Konser

63 17 20
                                    

Keyifli okumalar dilerim.

Nefes alamıyorum. Bazı şeyleri kabullenmek, alışmak istemiyorum. İçten içe bitiyorum bunun farkında olup elimden hiçbir şey gelmemesi çok ağır basıyor artık. İnsanlara biraz daha ilgi, tahammül, tolerans gösterecek ne gücüm ne de sabrım kaldı. karşılık beklemiyorum hiç kimseden, anlayış bekliyorum sadece, bu kadar zor olmamalı bu. dayanamıyorum daha fazla. Saklıyorum kalbimdeki çürükleri, yaraları, acıları. Ama ruhum ölümü benimsedi sanırım. Kimsenin umurunda olmadım hiç iyi mi diye düşünmedi kimse. Gülüyorum diye
iyi sandılar hep, bilmiyorlardı ki en güzel saklama şekli olduğunu. İyi zamanlarda cebime sıkıştırdığım birkaç nefesle yaşıyor gibiyim.
Ne garip dimi? Hayatta mıyım diye düşünüyorum çoğu zaman.

Siz hayatta en çok ne istediniz? Ben ağlamadan anlatabileceğim bir çocukluğumun olmasını, hayatımda beni seviyor, beni olduğum gibi kabul ediyor diyebildiğim birisinin olmasını çok istedim. Bazen gerçekten acaba bu yaşadıklarımı hak ettim mi, ben bu kadar kötü bir insan mıyım diye düşünüyorum. Ne bileyim yani hayat bana karşı neden bu kadar kin beslemiş olabilir ki?

Benim cümlelerim hep kırgın bitti. özgüvensiz büyüdüm, sevmek nedir bilmeden, sevilmeyi tattım sanıp hiç tatmadan. Ve bir şey eklemek istiyorum.
İlk bakışta değil, son bakıştadır aşk. Ayrılırken nasıl bakıyorsa o kadar sevmiştir seni.

Konser günü gelmişti. Her şey olması gerektiği gibi çok güzeldi. Enes heyecandan bayılacak gibiydi, Anıl ise onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Yeşim ve ben ise sakinliğimizi koruyorduk. Sahneye çıkmamıza dakikalar kalmıştı. Anıl ve Yeşim gitarlarının son kontrollerini yaptılar. Her şeyin tamam olduğundan emin olduk ve on dakika sonra sahneye çıktık. Biz sahneye çıktığımızda birden bire alkış sesleri yükseldi. Bunu beklemiyordum. Bu yüzden biraz korkmuş, biraz gerilmiş, birazda heyecanlanmıştım. Hepimiz ne yapacağımızı bilmiyormuş gibi etrafa bakındık öylece. Sonrasında hemen toparlanıp yerlerimizi aldık. Biraz korku dolu, biraz heyecanlı, biraz mutlu, biraz hüzünlü ve biraz şaşkındık. Tüm duyguları aynı anda yaşıyorduk. Bu bizim için özeldi. Çok özeldi.

Duygularımı bastırmaya çalışarak üç arkadaşıma bakıp şarkıya girmeleri için komut verdim. Çalmaya başladıklarında derin bir nefes aldım ve sonrasında yavaşça verdim. Sonra yavaş ve sakin bir şekilde Göksel'in "Sen Or'da Yoksun" adlı şarkısının sözlerine girdim.

Siyah beyaz bir adamdı
Hayalimdeki resim

İlk sözlerinden itibaren gözlerim dolmaya başlamıştı bile.

Kadehimi fırlattım yüzüne
Kızgınım hiç gelmeyişine
Bilmeyişine, hissetmeyişine

kızgındım gelmeyişlerine, hissetmeyişlerine. Ben çok kızgındım ona. Canımı yakıyordu bu kızgınlık. Acıtıyordu kalbimi.

Sen or'da yoksun
Çağırdığımda
Susuzluğumda, açlığımda
Sen or'da yoksun

O hiçbir zaman olmamıştı.
Orda değildi ve olmayacaktı.

Koşsam, sarılsam
Tutunsam yoksun
Ruhumun kara boşluğunda
Sen or'da yoksun
Ne anlamsız, ne tuhaftı
Kendime söylediğim yalanlar
Olmayacak bi' rüyaya inandım

kendime tonlarca yalan söylemiştim. İnandırmaya çalışmıştım kendimi bazı şeylere. Olmayacak rüyalara inanmıştım :)
Bunların farkında olmak daha çok yakıyordu canımı. Şarkıyı söyledikçe bir şeylerin daha fazla farkına varıyordum.

Hırçınlığım imkânsızlığına
Suskunluğuna, uzaklığına

Bir imkansızdan ibarettik artık.
Gözlerimden birer birer yaşlar süzüldü. Şarkıyı söylerken arkama baktım. Yeşim'e, Enes'e ve Anıl'a. Tek tek hepsinin yüzüne baktım. Ama tek birinin yüzünde takıldım. Anıl buruk bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Anlıyordu hissettiklerimi.
En iyi o anlıyordu.

SİSLİ GÖZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin