"Sinirli olunca daha ateşli sevişiyorsun"
"Dalga geçme! Hatırladıkça sinirleniyorum"
Burnunu kırıştırmış, uzun olanın kalbini alt üst ederken inceliklerin çıplak omzuna konmasıyla kaşları gevşemiş, Alfa'nın beyaz tenli yanaklarına öpücük kondurmuştu hemen.
"Yine de... Yaptığın doğru değildi sevgilim. Ne düşünürsün bilmiyorum ama Yoongi'nin yüzü hâlâ aklımda. Kendisini küçük düşürülmüş, aşağılanmış gibi hissettiğini ele veriyordu"
Yatakta dikelip komodin üzerine bıraktığı sigarasından bir dal alarak dudakları arasına bırakmış, yaktığı gibi derin bir soluk çektiğinde "Biraz garip... Ancak Yoongi'yi tüm gün düşünüyorum. Onun depresif hâli beni oldukça endişelendiriyor. Senin gibi değil, kendini savunmuyor, haklarını istemiyor. Ya sabrı tükendiğinde kendine zarar verirse?" diye devam ettirdiğinde ilk kez bunları dile getiren Alfa'yla şaşıran Omega da dikelmişti.
Jungkook açık olmak istiyordu. İlk başlarda fazla dikkat ettiği söylenemezdi. Her şey Yoongi ile göz teması kurduğunda başlamıştı.
Mutfağa su içmeye gittiği zaman ocak başında durmuş gecenin zifiri karanlığını seyreden bedeni defalarca seslemiş, yanıt alamamıştı ancak. Koluna dokunduğunda hissizce kendine dönen Omega'nın gözleri o günden bu zamana asla çıkmamıştı aklından.
Mavi gözler ölmüştü sanki. Kupkuruydu irisleri ama görmüştü gözyaşlarını. Istırap tüm kalbini sarmış, gözleri önünde bir insanın mutsuzluğa yenilmesine izin verdiği için nefret etmişti kendinden.
O gece hayatı boyunca ağlamadığı gibi ağlamıştı Jungkook.
"Sonunda! Tanrı'm benim gibi düşünen biri!"
Jungkook onun gibi düşünüyordu elbet. Sevgilisi asla Yoongi gibi olmadığından endişe etmemiş, ağır disiplini görmezden gelmişti. Onca kuralın varlığında Jimin istediği gibi yaşadığındandı bu.
Ancak mavi gözlü Omega'nın gün geçtikçe solması hüzünlüydü bir hayli. Bu ne Jimin'in ne de kendisinin kabul edeceği bir şeydi.
"Ben katlanamıyorum ağabeyime. Nasıl katlanıyor her şeye? Son vermesi gereken çok şey var. Tek düşündüğü şey kuralları, disiplini"
Alfa'nın dudakları arasındaki sigarayı kendi dudakları arasına hapsedip zehri ciğerlerine soluduğunda "İçme şunu. Taehyung anlarsa kafamızı üzer" diyen iri beden çekip almıştı hemen. Omega gözlerini devirirken cevap vermesine müsaade etmeden devam etmişti Jungkook.
"Son vermesi gerek. Ancak senin üslubun yanlış. Kriz geçireceğini bildiğin hâlde geçmiş Taehyung'un karşısına bağırıp çağırıyorsun. Kriz geçiyor ve konu kapanıyor. Bunu el birliğiyle çözmemiz gerek. Eğer ağabeyin kendini biraz toparlarsa Yoongi de hayat bulur"
Başını sallayan Omega ayağa kalktı ve üzerini giymeye başladı verdiği sıkıntılı nefesle. Canı gerçekten sıkılıyordu büyük ölçüde.
Ağabeyi hiçbir şekilde doktora görünmeyi kabul etmiyordu. Kendileri de doğru yolu nasıl bulabilecektiler ki?
"Haklısın. Bu konuyu Yoongi ile konuşacağım. Sonra beraber çözüm bulalım. Şimdi kalk, beni eve bırakman gerek. Ağabeyim bir saate evde olur. Üç saat sorgu sual etmeye başlayacak ve bunu çekmeye hiç hâlim yok"
Zaten pantolonu üzerinde olan beden de yataktan kalktığında bitmiş sigarayı küllüğe atıp tişörtünü giymiş, "Arabam tamirde. Motosikletle de götüremem seni. Taehyung'un kulağına giderse beni son görüşün olur. Taksi çağıracağım, gidelim" diyerek Omega'nın saçlarını öpmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Principled Jikook/Taegi
FanfictionPark Jimin prensipli ağabeye sahiptir. Jeon Jungkook ise onun gizli sevgilisidir. Ağabeyi bunu öğrendiğinde ne diyecekti? [Jikook] [Taegi] [Omegaverse]