Yazardan~
Tam iki gün. Sadece Yoongi'yle konuştuğu iki günün sonunda işe gitmişti Taehyung.
Bu müddette Jungkook fazla düşünmüştü. Arkadaşını baygın gördükten sonra zaten omuzunda taşıyamadığı yükten kurtulmak kararı almıştı.
Jimin ile konuşmuş, Taehyung'a söylemek için koca villaya gelmişti artık. Alfa'nın işten gelmesini bekliyordu stresle.
Daha doğrusu bekliyordular. Yoongi'ye neden geldiğini açıkça söylediğinden bu yana oldukça endişeliydi mavi gözlü.
Bayan Kim bile oturmuş, neyi açıklayacaklarını bekliyordu merakla. Tek eksik Taehyung'du. Gelmesine daha bir saat vardı. Ne bir dakika geç ne erken gelirdi.
"Jungkook, oğlum ne içersin? Hemen getirsinler"
Kadın ılımlı sesi, hafif gülümsemesiyle Alfa'ya sorduğunda itiraz etmişti hemen. Gergince salladığı bacağı eşliğinde "Gerek yok, Bayan Kim. Zaten evden geldim" diyerek onu geçiştirdiğinde üstelemedi Omega kadın.
Jimin derin bir nefes aldığı zaman dış kapının gürültülü açılmasıyla ayağa fırlamıştılar.
"Kim Park Jimin!"
Taehyung evi inletecek derecede gür sesiyle bağırdığında Omega'nın dizleri titremişti. Korkuyla sevgilisine baktığında bir şey demeden elinden tutan Jungkook onu arkasına almıştı.
Ki, bu sırada odaya giriş yapan Alfa burnundan soluyordu adeta. Hiç beklemeden Jungkook'un yüzüne yumruğunu indirdiğinde her ağızdan bir çığlık kopmuştu.
"Taehyung!"
"Ağabey! Ne yapıyorsun?!"
Yoongi hızla eşini geri çekerken Jimin hiç bir savunma yapma gereksiniminde bulunmayan sevgilisinin kalkmasına yardım ediyordu.
"Kes sesini! Bunu nasıl yaparsınız?!"
Jimin tüm şanssızlığına mı tükürse yoksa öfkeyle sehpaya fırlatılan fotoğraflara mi bilemedi.
Kaç fotoğraf vardı sayamadı. AVM'de öpüşmeleri, barda dans ederek içmeleri, otelde sevişmeleri. Daha kaç görüntü vardı kim bilir.
"Taehyung, bir dinle beni-..."
Jungkook ona doğru bir adım atmış kendini açıklamak istediğinde esmer tenli Alfa göğsünden itmişti onu tüm öfkesiyle.
İki kelimeyi peş peşe söylemekte zorlanırken "Jungkook, ben... Neyi dinleyeceğim, Jungkook?! Bunu nasıl yaparsın?! Oğlum sen benim için her şeydin!" demesiyle gözyaşlarını akıtmıştı Taehyung.
En son ne zaman ağlamıştı onu aile kavramı altında birleştirenlerin karşısında?
Hatırlamıyordu bile. 10 seneyi aşmıştı. Senelerdir kalbinde biriktirmiş, gizli tutarak korumuştu gözyaşlarını. Ancak bu kez öyle bir el bıçağı sapladı ki, kalbine... Paramparça oldu, gözyaşları parladı.
"Jimin'e aşığım. Benim için asla heves olmadı, olmayacak. Onu sevdiğime pişman değilim. Ancak tek kusurum senden gizlemekti. Ki, bunu da kabul ediyorum"
Dudağının kenarındaki kanı silen Jungkook dik tutuğu başıyla sonunda kendini açıklama fırsatı bulmanın verdiği rahatlama ile "İster inan, ister inanma. Bugün sana söylemek için gelmiştim" diye devam ettirdiğinde histerik gülüş atmıştı Taehyung.
"Ne diyorsun oğlum?! Yıllardır şimdi mi aklınıza geldi?! Hiç mi utanmadın? Ben ailemi sana emanet edip giderken sen..."
Cümlesini bitirmeye yüreği dayanamadı. İçli ağlayışı yüzünden zorlukla yutkunurken "Sen arkamdan kardeşimle düzüşmüşsün" diye bitirdi cümlesini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Principled Jikook/Taegi
FanfictionPark Jimin prensipli ağabeye sahiptir. Jeon Jungkook ise onun gizli sevgilisidir. Ağabeyi bunu öğrendiğinde ne diyecekti? [Jikook] [Taegi] [Omegaverse]