Giriş

710 55 123
                                    

Hellloooo, diyerekten klişe girişimini yapalım canlar. Bu kurgu benden belki de en çok istenen kurguydu ve ben nihayet size ilk bölümü adam akıllı yazıp atıyorum. Düzenleme fırsatım olmadı hata varsa affola. Ve bir şey daha bu spontane gelişecek bir kurgu. Yani belli bir günü ve saati yok. Çünkü bunu siz belirleyeceksiniz. İkinci bölümü yazıp bitirdiğim zaman atarım size aynı zamanda da Geçmişin Yara İzleri gelecek bazen her hafta perşembe bazen de iki haftada bir perşembe. Saat ise 15.00.

Yorum yazmayı ve oy vermeyi unutmayın çünkü dediğim gibi ikinci bölümün ne zaman geleceği size bağlı. Önceliğimin ise GYİ olduğunu unutmayın lütfen. Sizleri seviyorum💖
Not: Soluklanmayı unutmayın.

________________

Mantıklı, düzgün düşüncelere sahip ve insanları dikkatle izleyen kişilere Aklim denirmiş. Sanırım ismimin taşıdığı özelliklerden olsa gerek benim de sanatsal ruhum hep ön plana çıkmış ve ressam olmuştum ancak hassas bir insan olmayı hiç istemezdim. Ben Aklim, Aklim Vural. Fakat aylar sonra babamın en yakın dostu ile annem evlenmiş ve ben bir plan üstüne yeni kocam olan Meriç Uz'un ellerine bırakılan bir kadındım artık.

Ama yaşadığım hiçbir şey beni yıldırabilecekleri anlamına gelmiyordu. Ki, zaten bunu ben istemiştim. Çünkü hiçbir güç ve hiçbir insan bana zorla bir şey yaptıramazdı. İzin vermezdim. Peki neden mi evleniyordum? Çünkü bir şey istiyordum. Hayatımı ve belki de kişiliğimi değiştirecek büyük bir şey.

İntikam...

Mavi geceliğimden kurtulup banyoya girdiğimde tek ihtiyacım olan soğuk suyla yapılacak olan bir banyoydu. Kocam yatağında horul horul horlarken.

Bedenime değen her bir damla su aşağıya doğru süzülüp beni tüm gerginliklerimden adeta arındırırken yavaşça yere çöküp kollarımı kendime doğru çektiğim bacaklarımı sardım ve gözlerimi de kapatıp oturdum soğuk mermerin üstüne. Belki de soğuk olan mermer değildi, bedenimdi. Belki de üşüdüğümü bile hissetmiyordum, ruhum yanıltıyordu beni. Zaten ruhum beni ne zaman yanıltmamıştı ki?

Daha dün gece yanılan ben değil miydim?

Daha gün gece kendimi kandıran ben değil miydim?

Hayır, sadece dün gece değil uzun zamandır yapıyordum ben bunu. Mutlu değildim, lakin inatla mutluymuşum gibi kandırıyordum kendimi. İki yıl önce evlenmiştim, okulu bitirir bitirmez. Şimdi yaşım yirmi üçtü ve ben daha gencecik yaşımda köpek gibi mutsuzdum. Ayaz ile üniversiteden tanışıyorduk ve beraber çok güzel zaman geçiriyorduk. Sonra bir gün sevgili olduk, derken mezuniyet partimizde sahneye çıkıp evlenme teklifi etti bana. İlk evetim o zaman olmuştu ona çünkü çıkma teklifini eden bendim.

İkinci evetim ise ondan birkaç ay sonra nikah masasında olmuştu. babam ise bundan memnun olmayan tek kişiydi o zaman için.

‟Yanlış yapıyorsun güzel kızım. Bak bu adam seni çok mutsuz edecek hem daha çok gençsin, evlilik de ne?" dese de hayır demiştim. Ben aşık oldum baba, çok seviyorum onu ve her şeye rağmen de evleneceğim.

Normalde de inatçı bir kişiliğe sahiptim ve bu huyumu annemden almıştım. Fakat babam her ne kadar annemi öyle kabul ettiyse kendi kızını da hep böyle kabul etmişti. Ve biz, gerçekten güzel bir aileydik. Ta ki ben o aileden çıkıp kendi yuvamı kurana kadar.

Kabuk Tutmuş HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin