0.3

545 71 16
                                    

Son dakikasına kadar asla teslim etmeyip kontrol ettiğim sınavı zaman tamamen dolunca teslim etmek zorunda kaldım ve okuldan ayrılmak üzere sınıftan çıktım.

Ciddi anlamda içim içime sığmıyordu. Daha üç saat önce ağlamaktan mahvolan hâlimden eser kalmamıştı. Gözüme gram uyku girmemesine rağmen son derece güzel geçen sınavım sayesinde güle oynaya evime dönüyordum şimdi.

Yanıma hiçbir şey almadığım için anneme nasıl ulaşacağımı düşündüğüm sırada bir sesin ismimi seslendiğini duydum.

"Kim Seungmin!"

Arkamı dönmeme gerek kalmadan tanıdığım sesle yüzümdeki gülümseme daha da büyümüş hemen ona dönmüştüm.

Koştura koştura hemen yanına gidip Chan hyunguma büyük bir sarılış vermiştim.

"Görünüşe göre kendimize olan güvenimizi boşa çıkarmamışız?"

"Hiç çıkarır mıyız ya? Şu hâlimizde bile derece yapabilecek kapasite bizde varken."

"Helal olsun be. Hayranım senin şu kendine olan güvenine."

"Ben de bir zamanlar senin için aynı cümleyi kuruyordum."

"Eh roller değişebilir zamanla. Ben yavaşça yaşlanırken benden miras bırakıyorum işte sana bazı şeyleri."

Gülerken "sanırım seni yaşlandığın konusunda bayağı ikna etmişiz ha?" dedim.

"İnsan çevresinden en çok neyi duyarsa sonunda ona inanırmış."

Kafamı sallayıp onu onayladıktan sonra aklıma tekrar annemin gelmesiyle birlikte hemen konuşmaya başladım.

"Hyung ben anlatmadım ama-" derken sözümü kesmişti.

"Her şeyden haberim var. Sabah seni aradım ama telefona annen çıktı. Her şeyini hastanede bırakıp çıkmışsın."

"Maalesef öyle olmak zorundaydı. Her neyse annem nasıldı?"

"İyi iyi. Taburcu oldu bile, onu eve bıraktıktan hemen sonra senin yanına geleyim dedim."

Şaşırdığımı belli eden ses tonuyla "bugün hiç bırakmayacak gibilerdi." dedim.

O da gülerek cevaplandırdı beni. "O kadar büyük bir yarası yokmuş. Kafasını da çarpmamaya özen gösterdiği için gözetim bittikten sonra taburcu ettiler."

Yine kafamı sallayıp onaylarken bu defa da aklıma diğerleri geldi.

"Hyung!"

Birden bağırmam onu korkutup irkittiğinde hafifçe güldüm ve devam ettim.

"Çocuklarla konuştun mu? Onların sınavı nasıl geçmiş? Özellikle Hyunjin..."

"Genel itibariyle iyi diyordu hepsi. Ama bilirsin Hyunjin'i geçen sene de aynısını dedi ve mezuna kalan isim oldu. Bu yüzden çokta ümitlenme yani."

Hyunjin ile arkadaşlığımız uzun yıllara dayanıyordu. Birbirimize öylesine bağlıydık ki okuduğumuz okullardan başlayarak, gittiğimiz dershaneler, kurslar, sosyal etkinlikler hepsinde beraberdik. Ve sıra üniversiteye geldi. O benden bir yaş büyük olduğu için geçen sene girmişti sınava fakat iyi bir sonuç çıkaramamıştı maalesef. Mezuna kalmıştı ve benimle aynı üniversiteye gitme konusunda oldukça ciddi olduğu için bir senesini güzelce çalışarak geçirmişti. Umarım sonuç istediğimiz gibi olur...

"Anladım hyung. Yine de güzel güzel konuşalım o ümidini kaybetmesin."

Güzelce gülümseyerek onayladı o da. Sonrasında arabaya binerek yola koyulduk.

Eve geldiğimizde çocukların bizde toplandığını bilmiyordum. Kapıyı açan Felix direkt bağırarak sınavın nasıl geçtiğini sordu ve ben de bağırarak çok güzel geçtiğini söyledim.

Annemle de biraz konuştuktan sonra çocuklarla benim odama geçtik ve dün geceden başlayarak tüm olanları anlatmaya başladım.

"Böyle oldu işte sonra ben oturdum öyle kaldırama başladım ağlamaya."

"Bir tanem benim ya kıyamam." diyen Jisung'a gülümsedikten sonra devam ettim.

"Sıra en can alıcı noktada." dediğim gibi hepsini bir merak sarmıştı. Gözlerinden çok net okunuyordu.

"Çok yakışıklı, yirmilerinde bir polis geldi yanıma ve beni okula bırakabileceğini söyledi."

"Ooo kapatın mı numarayı??" diye merakla atılan Hyunjin'e yanıt olarak önce göz devirdim ardından "hayır sadece dikkatli olmasını söyleyerek sınava koşturdum."

"Sen de yakışıklı beyefendiler dururken anca sınava koştur dur zaten."

Diyen Felix'e dönüp "beni kurtaran yakışıklı beyefendiler değil o sınav olacak yalnız."

Ve söze hemen Jisung atıldı. "Ne malum kurtaramayacağı? Her şey gelecek ve meslekten ibaret falan değil yani." diye imalı imalı konuşurken birde ona göz devirdim.

Bir gün göz devirip durmaktan gözlerim yamulup gidecek diye korkmuyor değilim. (Ben bu ben.)

"Ayy Seung umarım bu adamla tekrar  karşılaşırsın. Hayatımıza az action katar. Polis adam yakışır kardeşime. Hayali bile güzel."

Hyunjin'in söylediklerine hitaben "sen hayal kurma Hyunjin. Dozunu kaçırıyorsun." dedim ve sınav soruları hakkında konuşmaya başladık.

Saat gece yarısını geçtikten sonra hepsi birden ayaklandılar her ne kadar gitmemeleri konusunda ısrar etsem de gitmeyi tercih ettiler.

Ben de uzun zamandır doğru düzgün yatamadığın yatağıma kendimi bırakarak günümü baştan bir analiz etmeye başladım.

_____________________

_____________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2min çok güzel.

2min çok güzel

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yakışıklı Polis |2min|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin