesinin gazabına uğramıştı,tatlı birer azarlamalar ile geceyi getirmişlerdi.
Bugün Armanç konağında tatlı bir telaş vardı! Bugün Behram Armanç için büyük gündü,nitekim sadece onun için değil. Armanç'ların hanımı Ferzine Armanç kendisinden sonra bu konağın bütün yetkisine sahip olacak olan gelinini istemeye gidiyordu!
Behram komidinin üzerindeki telefonunu alarak saat'i kontrol etti. Amma üzerinde bir kırgınlık hissediyordu,en nihayetinde bunun sebebi çok fazla uyumuş olmasıydı.
Tekrardan telefonunu komidinin üzerine koyarak banyoya girdi ve kısa bir duşun ardından dolabında hazır halde bulunan takımını alıp giyindi. Odadan çıkmadan önce saatini ve yüzüğünü takmış,ardından ise parfümünden birkaç fıs sıkarak odadan çıkmıştı.
Kara kaşı,kara gözü ve esmer teni onun bir kürt erkeği olduğunu apaçık ortaya koyuyordu. Geniş onuzları ve dışardan belli olan kaslarıda sporcu olduğunu söylemesine gerek kılmıyordu.
Genç hizmetliler konağın bahçesinde koştura dursun,Ferzine hanım ve yanındaki iki genç kızla birlikte koşturuyordu.
"Daye(anne) ne bu telaşın Allah aşkına? Sakin ol!" Merdivenlenlerin başında durmuş,genç kızlara yapmaları gereken şeyleri hararetli hararetli anlatan Ferzine hanıma Behram bu şekilde seslendi.
Ferzine hanım oğlu Behram'dan daha heycanlıydı,nitekim görenler Behram'ın değilde onun sözlenmeye gittiğini sanarlardı, gerçi bu evlilik meselesini,Ferzine hanımın yoğun istekleri sonucu kabul etmişti Behram
"Buraya gel Behre!" Ferzine hanım şu huyundan asla vazgeçmiyordu! Defalarca ona Behre mahlasıyla seslenmemesini söylemişti annesine,fakat Ferzine hanım işte, her zaman kendisine uygun olanı yapar ve hareket ederdi.
Behram hızla merdivenlerden aşağıya inerek annesinin yanına gitti ve yanaklarına birer öpücük kondurdu,o sırada genç hizmetliler
yanlarından çoktan ayrılmışlardı."Sana kaç defa dedim şu düğmelerini çok açma diye!" Yalandan bir sinirle oğluna kızdı. Elini Behram'ın gömleğinin düğmelerine atarak, açık olan ilk üç düğmeden birini kapattı.
"Daye (anne) bırakta kalsın!"
"Direnme bence,boşa olduğunu biliyorsun. Ferzine sultanın istediği olmazsa,olmaz!" Anne oğlun sohbetine Armanç'ların diğer gözde ağası, aynı zamanda doktoru olan Harun Armanç'ta katılmıştı.
En az Behram kadar yakışıklı ve zeki olan Harun, herkesin imrenerek baktığı biriydi. Urfa'da ki bütün genç kızların hayallerini süsleyen bu iki kardeşten Behram,görücü usulüne kurban giderken,Harun değil hakkında evlilik kararı verilmesini,söz edilmesine bile izin vermiyordu.